beyninde dogmatik prangalar bulunan, dünyaya bakışını da bu prangalı beynin elverdiği daracık çerçeveden yapmaya çalışan -ki bazları buna 'inanç' diyor-
'sürü' olmayı 'meziyet' sanan, muhafazakar kimlikli bir gazetecinin görüşüdür.
yasaklara tapar bu zihniyet. her şey yasaktır. dünyaya geliş amacı 'doğmak-inanmak- ölmek' dir.
sorsan bu zihniyete;
-be ademin oğlu, fransa'da doğsaydın katolik olacaktın, o zaman da kiliselerde koşturacak, papaz sakalı mı sıvazlayacağudun acuba?
desen,
- ya ne alağka yağğ, ben araştırır yine islamı seçerdim elhamdülillaaah,
diye cevap verir sana.
oysa araştırsa, oysa kırsa aklının zincirlerini, şu din dediğinin ne havada kaldığını görecek ama, gözler kapalı işte.
sonra her şey yasak. her şey günah.
oysa araştırsa bu 'araştırmacı gazeteci' kimlikli insan evladı, tezatlar üzeri kurulu bu dünyanın
siyah-beyaz
keder-mutluluk
nefret- aşk
doğum-ölüm, gibi zıtlıkların temellediği 'insan yaşamına' sunulacak en son tezatın 'cennet-cehennem' olması kadar doğal bir kandırmaca yoktur.
aranmadan sokakta öpüşenlere müdahale eden polislerin olduğu ülkelerde gereksizdir. ramazanda öpüştüğünüz için sivil polislerden küfür yiyebilrsiniz merak etmeyin.
Böyle bir lafı ortaya atmak da saçmalık bu lafa ve kafa yapısına kalkıp cevap vermek de. Sevgilisiyle taksim ortasında sevişmek modernizmse eğer, yatağı döşeği serip sevgilisiyle yatan adam ve şahin k. Modernizmin temsilcileri olması gerek