olur ya hani bazen basiniza bir şey gelir, sansiniz ters döner bilemedin ayağina taş kacar falan filan, işte basa ne geldiyse birden feryat figan edilir. hep suclanir bazi seyler, kendimizden gayri...
elektrik parasini ödemediğinden elektrik kesilir mum işiğinda oturursun. baslarsin parasizliğa sövmeye. suclu sen dğeilsindir sistemdir. allahin belasi kapitalistler, vatan hainleri diye. her şeyi suclarsin.
fakat sen akıllı olsan, ayağini yorganina göre uzatsan ne bileyim işte akıllı olup 1 milyar götü kirik cep telefonuna alacağina -hat konturlu olmazsa hatrim kalir- o para ile akıllı işler yapsan bu basina gelir miydi?
senelerce televizyonda arz-i endam etti, yesilcam starlarinin captan düstükten sonra ki sefalatleri.
akla hiç gelmedi nedense bu insanlarin işleri iyiyken kendilerini neden sağlama almaya gayret etmediler?
tamam köy kahvesi gibi işler islerimiz, alaturka pazarlikla döner carklar ülkemizde, sinemada buna bulanmiştir. bu pozisyonda ve sartlarda istisnalar kaideyi bozmamalidir.
bu sadece bir örnektir, elbette örnekleri değil temele bakalim biz yine.
gecenlerde bir zamanlar cok zengin olan ama parasini har vurup harman savuran birde üzerine göt kalkmasi yasayan babamin bir ahbabi ile iş yerimize. bu arkadas herkesi sucluyor kendisinin ise sütten cikmiş ak kasik oldugunu iddia ediyordu tabi. ağlaklık yaparak kendi sabalikliğini yok ediyor milletin sabaliklarini ve pustluklarini virvir büyüteciyle büyütüyordu. olanlarin bitenleri bilmesek adama hak verecektim hani, ama yemezler amigo...
herneyse biz insanlar neden kendi kusurlarimizi kendi gözlerimizle görmeyiz? neden kendi denetiminizi kendimiz yapmayiz? neden kendimiz kendimizi sorgulamayiz? niçin dürüstce kendimizle yüzlesmeyiz? yoksa bunlari yapip işimize gelmediği dört carlik mi yapiyoruz?
tenkite karsi en süpersonik silahlar ile ne bileyim hamasetlerle, suclamakla ve bok atmalarla hücüm ediyoruz, peki ne değisiyor?
elbette bir bok değişmiyor, işte üc bes sadaka kapariz en fazla o kadar.
fakat bütün bunlara ragmen bütün sarlamalar, en halis muhlis kufurlere ragmen heyhula gibi sorunlar kımıldamazsizin durmaktadir.
üstüne üstlük o sorunlarla beraber yasamaktan sado-mazo bir zevk alinir.
işin gücün dünyanin temeli bozuk diyerek sikayet et bu neyi çözüyor? hiç bir seyi elbette.
dünyanin temeli bozuk ama buna katlanarak yasamak mi yoksa sikayet ederek mi yasamak daha iyi, işte esas mesele bu. bence katlanarak yasamak evladir.
