Bazen kötü şeyler yaşarız çünkü ya Mevla'niz sizi özlemiştir ya da siz Mevla'nızı. Buna son vermenin yolu O'nun çağrısına karşılık vermektir. Dua ettiğinizde kabul olacak diye birşey yoktur. Dua etmek zaten menfaat için olmamalıdır. Sonuçta kader olayında da yol ayrımları dışında yolu çizen bizlerizdir.
yapılan her dua kabul olsaydı inancı olmayan kimse olmazdı herhalde.
duaların işe yaramadığını değilde dua edenin işe yaramadığı tartışılsa daha isabetli olacağı kanaatindeyim.
allah'a samimiyetle inananların duanın sadece zor günlerde lazım olmadığını bildiği gerçektir. dua da bir ibadettir süreklilik arz etmelidir. duam kabul olmuyor deyip, niyaz etmekten yüz çevirmek cehalettir. yerine gelmeyen istek için duam kabul olmadı denemez, duanın yerini bulacağı vakit gelmedi denilebilir.
işine gelince dua edenler için doğru olan. sen kalk istediğini yap. siktir et hayatı, önlemini alma... hayatın kötüye gidince allah'a yalvar. duanın kabul olmasını bekle. kabul olmayınca da işe yaramıyo. allah yardım etmiyor. (bkz: bsgçk)
duanın anlamını kavramamış birey inancı.
dua her şeyden önce yakarıştır, insanın kulluk bilincini idrak etmesidir.
dünyevi olandan ziyade uhrevi olana yönelmektir.
sonra en bilinen manasıyla dünyadaki yaşantılarda değişiklik isteğidir ki çocukça bir sihir yapıyormuşçasına sonuç beklemek elbette çocukça bir kanıya dönüşebilir.
her dua ile değişen dünyada hiçbir şekilde imtihan sırrı bulunamaz, öyle kolay değil her şey... yıpranacaksın, savrulacaksın, yan döneceksin, düşeceksin, kalkacaksın, sevineceksin, varlıkla yoklukla, psikolojik yaşantılarla sınanacaksın ve bu hikmetini idrak etmemizin mümkün olmadığı dünya imtihanının sırrıdır. içten gelerek yapılan her dua kabul olsun ya da olmasın en nihayetinde makbul duadır. şartlı dua ise maalesef rabbi insan ilişkileri gibi bir konuma indirgemektir ve kabul edildiği zannı oluşsun ya da oluşmasın kazanç değildir. dua, kulluk sırrına ermenin zirvesidir.
tanrının da dinin de varolmadığını gösteren, farkettiren gerçek. bir yaratıcı düşleyip yardım dilenmektense, istenilenin gerçekleşmesi için elden gelenin yapılması gerektiğini çözmek gerek artık. dileyip beklemek bir şey kazandırmaz insana, gayret göstermek gerek.
Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz. (Bakara Suresi, 216).
dua etmek avuçlarını gökyüzüne yöneltip bir şeyler mırıldanmak değil bir amaca ulaşmak için gerçekleştirilen eylemdir. her duanın bir sonucu vardır, dua eden kişi kafir de olsa mümin de olsa cenab-ı hak o duanın karşılığını verir; ayrıca dua söz değil iştir.
birçok kavramı, gerçek anlamlarını bilmeyerek kullandığımız için yanlış kanılara varıyoruz.
yok efendim niye islam ülkeri zulüm görüyor
yok efendim niye Allah acı çeken müminlere yardım etmiyor
biz islam'ın ne demek olduğunu bilmeden içerisindeki terimlerin anlamını bilmeden dini soyut olarak yaşadıkça daha çooook zulüm görürüz. gerçi zulüm ne demek onu da unutmuşuz ya neyse.
gerçekleşmemesinde birisinin duasını aramamak gerekir.
bazen bir o.ç. na aşık olursunuz, her şey durabilir o konuştuğunda. dualar da hükmünü kaybedebilir, o söz konusu olduğunda.
Gerçekten istenilseydi zaten evrenin anlaşma biçimiyle bu gerçek olurdu ama iş dua olmuş ise kimse yakınmamalı gerçek olmadı diye. Çabalardan sonra elden gelen her şey yapılmış ve sonuç görülememişse dua edilebilir. Fakat boş boş duranın duaları gerçek olmaz, olmamalı.*
olayları yaşayışınızla alakalı bir durumdur. kendimizi sorumlusu olarak görmediğimiz ve/veya tutmadığımız binlerce konu/durum/hal var iken, bir duadan yüce yaradanı sorumlu tutmak ne derece hakkaniyetlidir, işte olaya buradan bakmak lazımdır. ki o* dualarımız için kapısının her zaman açık olduğunu söylediği halde. o sebeple işin en hayırlısını o bilir. nokta.