--spoiler--
Doğu ve Güneydoğu'daki 29 ilde 28 bin kişiyle yapılan ankette katılımcıların yüzde 47.5'i DTP'nin Kürtleri temsil ettiğine inanmadığını söyledi
Bahçeşehir Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde Prof. Dr. Ercan Çitlioğlu sorumluluğunda 29 ilde, 27 bin 726 hane halkı ve 4 bin 761 kişi ile yüz yüze görüşülerek yapılan 'Güneydoğu' araştırması bugün açıklanıyor.
Star Gazetesi'nin haberine göre, araştırmada 'DTP bütün Kürtleri temsil etmektedir' yargısına bölge halkının yüzde 23.5 'Bu yargıya katılıyorum' derken, bu oranın yaklaşık iki katı yüzde 47.5 oranında 'Katılmıyorum' yanıtı çıkması dikkat çekti. Bölge halkı, Doğu ve Güneydoğunun en önemli sorunu olarak yüzde 31.6 oranında işsizlik cevabı verildi.
Araştırmaya göre bu oranı yüzde 19.7 ile ayrımcılık, yüzde 12 ile de yabancı güçler takip ediyorken, etnik farklılığın yüzde 2.6 kaldığı görüldü. Devletin bu bölgelerde beklentileri karşılayıp, karşılamadığı sorusuna ise yüzde 42 oranında karşılamıyor cevabı verilirken, yüzde 30.76 karşılıyor, yüzde 14.3 de kısmen karşılıyor yanıtını verdi.
--spoiler--
tüm kürt kökenli yurttaşlarımız terör örgütü destekçisi değildir. bunun zaten bilincindeyiz.
bugün fatih altaylı ya gelen bir mektup bu gerçeği daha da gözler önüne seriyor. okurken insanın içi sızlıyor ve bizleri böyle bölenlere bir kez daha isyan etmemek mümkün değil.
işte o mektup;
Bu mektup bir Kürt yurttaşımızdan
MERHABA Sayın Altaylı,
Ben Doğu Anadolu'dan, Bingöl'den yazıyorum size.
41 yaşındayım ve kamuda çalışıyorum.
Zaza'yım ama bizim coğrafyamızda Zaza-Kürt ayrımı bilinmediği için Kürt vatandaşıyım.
Ben de her Kürt gibi uzun zaman gayet iyi bir Kürt milliyetçisiydim.
Doğal olarak zamanla evlendik, çoluk çocuk sahibi olduk, devlet kurumlarında göreve başladık, olgunlaştık. Hayata bakış açımız da bizimle birlikte olgunlaştı.
Bölgemizde 90'lı yıllarda çok zor günler geçirdik. Öyle ki, görevimiz nedeniyle sabah evden çıkarken akşam nasıl döneceğimiz meçhuldü. Herkeste bir karamsarlık, bugün nasıl bir haber gelir, nasıl bir felaket yaşanır, ne olaylar olur endişesi vardı.
Her gün yol kesmeler, araç yakmalar, insanları katletmeler ve bütün bunlardan memnun olan insanlar...
Ve bütün bunları yapanlar, Kürt halkının haklarını savunanlardı sözde. Oysa ben bir Kürt olarak kimseye "Silahını al, dağa çık, beni savun" dememiş, kimseye bir vekâlet vermemiştim. Ben bir Kürt vatandaşı olarak devletin kurumunda çalışıyorum, maaş alıyorum. Devletten aldığım maaşla ailemi geçindiriyorum, çocuklarımı büyütüyorum, iyi bir gelecek sunmaya çalışıyorum.
Bana bugüne kadar "Sen Kürt vatandaşısın, hastaneye gelme, bankaya gelme, belediyeye gelme, çocuklarını bizim okulumuza gönderme" diyen olmadı. Ya da Kürt olduğum için hiç horlanmadım. Bu benimle de sınırlı bir durum değil, genel bir durum.
Ama anlamadığım, ben Kürt olmamdan ötürü ekstra bir sıkıntı çekmezken neden birileri benim hakkım için ortaya çıkıyor?
Son günlerde ülkemizde yaşananlar, neredeyse taşıdığım Kürt kimliğinden nefret etmeme sebep oluyor. Çünkü ben, hak diye hayatının baharında bir genç kızın yakılmasını hazmedemiyorum. Ben, hak diye belediye otobüsünü yakıp, ertesi gün belediye otobüsünü kullanan zihniyeti anlayamıyorum. Ben, hak diye bankalara saldırıp, ertesi gün o bankaya gidip işlem yapan zihniyeti anlayamıyorum. Hak diye kamu ortak alanlarını talan edip, ertesi gün orayı kullanmaya çalışan zihniyeti de anlayamıyorum.
Anlamıyorum, anlamak da istemiyorum.
Ben, hak deyip fakir fukaranın evladını şehit eden zihniyeti, amacımız bölünmek değil, devlet kurmak değil deyip Türk bayrağına saldıran zihniyeti anlamak istemiyorum.
Ben bugün Tokat'ta şehit edilen evlatlarımızın, Mehmetçiklerimizin cenazelerinde atılan sloganların dolaylı da olsa muhatabı olmak istemiyorum. Ben kimsenin benim hakkımı savunmasını, kimliğim için mücadele etmesini de istemiyorum.
Ve biliyorum ki, benim bu düşüncemi taşıyan milyonlarca Kürt vatandaşı var. Onlar da her akşam benim gibi başlarını yastığa koydukları zaman bu duygularla debelenip duruyorlar.
Sayın Altaylı diyeceksiniz ki, "iyi de kardeşim bunları bana niye yazıyorsun?"
Size bir şey söyleyeyim.
Ben bir Kürt olarak, sözde benim haklarımı savunmak için ortaya çıkanların ve sözde bizden olanların yürüttükleri olumsuz politikalar ve yaptıkları vicdanlara sığmaz davranışlar nedeniyle kendi çocuklarımın geleceğinden endişe ediyorum, biliyor musunuz?
Ben bugün Tokat'ta şehit düşen askerlerimizle ilgili haberlerinizi okurken mensubu olduğum kimlik adına derin utanç duydum. Boğazım düğüm düğüm oldu. Kendi oğlumu ve kızımı düşündüm ve bir kez daha utandım.
Ben, kimsenin bizim hakkımızı savunmasını istemiyorum.
Ben, aklıselim her Kürt vatandaşın bunu haykırmasını istiyorum.
Umarım sizi rahatsız etmemişimdir. içimden geldi yazdım.
Katlandığınız için teşekkür ederim.
Esen kalın...
tabii hocam ya, aynen de öyledir herhalde. dtp pkk´ya derinden bagli bir grup insandan ibarettir. teröriste bel baglamis adamdan hayir mi gelir? ellerinde bir sürü kundaktaki bebegin kani olan adamlardan hayir mi gelir?...
dagdaki kürt su son derece basit soruyu kendisine bir zahmet sorsun...benim elime pazar degeri 20bin euro olan silahi, git türk askerini öldür diye veriyorlar, peki benim elime neden bunu para olarak yani 20bin euro´nun kendisi olarak vermiyorlar?...uzaktan kumandali mayin kullaniyor pkk, bu mayinlar 3-5 lira degil ki, cok pahali seyler, pkk´da o mayini atesleyip insanlarin ölümlerine sebep olan adam, kendisine hic sormuyor mu, ulan benim elime bunu vereceklerine bunun parasini versinler de gidip siirt´te kendime bir tuhafiyeci dükkani acayim, diye aklindan hic gecirmiyor mu? gecirmiyorsa niye gecirmiyor? ben olsam böyle seyleri düsünürüm. o arkadas basindaki adama, ben bunu istemiyorum, buraya gelmemin sebebi paradir, para verin gidiim dese, n´olur? hemen öldürüverirler onu. niye öldürüyorlar ? cünkü heriflerin hesabi baska, öyle kürdistan falan diil, kürdistan, cepheyi bölmek, bütün olay o iste. türk-kürt ayirinca daha güzel "ham" yaparsin. en eski taktik nedir "böl-parcala-yönet"...yapilmaya calisilan budur. bak en bilinen egemen güc taktigi olmasina ragmen, ne kadar da güzel tikir tikir isliyor.
pkk maşadir, dtp maşadir. maşa nedir ? izgaranin üzerindeki köfteyi elin yanmadan cevirebilmene yarayan bir alettir. köfte cok sicaktir elinle tutacagina maşayla tutar istedigin sekilde cevirirsin, iyice pistikten sonra da tabagina koyar, afiyetle yersin. ama maşayi nerede nasil kullanacagin, köftenin ne kadar izgaranin üzerinde duracagini bilmen lazim, onu bildikten sonra, maşanin da yardimiyla güzel bir izgara köfte yaparsin.
yanlış anket soncudur. dtp kürtleri temsil ediyor olabilir ama bütn kürtleri asla temsil etmediği gibi, kimi temsil etmediği de açıktır. dtp türkleri, lazları, arnavutları, zazaları ve daha bir çok anadolu rengini temsil etmediği gibi potansiyel düşman olarak görmekte ve bu açıdan nazi partileri gibi faşist sınıfına girecek şiddet içeren etnik bir partidir. olayın bir de emine ayna boytu var ki, sözlük formatı eli ayağı bağlamaktadır.
dtp, türkiye halklarının algılayışları neticesinde ve kendi söylemleri doğrultusunda kürt halkının temsilcisi olarak görülüyor.ancak doğru bu değildir.dtp eğer kürt halkını temsil ediyor olsaydı kürt halkına en büyük zararı verdiği için ilk iş olarak kendini fes ederdi.dtp (bkz: abdullah öcalan)'ı temsil ediyor.çünkü onun birkaç cm karesi için insanlar cezaevlerine düşüyor ve öldürülüyor.dtp eğer kürtleri temsil ediyor olsaydı kürtleri tahrik etmez onların zarar görmesini engellerdi.çünkü dtp'nin yaptığı tüm tahrikler sadece kürtlere zarar veriyor.bir kürt olarak benim temsilcim dtp değildir.kimse kimsenin temsilcisi değildir.türkiyede yaşayan bütün insanları gerçekten temsil eden insanlar olsaydı emin olun bu halde olmazdık.meclisteki hiçbir parti bizi temsil etmiyor doğru olan gerçek olan budur.