drama köprüsü hasan dardır geçilmez
soğuktur suları hasan bir tas içilmez
at martinini debreli hasan dağlar inlesin
drama mahpusunda hasan karakedi dinlesin
mezar taşlarını hasan koyun mu sandın
adam öldürmeyi hasan oyun mu sandın
at martinini debreli hasan dağlar inlesin
drama mahpusunda hasan dostlar dinlesin
drama köprüsü hasan dardır daracık
çok istemem yanko çorbacı bin beşyüz liracık
at martinini debreli hasan dağlar inlesin
drama mahpusunda hasan karakedi dinlesin
drama köprüsünü hasan gece mi geçtin
ecel şerbetini hasan ölmeden mi içtin
at martinini debreli hasan dağlar inlesin
drama mahpusunda hasan dostlar dinlesin.
makedonya yöresine ait güzel bir halk türkümüzdür. insanın içinde ki kahramanlık duygularını okşar. hikayede adı geçen hasan, selanik vilayetine bağlı kayılar kazasının debre köyündendir.*
gene rivayete göre askerlik yıllarında tartıştığı bir yüzbaşıyı vurur, ardından makedonya'ya * drama dağlarına kaçar eşkiyalığa başlar. robinhood misali zenginlerden alıp * fakire verir, evlenmeye gücü olmayan gençlere yardım eder,babacandır.
yine aynı dönemde ege bölgesinde hüküm sürmüş çakırcalı mehmet efe ile hiç karşılaşmasa da ikisi de birbirinin namını duymuştur, halk arasında kullanılan "debreliden kaçsan, çakırcalıya yakalanırsın" sözü de bu kıysalamadan gelir*
adına böyle güzel bir türkü yakılmasından halkın sevdiği* bir kişi olduğunu çıakrmak zor olamsa gerek.
türkünün sonunda ki;
"drama köprüsünü hasan gece mi geçtin
ecel şerbetini hasan ölmeden mi içtin"
bölümünden malum köprüde zabitlere yakalandığını anlayabiliriz. zenginlere dar ettiği köprüde yakalanması da çok manidardır*
her rumelili, her trakyalı, her göçmen vatandaşımızın içinde saklı duran bir yiğit, bir kahramandır. türkü dinlenirken tokuşan kadeh seslerine karışan "yaşa bre asan! debreli asan!" nidalarıyla hala anılır durur.
ruhi su-sümeyra çakır ikilisinden dinlenmesi şiddetle tavsiye olunan, derlemesi arif şentürk tarafından yapılmış trakya türküsü.
gecenin geç bir vaktinde canım sıkılmış açıyorum kıyıda köşede kalmış müzik dosyalarını bir de ne göreyim, hiç dinlemediğim eserler var. bunlardan biri de drama köprüsü. isminden etkilenip alıyorum listeye. sıra geliyor, başlıyor çalmaya. ruhi su'nun konser kayıtlarından birinden alınmış. gençler 'drama köprüsü' diye sesleniyorlar üstada. alkışlar uğultular arasından bir ses, buz gibi sert parlak ve pürüzsüz bir ses 'beraber söyliyelim öyliyse' diyor. önce sağlam bir besmele çekiyorum, hayretler içindeyim 'ama bu ses, bu ses' diye sayıklıyorum. türk filmlerinin en büyük kahramanlarına can veren ses bu. bizi o zamanlardan ses fetişisti yapan ses bu. türkünün yorumu baştan aşağı tartışmasız müthiş zaten. ama ben o ilk cümlede takılıp kalıyorum ve gece boyu şarkıyı sık sık onuncu saniyesinden itibaren başa alarak dinliyorum.
o günden beri ne zaman aklıma esse, drama köprüsü söylemek istesem, içimden buz gibi sert, parlak ve pürüzsüz bir ses 'beraber söyliyelim öyleyse' der ve o türküyü hep beraber söyleriz.
(bkz: bu da böyle bir anımdır)
maltepe'deki köprü. tam maltepe stadının karşısınında sahilden ilçe merkezine gidişli dönüşlü, dar olmasıyla kazaya müsait sokum bi'köprü işte. altından da tren yolu geçer.
o güzel türküde dar olduğu için geçilemediği iddia edilen, ama gayet geniş olan ve makedonya'nın vişegrad kentinde drina nehri üzerine sokullu mehmet paşa adına mimar sinan tarafından 1577 yılında yapılan 11 gözlü muazzam köprüdür.