kesinlikle kişiye göre değişir ve aralarında en ufak bir fark olduğunu sanmıyorum zira bu izlerken neye odaklanmak istediğinizle ya da sizi rahatdız eden bir şeyin olup olmamasıyla ilgili ama kardeşim "dublajla nasıl izliyosunuz yaa ıyy" tarzı takılan altyazılı izlemeyi entel bir şeymiş gibi göstermeye çalışan tiplere çok uyuz oluyorum. aferim sana herifin orijinal ses tonuyla orgazm olmayı başardın bilmiyorsun ki bende tam o sırada duvarda asılı olan tablo sayesinde zevke geliyorum. tamamen bir tercih ve hangisi olursa olsun övünmeyi gerektirmez.
deadpool filminin turkce dublaji mukemmel.
ama cok nadir cikiyor dublaji mukemmel olan filmler. deadpool'un turkce dublajli fragmanini izlemesem bilmeyecektim ben de.
o yuzden altyazi forever.
dublaj izleyen gram sinemadan anlıyorum demesindir. Sinemanın ana iki temasından (ses - görüntü) sesi çıkarırsanız; Al Pacino, Robert De Niro, jeremy brett, david suchet'in aksan tonlamasını hiçe sayarsınız sinema izlemeyin zaten. önerim zuhal topal. gel gelelim dublaj sanatında bir numarayız ama bu durum bile gerçekleri değiştiremiyor. değerli bir maden yeraltının, çamur balçığın içinde bile değerli madendir misali.
Farketmiyor diyenler neyin kafasını yaşıyor acaba? O kadar çok farkediyor ki, aynı filmi dublajlı izledikten sonra altyazılı izlemeye başlasan yeni bir film izliyormuşsun gibi olur. Zira oyuncuların yaptığı vurguları, mimikleri ve ses tonları ile yaşattığı o duyguları, dublaj mahvediyor resmen. Oyuncunun mimiklerinden, ruh halinden bağımsız sesler çıkarmaları da cabası. Mesela gençler arabada son sürat gider ve heyooo gibi sesler çıkarır, dublajda duyulan ses tamamen farklıdır. Ahhh vayy off gibi..