bizim mahallede oturan yazar. 127 kilo civarı, 160 boyunda bir tosuncuktur. dikkat çekici bir insandır. öyle ki onu her gören bir kez daha bakar. obez olduğu için evinde ne var ne yok kuruttuğu rivayet edilir. bazıları bu haliyle dalga geçer, bazıları da acır, iki üç lokma yiyecekle besler bunu. dost canlısıdır esasen, ama görüntüsü sebebiyle itici bulabilirsiniz. sanki hep yemek yemek ister gibi dolanır etrafta. mahallelinin kediler yesin diye duvar dibine bıraktığı kakaolu kedi mamalarını yerken görmüştüm bir kere. mahalledeki çocuklar kedilerden birini yediğini bile iddia etmişti. inanmadık tabii. başka bir arkadaş da kuşlar için bırakılan su tasındaki suyu kafaya diktiğine şahit olmuş. böyle davranışlarından da anlaşılabileceği üzere biraz asosyal bi tip. evden çıkmaz. şimdi de sözlüklere sarmış. ekşi sözlüğü denemiş, girememiş (sığmamış diye bir espri yapacaktım ama yapmıyorum) buraya gelmiş. yazık, ne yapsın o da bir şeyler yapmak istiyor. kötü niyetli değil. mahalleli olarak onun bu haline üzülüyoruz. hatta bazıları sözlükten nick almış takip ediyorlar bunu. mutlu olduğunu görüp sevindirik oluyoruz, hayatının amacını bulmuş gibi sanki artık. yemekten başka bir şeyler de yapıyor. ne güzel.