Bildiğim kadarıyla, 7 emirlikten oluşan birleşik arap emirlikleri'nin en zengini değil, aksine en popüler olandır. Zira emirliklerin en zengini ve başkenti için,
(bkz: abu dabi)
Birkaç kere gidip görmüş birisi olarak diyebileceğim şeyler, izlenimlerim ise şunlar,
Bir kere alışveriş cenneti, dilediğiniz şeyi giyim kuşamdan tutun, içmeye zıçmaya kadar her şeyi elinizin altında bulabilirsiniz, ama zannımca kesinlikle gezmek tozmak balayı tatil vb. için gelinecek bir yer değil. Adamlar bildiğin dümdüz çölün üzerine dikmişler binaları, gökdelenleri, doğu'nun new york'u tadında, lüks ifşalarla turistlere peşkeş çekmeye başlamışlar, "avm" cennetinden başka da bir yer değil. Turist kısmısı resmen, burj khalifa önünde selfie çektirip, su gösterisinin videosunu çekmeye geliyor tatil diye. Bir de kendinizi kaybedebileceğiniZ devasa bir dubai mall var sormayın gitsin. Çöl turları filan yapılıyor, kesinlikle akdeniz ege kıyılarında yaptığımız turlar çok daha kaliteli. Aynı zamanda da sahillerine de indim, daha derli toplu gibi dursa da, denizi hiçte güzel değil. Turistlerden para kazanabilmek için, neredeyse istediğinizi yapabilirsiniz tadında, hareketlerini kısıtlamamışlar. Ortadoğunun diğer zengin ülkelerindeki gibi, çalışanları bangladeş, pakistan, hindistan, sri lanka ve filipinler tabanlı. Emirlik yerlileri ise, aylak bakkal daşşak tartar hesabı, klimalı avm lerde, dolanıp duruyor. Düzen işte. Kısacası, 4-5 günde tamamını gezebileceğiniz, bazı teknoloji ürünleri dışında çokta ucuz olmayan, hatta avm lerdeki mağazaların yer yer türkiye'den daha kazık fiyata mallarını okuttuğu arap sermayesi bir yer dubai. Burj khalifa inşası zamanında tıkanan ekonomisi için abu dabi emirliğinden, 10 milyar dolar borç alan, şeyh el maktum devlet başkanı, aynı zamanda da, en büyük inşaat firması "emaar" ın sahibi.
20 yıl öncesine kadar çevresindeki çölden bir farkı yokmuş ama şu an bakana çölü unutturan bir şehir. adamlar zamanında tonlarca toprak getirmişler yeşillenebilmek adına. şu an kendi organik tarımlarını bile yapıyorlar ve belediyeden izin almadan kendi bahçendeki ağacı bile sökemiyorsun. yağmur yüzü görmeyen şehre artık nadiren de olsa yağmur bile yağmaya başlamış. geçenlerde bir yerde okuyunca ağzım açık kaldı, adamları tebrik ettim.
bu şarkıyı her dinleyişimde aklıma gelen şehir, refah seviyesi yüksek.
gitmeyi en çok istediğim şehirlerden biri, bi şey olacağından değil ama insan merak ediyor.
"Fakir, yalınayak, baldırı çıplak
deve çobanlarının yüksek bina
yapımında yarışmaları" hadis'inde belirtilen (bkz: kıyamet alametleri)'nden birini (gerçek anlamda), ziyadesiyle yerine getiren arap devletidir.
expo 2020'yi kazanan ülke. bir de krallıkla yönetilmese araplara örnek olabilecek bir ülke olacak ama tezat işte.
edit: krallıkla yönetiliyor söylemine ingiltere'yi örnek gösteren süper zeka arkadaşa binaen bir açıklama; ingiltere de parlementer monarşi vardır ve krallık sembolik bir kurumdur, dubai'deki gibi toplumu yönetme hakkı yoktur.
bu gece gideceğim kent. Bir arap kenti olarak henüz harabeye dönmemişken ve içinde belki de binlerce insan ölmemişken gördüğüm halep'den sonra ikinci arap kenti olacak. Gösterişin ve lüksün hüküm sürdüğünü duydum. Garip hislere sahibim şu an. Bir yerde birbirini yiyecek kadar vahşileşip diğerinde altın kaplama rolls roycelara binen aynı kavim mi?
Gözlemlenmesi, görülmesi ve anlaşılması garip milletlerin kenti.