dudak

    4.
  1. "dudaklarında fırtınaların tadı var"
    odysseus elytis
    6 ...
  2. 10.
  3. 7.
  4. ruhun vücutta en son dokunduğu uzuvdur.
    4 ...
  5. 21.
  6. Nasıl evrilmişse zaman içinde ve nasıl kullanmayı öğrenmişsek onu, karşımızdakini kırmak için de, övmek için de, öfkemizi kusmak için de, sevgimizi yansıtmak için de onlardan dökülen kelimelere ihtiyacımız olan organ. iki minik et parçasının, birkaç kas kümesinin ne kadar çok iş yaptığını farkındalığından uzak geçer ömrümüz. Ondan çıkan kelimelerle şekillenir ömrümüz. Ama ses çıkarmadan yaptıkları daha çok anlam ifade eder.
    sevgiliden özür dilemek için hafifçe boynuna dokunurken de onu kullanırız. Hangimiz yapmadık ki bu dokunuşu ya da hangimize dokunduğunda içimiz titremedi. Bu temas binlerce kelimenin yaptıklarından daha çok anlam ifade eder. Bu temas hatırlandıkça pek çok anı gelir geçer, kimi zaman gözlerimizi kapatıp hüzünlenerek, kimi zaman da gözümüz açık dalıp giderken uzaklara.
    3 ...
  7. 11.
  8. bir insanı özelleştiren organ.

    dudaklarını okuyorum kimi zaman
    kimi zaman tadını bilmediğim dudaklarına meyvelerden tat seçiyorum.
    ve özlüyorum fısıltılı halini.
    biliyorum öyle buseler kondurursun sen
    sanki dokunmamış gibi.
    sözlerin ise iz bırakıyor ne kadar kısa konuşursan konuş
    saklanma suskunluğunun ardına ...
    3 ...
  9. 17.
  10. günümüzde çok farklı amaçlar içinde kullanılabilen organdır. *
    2 ...
  11. 19.
  12. sevdiceğe aitse ayaklarını yerden keser.
    2 ...
  13. 13.
  14. bir yazarin soyadi.
    yok la o dudekdi.
    olm dudakmi dudekmi?
    bence dudek hatta sema dudek.
    bosver olm ha dudak ha dudek hadi bu entryden gidek.
    (bkz: entry girmekten siyirmis yazarlar.)
    2 ...
  15. 2.
  16. 6.
  17. -bebekken meme emmeye,
    -çocukken soru sormaya,
    -büyükken konuşmaya,
    -biraz daha büyükken öpüşmeye yarayan organ.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük