büyümeyle ters orantılı bir serserilik , en güzel yaşam biçimi belki de. zordur ama, maçası yemez herkesin.
yıpranmış bir deri ceket özgürlüğünde
ceketimi alır çıkarım delikanlılığı.
dumanlı kafalar ve alkolik nefeslerle nağmeleri inletmek
sahaf kokan eski bir kitap üzerine izmaritle notlar yazmak
bir sokak fahişesine gül vermek
yolunu kaybetmiş bir travestiye gülüvermek
harbici bir dilenciye allah ne muradın varsa versin demek
sokak çalgıcılığını en ulvi meslek sayıp
bağıra çağıra şarkı söylemek
bağdaş kurup bedavadan bir deniz manzarası seansında
dağıtsam mı diye düşünmek yaptığım her şeyi, yaksam mı?
manavdan üzüm çalıp şarap yapmaya çalışmak
ekmek bulamayan evsizlerle bir olup pastane soymak
stada gidip ana avrat geçmiş gelecek sövmek
tüm suni döllenmiş sahte gülümsemeli hayat sahiplerinin
gerçekleri yüzlerine vurmak, yapışkan kibarlıklarına tükürmek
salgıda seçicilik yaparak hak etmeyen hiçbir kadına şiir okumamak
hak edenleri çıplak şiirlerle tahrik etmek
dilimleyerek zevke getirmek
ve yakışıklı spermler bırakmak en özel kuytularına
iz bırakmak bedenlerde, yolda, yolculuklarda
serseri bu diyenleri siklemeyip
hayatın altından girip üstünden çıkmak
hayat beni sikeceğine ben hayatı sikerim diyebilmek
korumasız korunaksız.