drei

entry3 galeri0
    1.
  1. 2.
  2. dığayy diye söylerseniz bütün alman hatunlar verir. o derece.
    1 ...
  3. 3.
  4. tom tykwer'ın yönetmenliğini yaptığı marjinal ama basite indirgenmeyecek kadar güzel bir film. Filmi izlerken Murathan Mungan' ın şiiri aklıma geldi. Çünkü film o kadar derin kelime oyunlarıyla, o kadar derin ve duygusal analizler yapıyor ki varoluş ve tükeniş hakkındaki fikirler filme ciddi anlamlar yüklüyor. Uzun yıllar beraber olan çiftin; zamanla tükenmişliğin verdiği monotonlukla, farklı arayışlardaki umudu... 3.kişinin her ikisinin hayatına da girmesiyle aslında monotonlaşan tükenen ama hala birbirlerinden kopamayan bir çekim alanında olan çiftin ilişkisi adınada önemli değişimlere sahne oluyor. Müzikler ve ayrı bir mihazi yapı değişik bir romantik komedi tadında gülümseten sahneler filmi farklılaştırıyor gerçekten. Cinsiyet ayrımcılığına ve hayatın tekdüze hep normal ilerleyişine karşı anti bir tavıra sahip belirgin bir biçimde. Filmde zaten en önemli cümle de bu değil mi? ''biyoloji hakkındaki deterministik düşüncelere elveda...''
    ve son olarak filmle birlikte hatırladığım şiir. Murathan Mungan'ın da dediği gibi hayatta anlaşılmayan şeyler var. Ve anlaşılmayan şeyler şiirinden bir kaç mısra;

    kolay bir hüzündür gecenin kovuğundan sarkan
    ellerindeki paramparça geçmişin sığ bir gövdesidir yolun ortasında
    erken bir gülüşe başlarken (tutanabildiğin yalnızca bir gülüş)
    ve sanki (kendinden korkan) bir erken bağlanmışlık varoluş ve tükenişin...
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük