yaratıcıdan dilemektir.
Ey gaib olmayan şahid! Ey uzak olmayan yakın! Ey mağlub olmayan galip! Şu içinde bulunduğum durumdan kurtulup çıkmamı nasip eyle!
amin...
eğer şer olan dualar kabul olsaydı, su çekildikten sonra kalan taşlıklar ya da toprak gibi olurduk.
Dua ağaç gibidir bence hem bozkırı önler hem ise ruhumuza oksijen taşır.
benimde 3.5 yıl kadar ettiğim bir duam vardı, ama nasıl istiyorum günde 150'i geçiyordur muhtemelen. eğer kabul olsaydı ben şüphesiz yoldan sapanlardan olurdum. Karınca yuvası gibi içim simsiyah olur hayatıma nefisle yön veriyor olurdum.
Hala umudu olanların yakarışıdır dua. Özünde yatan hakikat geleceğin tahvili ve geçmişin tazminatı arasında gidip gelir. Boş Kelimeler anlam yüklenir, daha bir ağır dökülürler. Kötü bir şey midir? Asla. insanın yalnızca ruhani yıkımları için dahi olsa tedavi edicidir. Çünkü umudun kırıntılarını harlayan kuvvetin tam da kendisidir dua.
Pratikte insanlarin kendi kendine konusup rahatlamasi olayidir. Bir cesit meditasyon.
Teoride insanin yararicisiyla konusmasi. Bu mantik da sikintili. Mesela biri cikip diyor dinsiz yandaslari helak eylr rerore al işte. Eger tanri kotu degilse ondan iyilik iste onlar da iyi olsun. Bir ateist olarak ben bunun natematigini boyle yaparim. Sen de bir musluman olarak onlari helak et allim dersin.
Sonuca gelecek olursak istersen cem adriana sakso cekeyim tanrim diye dua et. Ne de olsa seni dinleyen, duyan kimse yok.
Su an yapmak istedigim şey biraz karmasik. Bir teist dua ediyor sorsak iyi bie tanrisi var ama ondan kotuluk bekliyor. Bu tanri nin degil duayi edenin problemidir dersek yanlis olur. Cunku isa ya dua eden kimse boyle dua etmiyor. Allah cc ye dua edenler boyle dua ediyor. Yani sikinti islam tanrisinda. Islam tanrisinin muhtemel yaraticisi muhammed cok mitolojik ve sert bir tanri figuru kullanmis.
Dua; bir çağrı, bir yakarış ve küçükten büyüğe, aşağıdan yukarıya, arzdan, arzlılardan semalar ötesine bir yöneliş, bir talep, bir niyaz ve bir iç dökmedir. Dua eden, kendi küçüklüğünün ve yöneldiği kapının büyüklüğünün şuurunda olarak, fevkalede bir tevazu içinde istediklerine cevap verileceği inancıyla el açıp yakarışa geçince, bütün çevresiyle beraber semavileşir ve kendini ruhanilerin "hay-hu"yu içinde bulur. Böyle bir yönelişle mü'min, ümit ve arzu ettiği şeyleri elde etme yoluna girdiği gibi, korkup endişe duyduğu şeylere karşı da en sağlam bir kapıya dayanmış ve en metin bir kaleye sığınmış bulunur. Dua açmaya zorlanması gereken bir kapıdır.
Dua sebep ve vasıtaları aşarak hem allah'ın kudretine itimadı hem de beşeri zaafı ilandır. Insanın hak teala ile kurduğu münasebet ve alakanın şuurunda olmasıdır. Dua mü'minin mü'mine verebileceği en güzel hediyedir.
Fahri kainat efendimiz başı ağrılı yatarken aişe validemiz ona elinden tutarak dua etmiştir. Yine birgün bu şekildeyken efendimiz elini çekmiş ve ben allah'ın dostluğunu istiyorum demiştir.
Yine hadislerde dua şöyle anlatılmıştır:
"Dua etme arzusu gelince, dua edin! Çünkü bu, duanın kabul olacağına alamettir."
"Dua, ibadetin ta kendisidir."
"Allah katında duadan daha kıymetli bir ibadet yoktur."
"Biriniz Rabbinden bütün ihtiyaçlarını istesin hatta ayakkabısının kopan kayışını bile istesin."
"Günah ya da akrabadan alâkayı kesme olmadıkça kulun Allaha yapmış olduğu duanın karşılığında, mutlaka Allah ona dilediğini verir, ya da âhirette ona ondan daha iyisini saklar, ya da ondan bir belayı önler."
"Birinizin duası, "Rabbime dua ettim de kabul etmedi," diyerek acele etmediği sürece, mutlaka kabul olunur."
"Kim, kendisine haksızlık edene beddua ederse, intikamını almış olur."
"Kabul edilmesinde en ufak bir şüphe bulunmayan üç kişinin duası: Zulme uğrayan mazlumun duası, misafirin duası ve babanın çocuğuna olan duası."
"Kulun, Rabbine en yakın olduğu hâl, secde hâlidir. Onun için secdede duayı çoğaltın!"
...