aslında 2 sene öncesinden gerçekleşmiş olaydır. 2 senedir dubai havalimanının otoparkı dünyanın en lüks otomobil mezarlığı halindedir. araçların çoğu tüm dünyadan korkunç miktarlarda maaş ile çağırılan ama sonunda maaş alacaklarını bile alamayan yönetici ve personele aittir.**
el ile yaratılmış yapay bir şehirin, yapay ekonomisinin açık vermesi durumudur. tahminimce yine yaratanlar tarafından toparlanacak, en kötü ihtimalle sermaye el değiştirecektir. her zaman kazanan ve çökmeyen için;
dubai çökmez, olsa olsa el değiştirir. oradaki lüks hayat olduğu gibi devam eder ama sahibi farklı olur.
(bkz: amerikan sermayesi)
(bkz: yahudi sermayesi)
çölün ortasına kapalı tesiste kayak pisti yapan, dünyanın en lüks ve büyük otellerine sahip olan, en fakir vatandaşının altında range rover cip olan, zenginlere ada satıp bu adacıklara ultra lüks evler yapan, arabalarını*** altın kaplatan ya da gümüşten ürettiren arapların amerikalı, avrupalı ultra zenginlerin gazı ve görgüsüz, amerikan uşağı şeyhlerin kaypaklığı ile geldiği son nokta. akabinde bu kadar zengin adamın dubai'ye inanılmaz yatırımlar yaptığı göz önüne alındığında dünya batsa dubai batmaz diye düşündüren durum.
