karl marx'a ait felsefedir. öyle değil midir ama? her gün binlerce çirkefliğin yaşandığı bir devirde bir çok filozof dünyayı anlamak yerine değiştirmeye çalışsaydı daha tutarlı ve olgun tavırlar ortaya çıkmaz mıydı?
ilk bakıldığında değiştirmek ve anlamak aynı kapıya çıkıyor gibi gözükse de öyle değildir. birisi hayatın aka kapısına çıkıyor. diğeri ise ön bahçesine!
okyanusta kulaç atmaktır, evet yorucudur evet aşılmaz bitmez gibi gözükmektedir ama yolun en azından bir kısmını en çaresiz biçimde katetmek için en iyi çaredir.
(bkz: imposible is noting)
dünya, kişinin görebildiği kadardır. ne kadar uzağı görüyorsa o kadar vizyonerdir. bakış açısından kendine bir misyon çıkartabilirse o zaman kendi dünyasına anlam kazandırıp değiştirme yetisine sahip olur.
