uzaklara bakmak, iç geçirmek, bir yere odaklanıp dalmak ve sonrasında gelmeyen kahrolasıca gözyaşları.
ağlasan rahatlıcaksın ama gelmez ya düğümlenir o boğazda.
lanet edersin bir daha.
kendini gerçekleştirmek tabirinden çok uzaklaştığının göstergesidir. bir çok sebebi olabilir fakat her zaman bir şeylerin eksikliğinden kaynaklanır. sadece adını koyamazsın. ve bu durum insanı daha aciz kılar iyice çukura iter.
durduk yere gelmez aslında. belki de baya uzun süre ordadır da sen onu günlük aktivitelerle bastırmaktasındır. etrafında ne kadar lüzumsuz iş varsa, sevinilecek ama senin olmayan ne kadar şey varsa sahiplenmişsindir. kendi hayatında tuttuğun eline geliyordur da susuyorsundur. kabullenmesen de alışmıssındır. isyan etsen de bir b.kun değişmediğini görmüşsündür ya da. değiştirebilecek gücünün olmadığını fark etmiş ancak kendine bile itiraf etmemişsindir. bunların kuvvetle muhtemel hepsi bir aradadır da, sen güç kalkanların havada yaşıyorsundur. bir anda bir şarkı çalar, ya da elalemin çok dandik bir mutluluk anında güneş içine sızar da kendi tozlarını, acılarını, anılarını görürsün. bir öküz gelir göğüs kafesine oturur.
"şenlik dağıldı, bir acı yel kaldı bahçede yalnız
o mahur beste çalar müjgan'la ben ağlaşırız
gitti dostlar, şölen bitti, ne eski heyecan ne hız
yalnız kederli yalnızlığımız da sıralı sırasız
o mahur beste çalar müjgan'la ben ağlaşırız"
durdurulamaz, karsi konulamaz bir istektir. otur agla deseler aglar insan o derece. aslinda icten ice biriken bir cok neden vardir, kucuk bi olay tetikleyici olabilir.