"Ben bir vaka ile karşı karşıya geldiğimde kendime hemen şu 13 soruyu sorarım. Kaçta, hangi, ne ile, niçin, nolmuş, kimi, nerede, nasıl, ne zaman, kimden, neyi, NE BELLi, neye, kim?"
Sakın tek bir kelime dahi edeyim deme.
Sakın tek bir yalan dahi söyleyeyim deme.
niye biliyor musun?
çünkü, inanırım…
Onca şeyden sonra
şimdi tek bir cümle et
gözlerime bakıp beni sevdiğini söyle
gerçek olmadığını bal gibi bilirim
ama yine de sana inanırım.
O yüzden bir an bile beni gerçekten sevdiysen
sakın bir tek kelime dahi edeyim deme
çünkü
inanırım…."
edit: boşmuş bu bakınız.
hamlet'in mezarlık sahnesinde elinde kafatasıyla söylediği replik. nedense hep aklıma gelir. yazayım:
"Vah zavallı Yorick! Onu tanırdım Horatio; Fevkalade hoş bir adamdı. Kaç kereler beni sırtında taşımıştı. Halbuki şimdi bana ne iğrenç geliyor. nerede şimdi o latifelerin, o oyunların, o şarkıların? nerede sofrayı kırıp geçiren şakaların? avurtların büsbütün çöktü mü ki? öyleyse şimdi git, hanımımızı odasında bul, ona yüzünü bir parmak kalınlığında da boyasa yine bu hale geleceğini söyle. bakalım buna gülebiliyor mu?"