hiç nedensiz huzurla dolmasıdır insanın, hiç nedensiz mutlu olmasıdır. yerin ve zamanın önemini yitirdiği sadece tebessümün mana kazandığı dakikadır. bazen peşi sıra tüyleri diken diken edip ağlatır bu an, bazen bedenine sığmaz eder ruhu, bazen dile gelir akar sözcüklerden ve bazen susmak olur sakince. o tebessümü kaybetmeden yaşayabilmektir belki de hayat, kim bilir. belki de yaşamın en ufak bir güzellikte saklı olduğunu hatırlatandır.
güzel şeydir ve ruh haliyle paraleldir...
bazen sabah sizi camınızdan öperek uyandıran güneş gülümsetir durup dururken, bazen çamurda debelenen cıvıltılı bebekler, bazense olmadık duvar arasında fışkıran menekşe...
tam olarak kendin bile farkında değilken öğretmen havasında biri çıkar illa ' ne var hayırdır? neden gülüyorsun?' der ve gülümsemeyle gelen tüm huzur yerini sinir bozukluğu ve karşında ki insana kafa göz dalma isteğiyle son bulur verdiğin cevap yalan ya da öylesine bir cevaptır.
'Sokakta giderken kendi kendime Gulumsedigimin farkina vardigim zaman
Beni deli zannedeceklerini dusunup guluyorum.' demis orhan veli.
insani bu duruma getirecek belki olumdur, kayiptir belki ask ama temelde hayata olan inancin ona olan guvenin bos cikmasi sonucu olan o aci gulus insanin icini nasil parcalar, yalnizsindir, eger iki kiside birbirini seviyorsa mutluluktan gulunuyorsa ne mutlu tabi.
Yüzünde aptal bir ifade olusturur. O an yanindakiler dalga geçmek için hazir vaziyette beklerler. Bak simdi o halimi düsündüm yine ayni ifade, degismiyor hiç.
yolda yürürken benim başıma sık sık gelen olay. eskiden kuzenlerle veya arkadaşlarımla yaşadığım bir kaç anı gelir aklıma ve kendi kendime kahkaha bile atabilirim.