bir gün eve giderken mahalleden komşumuz olan bir kız arkadaşla karşılaştık. birlikte havadan sudan konuşarak yürüyoruz. birden tam o sırada köşeden üç dilenci çocuk çıktı. peşimize düştüler. en büyükleri 11-12 yaşlarında bir kız çocuğu, diğeri 9 yaşlarında, en küçüğü de 6 yaşlarında ya var ya da yoktu. üstleri başları kir pas içindeydi. peşimize takılıp dilenmeye başladılar.
büyük olan kız çocuğu:
- allah ne muradınız varsa versin!
-allah ikinizi bir yastıkta kocatsın!
bu dilenci kız ne söylüyorsa, diğer küçükler de koro halinde onun söylediklerini tekrar edip onaylıyorlardı. onun yanında dilencilik stajı yapıyorlardı. biz önceleri şaşırsak da bir şey diyemiyorduk. aslında bu güzel sözler hoşumuza gidiyordu.
bizdeki ifade :
-hi hi hi!!
-allah size nur topu gibi bir evlat versin !
diğer küçük dilenciler de tekrar ettiler.
bizdeki ifade yine:
-hi hi hi !!
bu güzel dua ve temenniler ikimizi birbirimize daha da yaklaştırıyordu. bir tuhaf oluyorduk. ben olayın güzelliği ile gaza gelip bir 10 liracığımı onlara vermek için gözden çıkarmıştım. fakat onlardan daha çok güzel sözler duymak için para verme işini geciktirince olanlar oldu. para alamayacaklarını düşünüp bu kez küfür ve beddua yağdırmaya başladılar.
- ağzınıza sıçayım...
-yanındaki kızın hayrını görme!
bunları söyleyip kaçmaya başladılar. inanılır gibi değildi. üstelik bunları söyleyen 11-12 yaşlarında bir kız çocuğuydu. olayın etkisini üzerimizden atıp yolumuza devam ettik. yanımdaki kız yol boyunca dudağının bir kenarını ısırıp durmuştu. bir süre sonra evlerinin önüne geldik. bana veda etti.
- canını sıkma, dilencilerin bedduası tutmaz! dedi ve koşarak bahçe kapısından içeri girdi. merdivenlerden çıkarken kahkahalarla güldüğünü duydum. yoluma devam ettim. eve yaklaştığımda bahçede bir hareketlilik gördüm. kapıyı açtığımda babamla karşılaştım. yüzü kireç gibi bembeyazdır ve bana ''deden öldü!'' dedi.