Yanıbaşlarına bir "meyhane" açılınca "tarikatçılar", ellerini açıp alenen beddua etmeye başlarlar:
"- Allahım şu meyhaneyi yak, yık, yerle bir et! Sahibini cehenneminde kavur!"
Meyhaneci bıyık altından gülüp geçer. Ama tarikatçılar beddualarını eksik etmezler... Derken bir yangın çıkar ve meyhane yanar, yıkılır, kül olur. Meyhanenin sahibi soluğu mahkemede alır.
Hakim sorar:
- Ne diyorsun davacı?:
Meyhaneci:
"- Bunlar sebep oldu Hakim Bey! Her gün beddua ede ede yangın çıkmasına neden oldu bu tarikatçılar... Suçludurlar. Tazminat talep ederim...
Hakim, tarikatçılara döner:
"- Siz ne dersiniz, bu iddiaya? der. Meyhaneci, meyhanesinin sizin beddualarınız nedeniyle yandığını, zarara uğradığını iddia ediyor. Tazminini istiyor."
Bedduacı tarikatçılar:
"- Olmaz öyle şey. Dua ile yangın mı çıkarmış, nerde görülmüş böyle şey? Bizim bir dahlimiz yok..."
Hakim, davacının da davalıların da yüzlerine teker teker bakar. Sonra şöyle bir arkasına yaslanır:
"- Yaz kızım! der katibeye. Yaazz bakayım" :
"- inanmaz iddia ediyor: ""Dua ile oldu.""
"- inanırlar iddia ediyor: ""Dua ile bir şey olmaz...""
