ittihat ve terakki'nin 5 kurucusundan cerkes olani (diger 2'si kurt, biri arnavut, biri de azeri), cemiyetin unlu doktorlar grubundan (nazım ve bahaettin sakirle birlikte). ikinci mesrutiyette ankara ve diyarbakir valiligi yapmistir, ermeni kıyımı sırasında diyarbakir valisiydi.. valilik bolgesi hem der zor, yani olum yolu uzerindeydi, hem de cok sayida ermeni ve suryani yasamaktaydi. cok cesitli misyoner ve konsolos raporlarına gore bizzat emriyle pek cok ermeni, capraz baglanmak suretiyle elleri ve kollari kesilmek, canli canli yakilmak, diclede bogdurulmak, civilenmek vs. gibi yontemlerle oldurulmustur. istanbula dondugunde cemiyetin merkez-i umumisinden mithat sukru ile aralarında soyle bir konusma gecmistir:
- yahu doktor, sen ki insan hayatini korumak uzere yemin etmissin, nasil boyle canilikler yapabildin?
- Hekim olmak, bana milliyetimi unutturamazdı! Reşit, bir doktordur. Fakat dünyaya bir Türk olarak gelmiştir. Doğu Ermenileri aleyhimize öyle kışkırtılmışlardı ki, eğer yerlerinde kalmış olsalardı, muhitlerinde canlı olarak bir tek Türk ve Müslüman bırakmayacaklardı. Vaziyet bu merkezde olunca kendi kendime düşündüm: Hey Doktor Reşit! Ortada iki ihtimal var: Ya Ermeniler Türk''ü temizleyecekler, yahut da sürülecekler. Bu iki ihtimalden birini tercih etmek zarureti karşısında uzun müddet tereddüt etmedim. Türklüğüm hekimliğime galebe çaldı. Onlar, bizi ortadan kaldıracaklarına, biz onları tehcir edelim, dedim.
-Bu hareketinizden dolayı vicdanınız, sizi rahatsız etmiyor mu?
-Etmez olur mu? Fakat ben bu işi ne şahsi gururumu tatmin etmek, ne de cebimi doldurmak için yaptım. Baktım ki vatan elden gidiyor, gözü kapalı, milletimin hayrına, hareket ettiğim kanaatiyle pervasızca ileri atıldım.
-Ya tarihî mesuliyet?
-Eğer bu hareketimden dolayı kendi tarihim beni mesul ederse ona da eyvallah... Başka milletlerin tarihi hakkımda ne yazarsa yazsın, hiçbiri umurumda değil. ben once turk, sonra doktorum. meslegimin degil ırkımın emrettigini yaptım.