bekardan kasıt hiç evlenmemiş olmak ise fark etmeyen durumdur. kafalar uyuşmuşsa, gönüller bir ise, sevgi saygı varsa kişilerin geçmişi mühim değil evlilik mevzusunda.
olmayacak duaya amin denmez. bekar biriyle daha once evlenmis bir kadinin evlenmesi dogru degildir. bekar erkek ailesi yuzunden sorunlar yasayacak sonralari bu sikintilari bir sekilde kadina takaza edecektir. yani bu is olmaz.
Şu an aileye bağlı birey olman ve yaşının genç olmasından dolayı (sadece bu nedenlerden diyorum çünkü dul ve çocuğu olması evlenemeyeceğin anlamına kesinlikle gelmiyor nezdimde.kadının dulu olduğu gibi erkeğin de dulu var, unutulmamalı) desteksiz,olumsuz evliliktir.
Karar tabi bireyi bağlar ama çok düşünmeniz bile yetersiz kalabilir, sorumluluklar fazla bi yerde.
Mesela ben kıskanç bir insanım zamanla kafayı eski kocası ile bozabilirim. Bu hem bana hemde kadına eziyet etmeme neden olur. Paranoyaya başlayabilirim gibi.
iki insan birbirini gerçekten seviyorsa hangisi dul hangisi bekar pek bir fark etmeyecek gibi duran mevzudur. tam tersi de olabilir erkek boşanmış kadın bekar. neden olmasın gönül bu her zaman istediğin yöne süremessin..
yanlış değil ama riskli bir durumdur.
24 yaşında bir erkek (ki hele bu tür konuları sözlük ortamında sorma ihtiyacı hissedecek olgunlukta ) aynı yaşta olsa bile asla bir annenin psikolojisini ve dünyasını anlayamaz. mutlu olsalar bile bu kadının olgunluğundan ve sabrındandır. o yaşlarda insan kendini yetişkin zannediyor. ama şimdi dönüp bakınca ne kadar çocuk olduğumu görebiliyorum. heyecanları sevgi zannetme dönemi.
kendi tercihlerini, kendi sevgisini bile ailesine anlatamayacak kadar pısırık ve leş bir erkekseniz boş yere kadının hayatının yakılmasına gerek yoktur. senden zaten bir bok olmaz, bırak bari kadın kendi kaderini yaşasın.
kafadaki paranoya haline getirdiğin "dul insana olan yaklaşım" varya; işte o senin içindeki pisliğin dışa yansıması işte.
sen dik durmadığın sürece kadının başını çok yakarsın.
ki görünen o ki dik durmayacak adeta bir omurgasız gibi eğilip büküleceksin.
akıl işi değildir. kesinlikle vaz geçilmesi lazım. kesin olarak ve de kesin olarak.
medyadan araştırılırsa, bu evliliklerin çoğunun ya ayrılmayla, ya da eski eşin katliamıyla son bulduğu görülebilir. bir kere çoğu erkek yenilgiyi hazmedemez ve eski eşin bir gün aniden elinde bir silahla kapıda belirmesi ihtimali her zaman vardır. beşikten mezara kadar bu ihtimal vardır. adam içer, canı sıkkındır, sevgilisinden ayrılmıştır, "ulan ben mutsuzum bak bunlar çatur çutur sevişiyor" der, haset eder, taktaktak gider intikam alır. değmez, kesin olarak değmez.
ayrıca bir kadın bir kez boşanmışsa ikinciyi de boşanabilir. ee fıtratında var boşanmak.
burada şöyle bir şey yapmak lazım, eğer ki böyle bir gönül ilişkisi varsa, bu fikirlere hiç girmeden kadınla açık konuşup evlenmeden bu ilişkiyi sürdürmek mümkünse bunun yapılabileceği, aksi durumun imkansız olduğu uygun bir lisanla anlatılmalıdır. olmuyorsa da bas götüne tekmeyi gitsin.
kocası ölmüşse olur. peygamber efendimizin sünnetidir.
ama boşanmış kadınla evlenmek risk taşır. geride niye boşandığı soruları ve öfkeli bir koca var.
birbirini seven veya bibiri üzerinden herhangi bir fayda sağlamayı kabul eden iki tarafın ( gerçi evlilik için birçok sebep var ya neyse ) evlenmesidir.