herşeye olan inancınızın sarsılmaya başladığında, dokunduğunuz enerjiyi kuruttuğunuzu, uğursuz olduğunuzu hissettiğinizde, kirlenmiş, bıkmış, pes etmeye çok yaklaşmışken, dizlerinizin üstüne düşünce, işte o zaman gerçekten yaptığınız şeydir dua etmek.
yatağınızın içinde tanrıya yalvarırsınız.. yeri gelir onu inkar eder, kırılmışlıkları "yoksun!" diyerek yüzüne haykırır, sonra sakinleşir, tekrar kızar bağırır, isyan ede ede, titreye titreye yardım istersiniz. ağlarsınız, konuşursunuz, susarsınız, tırnaklarınızı avuç içlerinize batırır, dudaklarınızı ısırırsınız.
o an sizi her kötülükten koruyacağına inanmak istersiniz. kollarının arasına alıp başınızı okşamasını.. huzurlu bir uyku bahşetmesini. umut göstermesini. karanlık tarafından kucaklanmayı, kutsanmayı. yaşamayı.. ölmeyi..
bittiğinde tükenmişlik, yorgunluk.. daha doğrusu uyuma isteği sarar içinizi. ve o akşam aylardan beri çok nadir karşınıza çıkan huzurlu bir uyku uyursanız, ertesi gün düşünürsünüz; belki cevap vermiyor. belki vermeyecek.. ama yine "belki", tanrı dualarınızı dinliyordur..
inançlar gereği tutulan daldır. insanları çaresiz kaldıklarında, kendilerini şaraba, kumara ve her nevi saçma sapan işe kaptırmalarından alı koyar. bu ve diğer yönleriyle mükemmel bir oluşumdur.
öyle anlar gelir ki bazı durumlar karşısında elimizden hiçbir şey gelmez. ve hiç bir kulun gücü o durumu ya da olayı düzeltmeye yetmez.
işte o anlarda, gücünün yetmediği, elinden gelen birşey olmadığı anlarda, insanoğlu kaldırır ellerini semaya...
ve su evrendeki tek dayanağına, tek sığınağına anlatır derdini, sadece ondan dilenir... çünkü bilir ki içini tek ferahlatacak, onu huzura kavuşturabilecek sadece o vardır...
kabul olunmazsa bile en azından bizi rahatlatan eylem. insanlardan birşey istediğimizde utanır veya eziklik hissederiz. ancak isteklerimizi allah'a yaptığımızda utanma gibi bir duygu söz konusu bile değildir üstelik ezik de değilizdir. onun bizi başından savmadığını biliriz. bizi adam yerine koyan ve isteklerimiz yerine gelince başa kakmayan biri vardır karşımızda.
insanı maddi ve manevi sıkıntılardan kurtarır. bütün peygamberlerin tek silahı dua etmektir ve bizimde yapmamız gereken en önemli maneviyatlardan biridir.
peygamber efendimiz h.z muhammed :
"Dua insanın silahıdır" Yine sevgili Peygamberimiz dua etmenin önemini şöyle dikkat çekmiştir "iki dua reddolunmaz, yahut nadir olarak reddolunur biri Ezan okunurken yapılan dua, diğeri de savaşta süngü süngüye yapılan duadır."
rahatlatır.
ellerini açmalısın ama sonra parmaklarını iyice bitiştirmelisin sımsıkı.
gözlerini kapamalısın, gözünün önünde olmasını istedigin şey olmalı ve sen onu defalarca dilemelisin canıgönülden defalarca ara vermeden.
sonra yüzüne götürmelisin ellerini, koklamalısın derin derin ve gözlerini açmalısın.
şimdi bak içine ışık girmiş, ayırma gözlerini ondan. bu yüzündeki tebessüm en büyük amin.
insanlardaki sığınma isteğinden ileri gelir.
inanmayan insanları bile bazen "lütfen şöyle olsun, lütfen" şeklinde söylendiğine şahit oluruz bu da bir dua etmedir.