enstrümanlar açısından elemanlarının tek tek hepsinin kendi alanında tartışmasız zirvedeki adamlar olduğu, tek sorununun kanımca vokal** olduğu dev grup.
kanada'lı progressive metal grubu.grup üyelerinin hepsi kendi enstüramanında gerçekten yeteneklidirler
James LaBrie vokal
John Myung bas gitar
John Petrucci gitar
Mike Portnoy davul
sözlüğün en kibar yazarlarından. hoş sohbeti güzel, gözün aradığı dost. krizlere girip 7.4 şiddetinde kopuyoruz karşılıklı. çok şey var sana dair ama toparlamak zor çünkü gülmekten halim kalmadı sayende, tek şey denilir bu durum da, iyi ki varsın.
4 temmuz'daki istanbul konseri dahil bu sene avrupa'da verecegi konserlerin meet and greet paketleri 125 euro'dan satisa cikmis grup. daha detayli bilgi icin; http://www.dreamtheater.t...reamTheater/calendar.aspx
1985 Sonbaharı... Boston-Barklee Müzik Okulu’nda eğitim alan ve çok iyi birer dost olan John Petrucci ve John Myung bu sonbaharda her şeyin değişeceğinden habersiz makus kaderlerine belki de lanet ediyorlardı. Barklee’de okumak elbette bir ayrıcalık ve kusursuzluk belirtisiydi. Ama öğretim görevlileri ve öğrencilerin rock müziğine bakış açısı pek de iç açıcı değildi.
bitmek bilmeyen uzun upuzun amma çok güzel şarkılar yapan, melodileri insanı başka dünyalara alıp götüren, bu yüzden şarkıların uzun olması çok daha iyi olan, iyi müzik yapan gruptur.
kendilerini tekrar etmekten bıkmamış progresif rock grubu.
hayır senelerdir aynı stil ve aynı ruhla çalmalarından ben bıktım, onlar bıkamadı. devri-daim müzikte tutulacak şey değildir halbuki. böylelikle rakip ya da benzerlerinin bir hayli gerisinde kalıyorlar. yazık.
Efsanevi grup...bu grubu dinlemek için müzik kulağınızın belirli bi seviyeye gelmiş olması lazım yoksa bişey anlamazsanız ama o seviyeye gelmişseniz dinlemekten aşırı zevk alıncak bi grup..tamamı virtüözlerden oluşmuştur...duygu ve tekniği birleştirebilen sayılı gruplardandır..
beş adet ludwig van beethoven reenkarnesi insan üstü müzisyenden oluşan, her dinlediğimde müziğin matematiği ve duygusunun nasıl olur da bu kadar harika bir şekilde harmanlanabildiğini bana sordurtan, yeryüzüne gelmiş en dahiyane müzik grubu.
ayrıca belirtmek isterim ki nickimin bu olması, bu gruba taptığımın göstergesidir. beni aranıza aldığınız ve çaylaklık dönemimi sona erdirip bana "hoş bulduk sözlük" dedirtmeniz de beni çok mutlu etmiştir.
bence ruhsuzdur, "bitse de gitsek" tadı verir, ama bu elemanlarının süper müzisyenler olduğu gerçeğini değiştirmez. adeta bir yıldızlar topluluğudur.
elemanlarını eski yazılarımı toparlayarak incelemem gerekirse;
John Petrucci
Berklee college of music mezunu aşmış gitar virtüözü. Dream theater elektro gitaristi. Komplike ve duygu dolu sololarıyla bilinir, riffleri sağlam ve doludur. Progressive metal tarihinin en yaratıcı insanlarından biri diyebilirim. Kalıp çalmak yerine müzik yaratır.
John Myung
Mesa boogie, Yamaha trb, yamaha rbx gibi bass gitarlar kullanan bass gitar canavarı. Çok sağlam sweepleri, çok komplike partisyonları gayet net çalabilmesi ile bilinir, parmakları çok seridir, esnek bir gitarist olmasa da, işini mükemmel yapar, dünyanın en iyi bass gitaristleri kategorisindedir fikrime göre. Bir Victor Wooten olmasa da işini layığının üstüyle yapan insandır. Davul yerine elektro gitar rifflerine göre bass çalması nedeniyle eleştirilse bile bu bence kulağa batmamakta.
Mike Portnoy Liquid tension experiment ve dream theater davulcusu. Belki de dünyanın en yaratıcı davulcularından. Nasıl yani? Şöyle; bir parçayı portnoy çalıyorsa, ve siz portnoyu bilen biriyseniz, bunu 20. saniyede kavrıyorsunuz. Bir davulcu için en gurur verici şeylerden birini başarmış yani, kendi stilini yaratmış. Çok net çalıyor, hayatımda 3-4 kişide böyle tremolo ve tuşe gördüm diyebilirim.
Dünyanın en saygın davul dergisi olan modern drummerda şöyle bir sonuç çıktı 2002 yılında..
progressive rock:
1. mike portnoy 8. defa birinci
2. virgil donati
3. danny carey
4. rod morgenstein
5. nick d virgilio
Jordan Rudess
Dünyanın en iyi klavye üstatlarından biri (hep derim jens johansson birincidir eheh). 4 kasim 1956 dogumlu aşmış insan. Bu adan kromatik soloları yemiş bitirmiş, deli bir klavyecidir. Konserlerinde 2 ya da 3 klavye kullanan, bunların arasında pedallarla mükemmel geçişler yapabilecek kadar yetenekli olan müzisyendir.
James Labrie
Ses aralığı geniş olan, geçişleri güzel kotaran dream theater vokali. Ben beğenmiyorum ancak bu adamı, sesi duygudan yoksun gibi geliyor ve grubun müziğine uymuyor.
sonuç olarak Dream Theater'ın Dünyanın en uyumlu ve teknik çalan gruplarından biri olduğu aşikar. Ancak bazı insanlara mükemmel çalışan, sıkıcı bir makina gibi gelebiliyor, bu da onların laneti mi,
yoksa progressive müziğin bir getirisi mi bilemiyorum.