kelimeyi ard arda tekrarladıktan sonra, bir müddet durup aynı kelime söylenmeye çalışıldığında yanlış telaffuzlar da ortaya çıkar. bu da benim tespitim.
söylenildiği an ne dedim ben yaa doğru mu söyledim ki gibi bi tepki gösterilir.
Aslında hepimiz aynı şeyleri yaşıyormuşuz, sadece bana mı oluyor hissi yüzünden bazen kendimi çok özel hissederdim.
bazen adınıza bile yabancılaşırsınız. ve sadece size oluyormuş hissi verir bu yabancılaşmak. aslında doğaldır bir kelimeye veya cümleye yabancılaşmak bazen insanlara bile yabancılaşmıyor muyuz? ya kendimize? yahu yabancılaşmak ne kadar tuhaf bir kelime imiş.
kavramı herhangi birine anlatıp bir örnek vermek istediğimde aklıma ilk olarak masa kelimesi gelir. masa'nın yabancılaşmayla sıkı ilişkisini henüz çözemedim. ancak çevremdeki insanlara da sorduğumda onlar da masa üzerinde yoğunlaşıyorlar.
çocukken yaptığım manyaklık. ara ara halen olur. hatta iş kelimenin anlamından çok "biz nasıl heceliyoz, nasıl ses çıkarıyoz lan?" noktasına kadar gelir. buradan sonrası mı? bilemiyorum getiremedim devamını korktum sözlük.*
ben aslında durup-dururken soğumadım hayal kurmaktan. ama her gece onu rüyamda görüp onsuzluğa uyanmaktan yoruldum. onu adını sayıkladığımı arkadaşlarımdan duymaktan yoruldum. her gece yeniden tüm imkansızlara imkan eyleyip onunla her gece yeniden sevgili olmaktan yoruldum.
her günümü geceye kurban vermekten yoruldum. bi onu kurban edemedim, her gece koyun gibi kurban olmaktan yoruldum
sıklıkla başa gelen durumlardan biridir. ardarda 5-6 kez kalem dediğimde kalem kelimesinin kökenlerine kadar inmişliğim vardır şahsen. başka şeyler düşünerek kelimenin eski haline dönüşmesini bekleyin, geçer.
mini etekle merdivenden cikmak başlığını gördüm sol framede, gayrı ihtiyari elim gitti ve tıkladım başlığa, mini eteğe değil, "merdivenden çıkmak" kısmına takılmıştı aklım, önce sözlükte "içinde merdiven kelimesi geçen başlıklar"ı aradım. "merdiven çıkmak" başlığını bulamadım. doğrusu buydu emindim ama bir kanıttı aradığım, tdk'ya uzandım ama sonuç alamadım, bu arada istemeden içimden "merdiven, merdivenden çıkmak, merdiven çıkmak" gibi %60'ı merdivenden oluşan sözler geçiyordu kafamdan, aradığımı bulamadım, aşlığı açan arkadaşa düzeltebilir misin diyecek takatim de kalmadı. düzelt diyecektim de, neyi düzeltecekti yazar? merdiven kelimesini o kadar çok tekrarladım ki artık başlık vs. umrumda değil, merdiven mi? hani o basamaklı, teker teker çıkarak daha yüksek bir yere ulaşıyoruz falan, böyle birşeyin adı nasıl "merdiven" olur. kim akıl etmiş, "merdiven" nedir...
sözlüğe entry girerken başa gelebilen bir durum. bir kelimenin yazılışından, telaffuzundan emin bir şekilde yazmaya başlıyorsunuz. bir anda biraz da ayar alma korkusuyla, kelimeyi kafada evirip çevirmeye başlıyorsunuz. sonra geçiyor ama.*