durzi

entry13 galeri0
    1.
  1. haçlı seferleri sırasında gelip suriyede yerleşip müslümanların baskıları ile dağlara çekilerek müslümanlarla evlenip karışarak oluşmuş topluluk... isimlerini başlarındaki comte de dreux'un okunuşunun bozulmuş şeklinden alırlar...
    2 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. argoda ne hikmetse dürzü şeklinde kullanılarak küfürlü bir hitap sözü haline bürünmüştür.
    2 ...
  5. 4.
  6. aslı "derezi"dir.

    bu yoldakilerin başı dırardır. dırar, Mısırda, Fatımiler zamanında islamiyeti yıkmaya uğraşan biriydi. bunun ve takipçisi Hamza'nın yolunda olanlara Derezi veya Dürzi denir.
    1 ...
  7. 5.
  8. dürzi inancı:
    genel olarak inançlarının içeriği gizli olan dürzilik ,hristiyanlık ve müslümanlık ,yahudilik gibi tek tanrı inanç sistemine dayanır.realkarnsayona inanırlar,Dürzi inancının ilkeleri: diline sahip olma (dürüstlük), kardeşini koruma (kardeşlik), yaşlıya saygı, diğerlerine yardım, vatanı koruma ve bir Tanrı'ya inanmaktır.Dürziler çok eşli evliliği, tütün ve alkol kullanımını, domuz eti tüketimini yasak sayarlar. Ayrıca Dürzilik Müslümanlar, Yahudiler veya diğer dinlere mensup olanlarla evlenmeyi yasaklar. Fakat bu modern topluluklarda çoğunlukla göz ardı edilmektedir.dürzilik sembolu 5 renkli bir yıldızdır-dürzi yıldızı-, bu yıldızın her rengi ayrı bir sembolü ifade eder:zeka (yeşil), ruh (kırmızı), kelime (sarı), gelenek (mavi) ve içkinlik (beyaz).birçoğu lübnanda yaşamaktadır(batı kesimde)
    3 ...
  9. 6.
  10. suriye, lübnan ve mısırda yaygın olan inanış.özelliklede lübnan da devletin her kademesi ve mecliste dürzi kontejanı vardır.
    0 ...
  11. 7.
  12. kılıçaslan tarafından çok hırpalanmış nihayet çok az bir kuvvetle cebel-i düruz'a sığınmışlardır...
    0 ...
  13. 8.
  14. SURiYE'NiN HAVRAN BÖLGESiNDE, LÜBNAN'IN BAZI BÖLGELERiNDE VE BURALARA YAKIN BÖLGELERDE YAŞAYAN VE KENDiLERiNE ÖZGÜ MEZHEPLERi OLAN BiR TOPLULUK.
    0 ...
  15. 9.
  16. Dürzilik, Fatımi halifesi Hakim Biemrillah'ı tanrı olarak kabul eden ezoterik bir inanç akımıdır. XI. Yüzyılda Suriye'de ortaya çıkan bu akımın adını kurucularından Ebu Abdullah Muhammed bin ismail Anuştegin ed-Derezi'den aldığı ileri sürülmektedir. Kimi araştırmacılar Dürziliği islam'ın Batıni akımları arasında saymalarına karşın, Sünni şeriatıyla olduğu kadar Şii-Batıni anlayışla da çatışan tarafları vardır.

    Dürziler bugün Lübnan, Suriye, israil ve Ürdün'de dağınık topluluklar biçiminde yaşamaktadırlar. En yoğun olarak yaşadıkları bölge Lübnan'ın dağlık yöreleridir. Dürziler uzun yıllardan beri Lübnan dağının güneyi ile Anti-Lübnan dağlarının batısı arasında kalan; kuzeyde Beyrut'tan güneyde Sur'a ve Akdeniz kıyılarından Şam'a kadar uzanan bölgede oturmaktadırlar. Ayrıca az sayıda da olsa Avrupa, ABD ve hatta Avustralya'da da Dürzi toplulukları bulunmaktadır. Dünya üzerinde toplam sayılarının yaklaşık 350.000 kadar olduğu sanılmaktadır.

    Müslümanlar, Dürzileri Müslüman olarak görmezler. Oysa Dürziler kendilerini Müslüman olarak, hatta Müslümanların en doğru inançlısı biçiminde değerlendirirler. Kendilerini Muvahhidin(Tanrı'nın birliğine inananlar) olarak adlandırırlar.

    Dürziler'in ırk olarak kökenleri konusu tartışmalıdır ve oldukça farklı köken kuramları ileri sürülmüştür. Bir görüşe göre Dürziler'in kökeni Hititler'e ya da Galatlar'a kadar geri götürülür. Bazı araştırmacılar, eski iran kavimlerinden Persler'in ve Medler'in inançları olan Mazdeizm ile Dürzilik arasındaki benzerlikleri kanıt sayarak, Dürziler'in bu kavimlerin soyundan geldiklerini ileri sürerler. Kimi etnograflar ise Dürziler'in Asurlular tarafından sürgün edilmiş barbar bir kavmin devamı olduklarını savunurlar.

    Dürziler'in kökeni hakkında bir başka görüş, bunları Fenikeliler ile ve özellikle Eski Ahit'te I. Krallar 5:6’da sözü edilen ve Süleyman Tapınağı'nın yapımı sırasında Lübnan dağlarından kereste sağlayan Sayda'lı işçilere bağlamaktadır. Uzun yıllar boyunca Lübnan'da yaşamış olan Haskett-Smith, "The Druses of Syria" (Suriye Dürzileri) adlı yapıtında: "Dürziler, kendilerinin Süleyman Tapınağı'nı yapanların torunları olduklarını ileri sürüyorlar; oysa Eski Ahit ve Yahudi tarihi hakkında bilgileri pek sınırlı" diye belirtmektedir.

    Dürziler, kendilerini Arap ırkından sayarlar. Dürzilerin kökeni konusunda en çok yandaş toplamış olan görüş, Dürziler'in Yemen'deki Süryani kökenli Araplar oldukları biçimindedir. Bu görüşe göre Dürziler, büyük bir sel felaketinden sonra Yemen'den ayrılarak kuzeye göç ettiler. islam'ın yayılması sırasında bu yeni dini benimseyerek, Lübnan'ın dağlık yörelerini yurt edindiler.

    Dürziler'in kökeni hakkında Batı'da geliştirilmiş olan bir söylenceye göre Dürziler, Haçlı Seferleri sırasında Lübnan dağlarına yerleşmiş olan Dreux Kontu ve adamlarının soyundan gelmektedirler. Bu topluluğun torunları kendi dil ve dinlerini tümüyle yitirmişlerdir. Dürzi sözcüğünün kökeni de Dreux'den türemiştir. Söylenceye göre, XII. yüzyılda yörede kalıp, memleketlerine dönemeyen bu Haçlılar, Müslümanların baskısı karşısında Comte de Dreux'nün komutası altında dağlara çekilmişler ve yerliler ile evlenerek ayrı bir topluluk oluşturmayı başarmışlardır. XVII. Yüzyılda bu söylence daha da geliştirilmiş ve Dürziler'in başında bulunan Emir II. Fahreddin'in Lorraine hanedanı ile kan bağı bulunduğu ve bu yolla ilk Kudüs Haçlı Kralına bağlandığı ortaya atılmıştır. Fahreddin'in 1613-1618 yılları arasında Floransa ve Paris'te kaldığı, hem Medici hanedanı hem de Fransa Kralı XIII. Louis ile Osmalılar'a karşı ittifak kurduğu bilinmektedir.

    Dürziliğin inançsal kökeni Mısır'daki Fatımi devletine dayanmaktadır. Araştırmacılar Dürziliğin tarih sahnesine çıkışını, Fatımi halifesi Hakim Biemrillah'ın kendisinin tanrı olduğunu ileri sürdüğü 1017 yılı olarak kabul ederler. Bu yıl Dürzilerce takvim başlangıcı biçimde değerlendirilir. Hakim'in veziri olan Hamza bin Ali, Hakim'in tanrılığına dayanan bu yeni inancı yaymak görevini üstlenir ve Hakim'in imamlığını ve tanrılığını savunan iki risale kaleme alır. Bu risalelerde Allah'ın yedi imama hulul ederek insan biçimine büründüğünü, Hakim'in özünde Allah'ı bulunduran son imam olduğunu iddia eder. Hamza, Hakim'in tanrılığının yanısıra, kendisinin de peygamber olduğunu ortaya atar. Hamza bu yeni inançları yayması amacıyla Anuştegin ed-Derezi'yi Suriye'ye gönderir. Anuştegin, Suriye ve civarında yaptığı propagandalarda oldukça başarılı olur. Diğer taraftan 1020 yılında Hamza, Kahire'de bir camide inançlarını açıkça duyurur ve bunun üzerine Hamza karşıtı büyük bir ayaklanma başlar. Hamza, bir süre Hakim tarafından korunur ve sonra ortadan yok olur. Halife Hakim ise, giderek genişleyen ayaklanma karşısında özellikle Fustat kentine karşı müthiş bir intikam hareketine girişir. Ne var ki tam bu sırada halife Hakim de 23 Şubat 1021 gecesi esrarengiz biçimde ortadan kaybolur. Hakim ve Hamza'nın yandaşları Mısır'ı terketmek ve Suriye'de Anuştegin ed-Derezi tarafından oluşturulan topluluklara katılmak zorunda kalırlar.

    Zamanla güçlenen Dürziler, Haçlı Seferleri sırasında ismaililer ile birleşerek islam ordularına karşı Hıristiyanlarınyanında yeralırlar. Ancak bu dönemde o yörede yaşayan ismaililer ile Dürziler arasındaki ilişkiler hakkında açık bir fikir edinmek olanaklı değildir. Bir çok araştırmacı bu iki mezhebi birbirine karıştırmıştır. Kesin olarak bilinen her iki mezhebin de Haçlı Seferlerinin sonuna kadar Hıristiyanların müttefiki olarak kaldıklarıdır.

    Haçlı Seferlerinden sonra yörede varlıklarını sürdüren Dürziler, Kaysiler ve Yemaniler diye iki kola ayrıldılar. Yemaniler Mercidabık savaşında (1516) Osmanlılar'ın yanında yeraldı. Daha sonraki yıllarda sık sık çıkardıkları ayaklanmalar ve kargaşalıklarla Osmanlı imparatorluğundaki sorunlu topluluklardan biri olma özelliklerini sürdürdüler. Birinci Dünya Savaşı sırasında diğer Arap kabileleri gibi Osmanlılar'a karşı harekete geçtiler ve Fransız işgali sonucu (1918) Osmanlı yönetiminden ayrıldılar. Fransızlar Dürziler'in yaşadıkları yörede özerk "Cebel-i Dürz" Emirliği'ni kurdular (1921). Dürzi Emirliği 1936 yılında kaldırıldı ve Dürziler'in bir kısmı Suriye'ye bir kısmı Lübnan'a bağlandı.

    *
    7 ...
  17. 10.
  18. SURiYE'NiN HAVRAN BÖLGESiNDE, LÜBNAN'IN BAZI BÖLGELERiNDE VE BURALARA YAKıN BÖLGELERDE YAŞAYAN VE KENDiLERiNE ÖZGÜ MEZHEPLERi OLAN BiR TOPLULUK.
    0 ...
  19. 11.
  20. yunan felsefesinden etkilenmiş ortadoğu tabanlı müslüman mezhep. etnik kökenleri hakkında türlü spekülasyonlar yapılmakla birlikte kendilerini arap olarak tanıtırlar.
    0 ...
  21. 12.
  22. ilğinç gelenekleri olan topluluktur. bir kişinin vefat ettiğinde sevinen, oynayan topluluktur çünkü yeni biri(bebek) geleceğine inanılır.
    0 ...
  23. 13.
  24. oldukça tuhaf ölü defnetme gelenekleri vardır. ölen kişinin ardından ağlamak söz konusu değil. hatta ayıp. reenkarnasyon inancı görüldüğünden, gidenin ardından: "geri gelecek!", "geri gecelek!" nidalarıyla beklemek doğal olanı. kadınlar, tek tek sırayla gelip, sandukaya konmuş naaşı selamlayıp çekilirler. mezarlıkları olmaksızın, ölüyü paldır küldür gömmektedirler. ee, adam geri gelecek nasılsa. idareten takılsın işte.

    şii fatımi halifesi, bir sabah kalktığında, kendisinin tanrı olduğu iddiasında bulunarak, bu akımın startını vermiştir. veziri de akımın peygamberi oluyor. aynı halife, bir gün bir eşeğe binerek gidiyor, gidiş o gidiş. halk bekliyor ki, ölüp, reenkarne olup dönsün.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük