durmuş yılmaz

    8.
  1. artan enflasyonu faiz arttırımı ile gidermeye çalışan merkez bankası başkanı.

    2001 krizinin etkilerinin 2004 ortalarında son bulduğu halde aynı ekonomik politikayı devam ettiren akp hükümeti için durum iki ucu kakalı değnek durumuna gelmiştir.

    ekonomimizdeki enflasyon artık kağıt üzerinde de düşük değildir. tük'in hemen hemen her sene enflasyon sepetindeki mal ve hizmet listesini değiştirmesi ile kağıt üzerinde düşük görünen enflasyon artık minik hesap oyunları ile kağıt üzerinde bile dizginlenememektedir.

    burada 2 seçenek vardır, ya faizi düşürüp enflasyonun yükselmesine izin vereceksiniz, faiz düşünce dövizde yükselme gerçekleşecek ve reel değerine yaklaşacak, böylece ihracatçı rahatlayacak, üretici rahatlayacak, ithalatçı zorlanacak, yabancı sermaye dedikleri sıcak para sahibi yabancılar paralarını dövize çevirecekler ya da faizi yükselteceksiniz, enflasyonu dizginlemeye çalışacaksınız -ki, dizginlenemeyecek yine de- ihracatın önüne set çekeceksiniz, üretici maliyetleri çoğalacak, ithalatçı ve yabancı sermaye dedikleri yabancı sıcak para babaları bayram edecek.

    yani durum böylesine pis bir durum. akp hükümeti diyor ki; "enflasyonu tek haneye indirdik" kağıt üzerinde enflasyonun tek haneye inmesinin 2 sebebi var. biri dünyanın en yüksek reel faizini vermemiz -ki, bu dünyada en yüksek faizle borç almak demektir aynı zamanda, faizlerin yükselmesi ile döviz düşer, aradaki kur farkı ile yabancı sermaye olarak pembe şekilde anlatılan kişiler ülkemizde elini sıcak sudan soğuk suya sokmadan %40 para kazanır sırtımızdan, böylece içeride para çoğalır ve enflasyon güya düşük olur- diğeri de tüik'in enflasyon sepetini enflasyonu düşük göstermek için devamlı değiştirmesidir. zira devamlı olarak kullanılan ve fiyatları %50 ila %300 arasında artan ürün ve hizmetlerin birçoğu sepette yoktur.

    şimdi, eğer enflasyon tek haneye inmişse, bunda merkez bankasının faiz politikasının payı büyüktür, yani akp hükümeti övünürken merkez bankası'na da dua etmeli, ha şimdi diyor ki akp; "biz faiz indirin diyoruz indirmiyorlar" e o zaman sen nasıl "enflasyonu tek haneye indirdik?" diye caka satacaksın etrafa? enflasyon kağıt üzerinde bile %25-30 olduğunda ne olacak?

    hem yabancı sermaye diye inleyeceksin -yabancı sermaye akp'nin kara kaşı, kara gözü için gelmiyor, ülkemin sırtından, insanımın sırtından kazanacağı parayı hiçbir yerde kazanamayacağı için geliyor, bir yılda parasını kur farkı ile birlikte %40 değerlendeceği başka bir ülke yok- hem de "faizleri indirin" diyeceksin. e tabi baktın ki üretci ihracat yapamıyor, maliyetleri kurtaramıyor, kepenk indiriyor bir taraflar tutuştu değil mi?

    enflasyon tek haneli olsun, yabancı sermaye gelsin, faizler düşük olsun, istihdam artsın. bunların hiçbiri aynı anda olmaz yiğitler.

    ekonomiyi 2004'te değiştirmen gereken politika ile hala yönetmeye çalış, bir yandan popülizm yapmaya devam et, sonra da "merkez bankası bizimle inatlaşıyor"

    ah keşke merkez bankası faizleri indirse de, enflasyon kağıt üzerinde ble %25'leri görse, döviz reel değerine yaklaşsa da elinizde enstruman kalmasa, o zaman da akp der ki; "merkez bankası faiz düşürdüğü için artıyor enflasyon, özerk olduğu için biz müdahale edemiyoruz, bakın biz yapsak vallahi enflasyon düşer" der.

    ekonomiden zerre anlamayan, bütçe görüşmelerinde makarna, simit, çay hesabı ile anlatılan ekonomiyi alkışlayan düdükler de bunu afiyetle yerler. faturayı da ali babacan ve mehmet şimşek başta olmak üzere akp hükümeti'ne değil de ne olursa olsun merkez bankası'na ve başkanına keserler.
    4 ...
  2. 10.
  3. haziran 2008 verilerine göre, aylık maaşı 31 bin 831 lira olduğu belirtilen başkan. varsa çocuğu da, babasının maaşından şikayetçi olmayan hemen hemen tek memur çocuğu olmalı.

    (bkz: memur çocuğu olmak)
    2 ...
  4. 17.
  5. kimselere padişahım çok yaşa denmemesi gerektiğini söylemiş biridir. sırf birilerine yaranacağım diye ülke ekonomisi için hiçbir doğru karardan vazgeçmemiştir. yaptıkları her zaman ülke içindir.

    röportajından güzel bir kısım.

    --spoiler--
    -Zaman zaman hükümetin bazı üyeleri sizi incitecek şeyler de söylediler. Zafer Çağlayan size "Şaban!" dedi. Kürşat Tüzmen'in yine sert eleştirilere muhatap oldunuz. Bunlar sizden beklenen minnet duygusunun göstergeleri miydi?

    -Herkesin bir sorumluluk alanı var. Merkez Bankası'na verilen görev, fiyat istikrarını sağlamak. Sayın bakanımız da dış ticaretten sorumlu. Seçmenin ondan bir takım talepleri var. Sayın bakanın kendi söylediklerinin doğru olduğuna inandığı ve kendi işini, en iyi şekilde yapma isteğinden kaynaklanarak bunu yaptığı varsayımıyla söylüyorum. Ve bize eleştiri yöneltiyor. Bu eleştiri kutsaldır, bu eleştiri yapılmalıdır. Fakat biz de kendi penceremizden, ülke ekonomisinin bütünlüğü açısından kuşbakışı baktığımızda sayın bakanın dediklerini yapmak mümkün mü, mümkün. Fakat onu yaptığınız zaman bir başka şeyi bozuyorsunuz. O bozduğunuz başka şeyin maliyeti ile bu yaptığınız iyinin maksimum faydası eksi yönde mi, artı yönde mi? Bütün bunların hesaba, kitaba katılması gereken bir durum.

    -Bunları kendi beyninizden mi geçiriyorsunuz, yoksa "Sayın Çağlayan siz ne diyorsunuz? Bu işin bir de bu yönü var" gibi konuşmalar geçiyor mu aranızda?

    -Para politikasının en önemli unsurlarından biri doğru iletişim. Bunun yüzde ellisi teknik analiz, yüzde ellisi de doğru yerde, doğru ortamda, doğru kelimelerle ne yapmak istediğinizi anlatmak. Eğer sayın bakanı her defasında telefonla arayıp efendim öyle değil, böyle desek, veyahut da kamuoyu önüne çıkıp cevap verirsek ülkemiz bundan zarar görür. Biz genel olarak para politikasını anlatırız. Ve onun içerisinde de bunların cevapları vardır. Piyasa da bunu bunun içerisinden çıkartır. Dolayısıyla birebir her şeye cevap vermek doğru değil. Sayın bakanımız ne dedi? Merkez Bankası yanlış, kurda şöyle şöyle yapsaydı Türkiye 10 milyar dolar daha fazla ihracat yapabilirdi dedi.

    -Doğru muydu peki?

    -Gerçekten Merkez Bankası öyle bir şey yapsaydı 10 milyar dolar fazla ihracat yapılırdı. Ama bütçe açığı ne olacaktı? Kamu borç stokunun milli gelire oranı ne olacaktı? Risk primi ne olacaktı? Kriz döneminde Türkiye iki defa derecelendirme artışı aldı. Bu not artışını alabilir miydi? Bütün bunların hesabını yapmak lazım. Çünkü A noktasından B noktasına giderken tek düz bir çizgide gitmiyorsunuz. A noktasına gitmek için aldığınız tedbirleri oynattığınız zaman sistemin 32 tekmil taşı birden oynuyor. Ve her şey değişiyor. Şaban'la ilgili şunu söyleyeyim. Ben alınmadım. Ama tek bir tespitim var. Filmlerinde Şaban hiçbir zaman kaybetmedi.
    --spoiler--
    2 ...
  6. 13.
  7. muhabir soruyor: "bu yıl davos'ta yalnız başınızasınız; başbakan da yok bakanlar da. nasıl bu durum?"

    cevap geliyor, pek keyifli, pek memnunca: "valla, bir haller var. önceden gelirdim, otelime gider kendim yerleşir ederdim. şimdi hem onlar karşıladı, hem de 2 koruma verdiler bana. ben öyle tehlike mehlike de görmedim, pek ağarlanıyorum."

    muhabir vazgeçmiyor, ısrarlı: "eh ama sıkıntılar, durumlar belirtmek için birileri olsa daha mı iyi olurdu?"

    memnuniyet de ısrarlı, yeri gelince alakasız: "efendim, türkiye burada temsil ediyor. tarafımca.."

    cevap veren taraf tabii başlıkta geçen zat-ı muhterem; pek bizden, pek - saçma gelecek ama - gülümsetici..

    merkez bankası başkanı, esaslı yeri olan adam da.. ekonomiyi boşverin, adam pek keyiflenmiş yaa!
    2 ...
  8. 18.
  9. merkez bankası guvernörlüğüne ( evet,ukalalık olacak ama merkez bankası başkanlarına böyle denir ) hak ettiği saygınlığı vermiş yüksek bürokrattır kendisi. gazi erçel,yaman törüner gibi adamlarla hayli örselenmişti,öncelikle itibar ve itimat ile akla gelmesi gereken o makam.
    1 ...
  10. 31.
  11. 24.
  12. Abdullah öcalan'la aynı lisede aynı dönemde okumuşlardır. Yahut birisi birisinden bir dönem öncedir.
    1 ...
  13. 3.
  14. uşak dogumlu, öğrenimini ingiltere'de görmüş, merkez bankasında 26 yıl görev yapmıs sahsiyet.
    1 ...
  15. 4.
  16. haber sitelerinde hanımı türbanlı olmasına rağmen!( ki ben bu bahaneye g.tümle gülüyorum) atanan yeni merkez bankası başkanı yazan kişidir.
    (bkz: hayırlı olsun)
    2 ...
  17. 2.
  18. süreyya serdengeçti' nin görev süresinin bitmesi nedeni ile 18.04.2006 tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankası başkanıdır.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük