havasi soguk degildir. ama alismak zor olabilir. dengesizdir. 3 mevsimi ayni anda yasayabilirsiniz. 5 dakika icinde firtinaya tutulabilir, sicaktan terleyebilir, hafiften esen bahar ruzgarlariyla saclariniz ahenkle dans edebilir. kis denen mevsimi isi kisin bile sonbahar gibi yasayabilirsiniz. hafif soguk bir sonbahar.
ne giyilecegi sasirilabilir. semsiye alsam mi almasam mi diye kriz gecirilebilir. ama alinmasa da olur.
Irlanda Cumhuriyeti'nin bassehridir. ayni zamanda en buyuk kentidir.
Orjinal bicimi "Dubh Linn" olup Dublin bunun hiberno-ingiliz turevidir. "Kara Havuz" anlamina gelir.
Dublin'in zamaninda bir Viking yerleskesi oldugu bilinirken, Dublin adinin Iskandinav (:Izlandik) kokenli oldugunu savunan tez de vardir. Bu ikinci durumda anlami ise "Derin Havuz/Golet"tir: Kent, Viking ve Normanlar icin elverisli bir liman olmustur.
Modern Irlandacada "Baile Átha Cliath" bicimindedir.
James Joyce'un yani sira, ayni zamanda Oscar Wilde'inde memleketidir- dogdugu ev maalesef Joyce'un evi gibi halka ziyarete acilmamistir- gecenlerde gittim Dublin'e, Oscar Wilde House American College adi altinda "ozel organizasyonlar, davetler vb icin gunlugu 200 euroya kiraya verilebilir" yaziyordu..O parada sozde evin yenilenmesi ve restorasyonu icin harcanacakmis. Kapitalizm her yeri saymis anlasilan, Oscar Wilde gibi Amerikan karsiti ve kapitalizm dusmani bir dehanin dogdugu evin su anda bu durumda olmasida cok ironik bir durumdur- mezarinda kemikleri sizliyordur kesin. 200 euroya kiraya vereceginize, acin halka, zaten gunder en az 200 euro ciro yaparsiniz yani, hic mi akil mantik yok bu insanlarda yaaaa, hayret bisey.
irlanda cumhuriyetinin ** başkenti olan bu şehir ülkenin diğer şehirlerindeki bar sayısının toplamından fazla bara sahiptir. inanılmaz bir gece hayatı vardır.
gece hayatı baggot street, temple bar, emaond quay gibi yerlerde olan taksi ücretleri kol gibi olan otobus fiyatlari da tuzlu olan sehirdir. ama buna rağmen düzlük bir yer oldugundan dolayi yürüyüsü kolaydır.
sehirden hatıra almak bireylerin carrolls irish gift shop ugramamlari onun yerine efendi gibi ilac center da bulunan 2 euro dükkanlarına girmesi tavsiye edilir.
sözümüzün özü;
guiness'i içip
molly malone dinleyince
oh be dünya varmıs diyeceksin
sakın şasırma ma ma ma ma
ek olarak:
lafımı dinlemeyip carollstan kaziklananların sonu bu olmus. oynatalim tirxxcim;
Dublin, irlanda'nın başkenti ve aynı zamanda en büyük şehridir. Ülkenin doğu kıyısının ortasında, Liffey nehrinin ağzında yer almaktadır. Viking yerleşimlerinin merkezi olarak kurulan şehir, Orta Çağ'dan beri irlanda'nın başkentidir. Dublin şehri dendiği zaman aslında Dublin konseyine bağlı bölge kastedilse de, halk arasında Dublin'den çevre bölgelerden bazılarını, (Dun Laoghaire, Fingal ve Güney Dublin gibi), kapsayacak şekilde de bahsedilmektedir. Bu bölgeye bazen Dublin metropolü ya da Dublin kenti de denmektedir. 2006 sayımında Dublin konseyine bağlı bölgenin nüfusu 505,739 ve Dublin ilinin nüfusu 1,186,159'du. Dublin'li birine bazen kısaca Dub ya da daha kabaca Jackeen denmektedir. BBC'nin 2003 yılında, Avrupa genelinde 112 kent ve kırsal kesimden, 11.200 kişiye uyguladığı bir ankette, Dublin Avrupa'nın yaşanacak en iyi başkenti ve irlanda Avrupa'nın en mutlu ülkesi seçilmiştir. Dublin, yılda dört milyonun üzerinde ziyaretçisiyle, Paris ve Londra'dan sonra Avrupa'da en çok ziyaret edilen başkenttir.
Avrupa'nın en sıkıcı şehri olduğu iddia edilen Dublin, diğer Avrupa başkentleri ile karşılaştırıldığında pek de eğlenceli sayılmaz. Fakat, o pastoral-dramatik ve yeşil-mavi karışımları şehri mistik bir havaya sokar. Daracık sokakları, her daim tuz kokan evleri, güleryüzlü, kırmızı burunlu* insanları, şatoları ve köyleri ile Dublin ufacıktır, küçücüktür, içi dolu fıçıcıktır.
gitmeye görmeye çalıştığım şehir. yağmurluymuş her daim... temple bar bölgesinde saat 16:00'dan sonra ayık insan bulunmazmış. mış diyorum çünkü görmedim henüz. göreceğim ama umarım...