bundan yıllar önce lise çağlarında o zaman adını bile anmamızın yasak olduğu kitaplarda diyalektiği öğrendiğimizde tarihi daha iyi anlar olmuştuk. her ne kadar diyalektik savunucuları da kendi aralarında bir idealit materyalist tartışmasına bürünse de tarihi anlamın ama en azından yorumlamanın ancak onunla mümkün olduğunu biliyorduk artık. Şunu öğrenmiştik, tarihteki hiçbir olgu ve kurum çapa atmış bir gemiye benzemezdi, denizde bir akıntı vardı ve bu akıntı içinde yüzen binlerce gemi birbirine çarparakta olsa ilerliyordu.
dünyanın en şerefli ordusu işte bu yukarıda bahsettiğimiz açıklama dahilinde incelenmesi gereken bir konudur. Tarihi bir kurum olan orduları hiçbir zamanda duruduramaycağımıza göre ve her zamana uygun bir teoriyi bir olguya indirgeyemeyeceğimize göre ortada dünyanın en şerefli ordusu tabirini de sabitleyemeyiz veya birilerinin elinden alamayız. Mesela amerikan iç savaşı'nın kuzeyli ordusu zamanın en şerefli ordusu idi, peki aynı yapının uzantısı olan usarmy'i bugün böyle sayabilir miyiz? Peki usarmy bugünün en şerefsiz ordusu ise ikinci dünya savaşı'nın müttefiklerinin bel kemiği olan orduyu ne yapacağız, o şerefsiz miydi? Yahut bir yıl öncesinde doğu halkları üzerine kabus gibi çöken rus ordusu, bir yıl sonra nasıl oluyordu da kızıl ordu olunca şerefsizlikten sıyrılıp aynı halkların kurtuluş umudu haline geliyordu? Berlin'de faşizmi alaşağı eden şerefli kızıl ordu nasıl oldu da 50 yıl sonra Afganistan'da bir anda şerefsiz hale düştü? Fransız ordusu 1789'da paris'teki mi yoksa Cezayir'i katliama tutan mıydı? Yoksa Anadolu'yu işgal etmiş maşa haline dönüşmüş yunan orduları mı şerefliydi yoksa hitler'e karşı bağımsızlık savaşı veren yunan askerleri mi şerefsizdi? Peki türk ordusu, zamanın en büyük emperyalistlerinden fransızları ve ingilizleri yok eden miydi, yoksa 12 eylül'de zamanın en büyük emperyalisti abd ile kolkola giren mi? Bu ordulardan hangisi şerefliydi, hangisi şerefisizdi?
Bir tarihi kurumu yada olguyu skolastik gözle izlersek bu soruların yanıtı bulamayız. Çünkü dünyanın neredeyse bütün orduları şerefli bir dönemden geçmiştir, sırf günlük politika uğruna çapa atan balıkçı teknesi gibi ağımıza düşecek sazanları beklememeliyiz.
Kıyıdan oturup bu akıntıyı seyretmeden o serefsizdi, asıl bu şerefliydi diye tartışırken dikkat edilmesi gereken can alıcı nokta işte budur!
kavramın doğası gereği orduların şerefi ve iYiLiK karakteri yoktur, olamaz da. öldürmek için silanhlandırılmış ve eğitilmiş bir sistem ancak verilen emirlere göre işliyor, vicdan ve düşünce göz ardı ediliyor ise emir demiri kesiyor ise burada şan, şeref, ahlak, iyilik, güzellik gibi tabirler saçma ve gereksizdir.
askeriyede değişmez iki kural vardır. şayet bu kural geçerli olmazsa silahlı insanları yönetmek, vur emri vermek imkansız hale gelir.
1- Üst her zaman haklıdır.
2- Astın haklı olduğu yerde Birinci kural geçerlidir.
peygamber efendimizin mübarek ordusundan sonra gelmiş en şerefli ordulardan birisidir. bakın birisidir diyorum çünkü en az onun kadar şerefli başka müslüman orduları da vardı. *
bu insanların şeref anlayışına göre değişir mesela şerefli olmak en güçlü olmaksa amerikan ordusudur şerefli olmak en eski ve en disiplinli olmaksa türk ordusudur.
- bir başka insanı öldüremediği,
- çocukları, sakat ve öksüz bırakamadığı,
- gasp, yağma ve talan yapamadığı,
- kız ve kadınların ırzına geçemediği,
- kentleri ve köyleri yakıp-yıkamadığı,
- kültürleri yok edemediği,
ergenekon operasyonu kapsamında emekli üstdüzey yöneticileri yada görevdeki subayları, albayları içeri alınmadan önce türk ordsuydu. şimdi hangisi bilemem ama "birilerinin" * türk ordusunun şerefini günden güne yerle bir etmeye çalıştıkları gayet açık...
ecdadın çanakkale'yi geçilmez kılan ordusudur.
karşı taraf futbol oynarken ve bizimkiler namaz kılarken tek kurşun atılmamış tarihin ender savaşlarından biridir.
