beş duyusu olduğu halde birçok gerçeği anlayamayan insanların olduğu yerde, en son dert anlatılacak insanları boşu boşuna rahatsız etmektir. önce bakar körlere derdimizi anlatalım.
görme duyusu anlamında körlük sadece bu dünyaya ait bir durum olup, hakikat alemi açısından bir eksiklik değildir. düşünün ki fok balığının ayağı olmamış "tüh yazık yürüyemiyor" desek de, o suya daldı mı o alemin haline gayet uygun hareket eder.
asıl birşey anlatamayacağımız körler ise şu ayetle belirtilen kişilerdir: (isra 17/72)
belki yeşili anlatamayız, ama ne kadar güzel bir renk ve nelerin yeşil olduğundan bahsedebiliriz. bahsedeceğimiz şeyleri de muhtemelen görmemiştir, olsun onuda anlatırız. maksat anlamaz diye kestirip atmamak, onu önemsediğini göstermektir.
bu "ama" arkadaşlarımız rüyalarında pek çok şeyi bizim gerçek hayatta gördüğümüz gibi görebiliyor. bunun nedeni olarak; kalıtım deniliyor. örneğin, baba ve annenizin nesli ne kadar çok şey yaşamış ve görmüş ise bunların karakteristik gen hafızasıyla orantılanmasıyla beraber, bu arkadaşta o oranda bazı şeyler görebilmektedir. şans tabi bir yerde.
marifet burnunuzun önünde olan seyleri anlatmak yahut onlari anlamak değildir. marifet burnunuzun ucunda olmayan şeyleri anlatabilmek yahut onlari anlayabilmektir.
evet fiziksel olarak kör olmak fevkalade kötü bir durumdur. ama bildiğiniz gibi körlerin diğer duyulari ortalama insanlardan cok cok gelişmiştir. yesili onlara koklatarak hissetirerek anlatabilirsiniz.
fakat daha hazini gözleri görüpte kör olmak. bakmayi bilmemek hatta görmemek, görmeyi istememek. işte ruhen kör olanlara değil yesili iki kerenin dört ettiğini bile anlatamazsiniz.
sözün özü, yazi anlayan için yazilir ve lafta anlayana anlatilir.
bilgisayar destegi ile beyin ve simulator arasinda kurulan sistemde, ilgili sinirlere rgb(0,255,0) veya x00FF00 kodlarinin bitlerinin gonderilmesiyle gerceklesmesi olanakli eylemin sorusu. *
Yeşil, yeni kesilmis çim kokusu gibidir yada çam ağacının kokusudur, suyun tende serinliği, rüzgarın hafif esintisidir, yeşil, ilk bahardır.. Desende o aklında ne canlandırır bilinmez, sadece diğer duyularını kullanarak hissetmesini saglayabilmek olabilir, neyse ne söylesem yalan olur.