dini islam olan biri olarak...
dua bir işe yarasaydı (müslümanların dinine göre. herhalde allah'ın dini ile müslümanım diyen birinin dini arasında ki farkı bildiğinizi farz ediyorum) müslüman dünyası bugün bu halde olmazdı.
örn: çavdar ekmeği tüketiyorum daima, ekmek olmadan karnım doymaz diyenlerdenim. 5 tabak yemek de yesem doyma hissim harekete geçmiyor. bir dilim çavdar ekmeği ve yarım tabak yemekle bir öğünü geçirecek doyma hissini yaşıyorum ki bu durumu (cahilliğimden olacak galiba) kültürün yansıması olan psikolojik mi biyolojik mi fizyolojik mi anlamıyorum.
neyse...
evde ekmek yok, anlatılan - empoze edilen dine göre abdest alıyorum, namaz kılıyorum ve allah'a dua ediyorum "allah'ım bir çavdar ekmeği yolla" diyorum.
bekliyorum, ne ibrahim peygambere inen koç gibi bana çavdar ekmeği iniyor ne de kana'da düğün resminde tasvir edilen hz. isa'nın suyu şaraba çevirmesi gibi tabağımda bekleyen yemek çavdar ekmeğine dönüyor.
dua'nın işe yaraması için ilk önce dininiz allah'ın dini olan islam olmalı.
üstelik allah veya tanrı ya da rab vb. yaratıcıyı ne olarak anarsanız anın yaratıcı tasviri david copperfield gibi parmağını şıklatınca şapkadan tavşan çıkaran veya bir kağıt parçasını uçan kuşlara çeviren sihirbaz gibi yaratıcıyı anlamayın.
dünya, yaşam, evren sihirbazların show sahnesi değildir, yaratıcı ise bir sihirbaz değil.
kana'da düğün: louvre müzesinde sergilenen, 1563 yılında venedikli ressam paola veronese tarafından 1.5 senede yapılan 65 metrekarelik resim.
tabloda hz. isa'nın ilk mucizelerinden suyu şaraba döndürmesi tasvir ediliyor. ayrıca resim içinde kanuni sultan süleyman, sokullu mehmet paşa, kutsal roma ve fransız imparatorları hayvan-insan 145 tasvir vb konulara değinmeye gerek yok.
söz konusu mucize ise isa, havarileri ve annesi Meryem ile Filistin'in kuzeyinde Celile bölgesinde (filistin diye bir devlet - ırk bazlı halk yoktur. aslında filistin bir bölge adı ve bu bölgeye göç etmiş sayısız medeniyet toplum vardır. tıpkı anadolu gibi) bulunan Kana Köyü'ndeki bir düğüne katılırlar. Düğünün sonuna doğru şarap biter ve Meryem oğluna "şarapları kalmadı" der. isa, "Anne benden ne istiyorsun, daha benim saatim gelmedi" diye yanıt verir. Meryem bunun üzerine hizmet edenlere isa'yı işaret eder, "Size ne derse onu yapın der. isa bunun üzerine hizmet edenlere şöyle der: "Küpleri suyla doldurun". Hizmetkârlar denileni yapar. isa, "Şimdi biraz alıp şölen başkanına götürün" der. Su şaraba dönüşmüştür.
--spoiler--
Kıbrıs harekatında mahmud efendi hazretlerinin kerameti ile beşparmak dağlarının aşıldığına dair gazi askerlerin şahitliği var. Ama Allah filistin'e bu kerametlerin ulaşmasına şu anlık izin vermiyor. Çünkü imtihan dünyasındayız her olay direkt çözümlense imtihan kalmaz.
--spoiler--
Dua zenginlerin fakirleri avutmak için uydurduğu bir şeydir. Hadi Allah duanı duydu. Seni mi sallayacak. Koca kainatı yaratıp idare eden bir varlık seni ne yapsın.
Aslında var olmayan sorundur, yoktur öyle bir şey. gerçek sorun, dua eden birilerinin var olmasıdır. Kime ne için dua ediyorsun? Müslümanlar Allah'a dua ediyorlar ama Allah diye bir şey yok. Duayı kim kabul edecek? Hem her şeyi yaratan ve bilen Allah değil mi? Ya Allağm ya sen doğrusunu bilmiyorsun şu işi şöyle düzeltsene!
kırgınlık ve kızgınlık yaratır.
inançlı insanlar duaları kabul olmadığında allah'ın kendileri için en iyisini istediğini onun takdirine boyun eğmek gerektiğini bilirler. ben de biliyorum. ama taa çocukken de dua ederdim. çocuk bilmez "o kadar dua ettim olmadı." der çocuk. sonra da büyür; büyüdüm. o hayal kırıklığını kırgınlığı içimde büyüttüğümü fark etmeden büyüdüm. büyüyünce yaratıcıya kırgın ya da kızgın olmanın yanlış bir şey olduğu düşündürüldü bana. ama değil kesinlikle değil. dua etmek güvenmek inanmak istemek ve öylece kalmak bir insanı nasıl kırmaz? dua allah la ilişki kurmaksa hiçbir duygu olmadan sonuçtan hiç etkilenmeden nasıl ilişki kurulabilir? insan sevdiğine kırılır, kızar hatta küser. sonra mutlaka ona döner.
Büyük rezilliktir. Halbuki isteğim çok da büyük bir şey değildi, sadece 2005 yılına dönmek istemiştim. Ne olurdu yani 2005 ilkbaharında bir sabaha uyansaydım.
allahım tez zaman içersinde tayyip'in canını al diye 10 seneyi aşkın zamandır, aksatmadan gece yatmadan önce, sabah ezanında kalkmadan önce, düzenli olarak dua, beddua ederim ama zamanı vardır o zaman diyorum.