"babamla öğretmenim arasındaki tartışmalar, kültürle olan ilk temasımın zevkli hatıralarıdır. benim aracılığım ile yapılan ve tartışmacıların pek farkına varmadıkları bu konuşmalar benim için sinsi bir keyifti. ilk gün koşa koşa eve gelmiş ve hemen babama yetiştirmiştim. baba sen yanlış biliyormuşsun öğretmenimiz söyledi:biz mektebe değil okula gidiyormuşuz. babam okuduğu gazeteden başını kaldırdı yorgun ve ilgisiz nazarlarla baktı yüzüme. "dur bakalım hele" dedi. babamın sonradan daha iyi farkettiğim karakterinin eşsiz bir özetiydi bu cümle. "dur bakalım hele." hem kendi durur, hemde herkesi durdururdu bu cümleyle. benim hızımı, annemin hırçın ve telaşlı atılmalarını hep bu amansız cümlesiyle keserdi. "dur bakalım hele." dünya tefekkür tarihine "durbakalımhelecilik" geçmez ise babama yapılmış en büyük haksızlık olacaktır bu."