(#806169) ek olarak:
13 şubat 1945- 15 şubat 1945 tarihleri arasında, ingiliz hava kuvvetleri (bkz: RAF) önderliğinde ve amerikan hava kuvvetleri'nin (bkz: USAAF) desteği ile almanya'nın dresden kentinin yerle bir edilmesi olayıdır. Bu saldırı sonucunda 28,410 binadan 24,866'ı yok oldu. Ayrıca, insan zayiatı inanılmazdı. Düşük tahminlere göre 35,000, yüksek tahminlere göre ise zayiatlar 135,000'i aşıyordu. Nazilerin savaş boyunca yaptıklarından ötürü bu olay hiçbir zaman vahşice bir saldırı olarak nitelenmedi, ancak öyleydi.
kapsamlı bilgi için: http://en.wikipedia.org/wiki/1945_Dresden_bombing
ikinci dünya savaşı sırasında amerikan ve ingiliz hava kuvvetlerinin 13 şubat-15 şubat 1945 tarihleri arasında iki gün boyunca Almanya nın dresden şehrini darmaduman ettiği bombardıman dır. 20 yy tarihinde eşi benzeri görülmemiş bu bombardıman da 150-200 bin sivil yanarak can vermiştir. Ne Nagazaki nede Hiroşima bununla kıyaslanamaz.
yıldönümünde gerçekleştirilen anma törenleri antifa denilen şerefsiz örgüt tarafından yıllardır provake edilmeye çalışıldığı katliamdır. amerikan saksocularına inat yürüyüşçülerin asla vazgeçmeyeceğini ve bunun akabinde de geniş çatışmaların olacağını bilen alman polisi ise yürüyüşe izin vermemektedir. bunun yıldönümünde isveç'te bile yürüyüş ve anma düzenlenir ama katliamın şehrinde faşist bir eylem olduğu dolayısı ile izin verilmemektedir.
bu şu demektir; sırbistan'da bir sırbın veya bosna'da bir boşnağın soykırımını anamaması, cezayir'de bir berberi veya arap'ın soykırıma uğradığını söyleyememesi, japonya'da atom bombası sonucu ölen insanların anılamaması demektir. bu iki kelime ile; orospu çocukluğudur, antifaşizmin özüdür.
ancak almanya iyi bir değerlendirmedir. aşırı solun hareket edebildiği yerlerde neler yapılabilceğine iyi bir örnekir. işte bunun çok iyi anlayabilen ve olayları gören hemen hemen tüm avrupa ülkelerindeki aşırı sağcılar solcuların en iyi anladığı dilden konuşmaktadırlar.
--spoiler--
Sosyalistler bize programımızın ne olduğunu soruyor. Bizim programımız sosyalistlerin kafasını ezmek.
--spoiler-- *
abd ve ingilterenin işte biz böyle şerefsiz iki ülkeyiz dedikleri, fabrikaları, askeri tesisleri ve diğer stratejik kurumları olmayan avrupanın en güzel şehirlerinden birisi olan dresdeni içindeki tüm güzellikleri ve masum halkıyla berber yok olması için düzenledikleri aşağılık bombardıman.
mevcut bombardıman döneminde şehirde sadece kadın yaşlı ve çocukların olduğu bütün dünyaca bilinmekteydi. Yani resmen bir katletme vardı. Ayrıca Dresden bombardımana kadar Almanyanın ve Avrupanın en güzel şehirlerinden biriydi. Buram buram sanat kokan o çok güzel şehirden geriye hiç bir şey bırakmayarak kültürel bir kıyım da yapılmıştır.
çok benzerini deniz kuvvetleriyle 1915'de istanbul'a uygulamayı planlayıp, çanakkale'de bizden ayar alan ingilizlerin; tam 30 yıl sonrası hava kuvvetleriyle daha namert bir biçimde barbarlıklarını kustuğu bombardımandır. ikinci amacı ise sovyet rejimine gözdağı vermektir.
zaten kazanılacağı garanti olan savaşların, hem 1915'de, hem 1945'de bombardıman planlarına hala bahane gösterilmesi de ingilizlerin vurdumduymazlağının açık bir ispatıdır.
ingilizler ve amerikalılar tarafından, bir kültür-sanat şehri olarak bilinen Dresden'in bombalanması olayıdır. işin iğrenç tarafı ise bu bombardımanda tamamen hedef kitle siviller olmuştur. hiroşima'dan daha fazla tahribat yaratmış, daha fazla sivilin ölümüyle sonuçlanmıştır. churchil, sivilleri yeteri kadar yıldırdıkları takdirde savaşı kazanacaklarını düşünüyordu. halk hitler'den desteğini çekecek ve bu iş bitecekti. bu yüzden bu bombardımanda özel olarak yangın çıkartan bombalar kullanılmış ve evler, direkt olarak insanlar hedef alınmış, kadın çoluk çocuk binlerce insan cayır cayır yanmıştır.
hiroşima ve nagasaki'den tek farkı kullanılan materyal ve bunun doğurduğu lojistiktir. bir de japonlar'ın bile bile kanser edilmesidir. yani burada bile white power şerefsizliği vardır.
güç gösterisi, rövanşizm gibi motivasyonlar anglo amerikan orospu çocukluğu ile birleşince böyle oluyor.
yanarak ölenlere şanslı denilen katliam. Zira metrelerce yükseğe çıkan alevler, etraftaki tüm oksijeni tükettiğinden; alev altında kalmayan insanlar ise boğularak ölmüştür.
