vatansever değil klavyeseverdir.
vatanının bir parçası olarak gördüğü o topraklar için canını vermekten, o toprakları kimseye yar etmemekten bahseder sürekli;
ama
doğu insanının batıdakiden tek farkının bilinçli olarak terör örgütleri ve devlet tarafından geri bırakılmış olduğunun farkındadır; devletine laf ettirmez; terör örgütüne giydirir sürekli.
ülkesinin batısında yaşanan ve yaşatılan ithal popüler kültürün kölesi olmuştur farkında olmadan;
doğu insanını aşağılar, ötekileştirir, yaşadığı dejenere hayatla örtüşmediği için dışlar.
ama vatanseverdir!
doğu insanının pkk dan ibaret olduğunu sanmak işine gelir.
iki ateş arasında kalmış, bırak bu ülkeden ayrı bir ülke kurmayı, kendine ait bir karış toprağı olmadan, ağaların hükmünde yaşayıp, devletin hiçe saydığı bir yaşam süren çocukları görmezler.
tecavüze uğrayan, alınıp satılan, töre bokuna öldürülen kızlar onların ırkından olmadğı sürece sorun yoktur.
bu ülke babalarının malıymış gibi "ya sev ya terket" zihniyetiyle, bu topraklarda olup biten iğrençlikleri bile sevmek zorunda bırakırlar insanları.
doğuda yaşam zordur.
batıda olduğu gibi.
ama
doğudaki yaşam devlet ve pkk eliyle daha da zorlaştırılmıştır.
oradaki insanlar ideolojik çatışmaların ortasında kalmış ve taraf olmaya zorlanmış bizim insanlarmızdır.
onları bu ülkeden ayrı düşünmek, gözden çıkarmak kimsenin tasarrufunda değildir!
batıda devletin tüm imkanlarından yararlanmış, gitmediği görmediği koşullarını bilmediği hakkında atıp tutan; devletin güvenlik paranoyasından pkk nın entirikalarından bihaber vatanseverdir. türklüğüyle öğünür şımarır durur, oysa türk olduğu için kimseden bir aferin bile almaz aslına. uyruğu ne bu dünyada ne de öbür dünyada işe yaramayacaktır. bu fanatik ruhla kürt olsaydı en azılı pkk destekçisi olurdu. faşist işte efendim, türk faşisti de kürt faşisti de aynı.
ayrıca bu faşistlerin yeni çıkan modellerinde beyin yokmuş, üretici firma enerji tasarrufu nedeniyle beyin takmamış. öğretilmiş sloaganları ötüp geveleyip dururlar işte.
doğuya adımını karış karış atmış, gezmiş, insanlarıyla konuşmuş, incelemiş bir vatanseverden çokta farklı düşünmeyen vatanseverdir. giresunda millet kış günü kendi kurduğu ilkel teleferikle hasta taşımaya çalışırken, nerdeyse 3000 metre rakıma sahip, kış mevsiminde metrelerce karın kapladığı dağlara sırf o dağın tepesindeki 3-4 tane evdeki vatandaş elektriksiz kalmasın diye (ki elektrik parası istemeyeceği halde) ne güçlüklerle direkleri döşeyerek(burda maaliyetinden bahsetmiyorum bile) elektrik götürebilmiş ama buna rağmen o 3-4 tane evde yaşayan vatandaşa yine de yaranamamış devletin vatansever yurttaşıdır. devleti, dağlarda bölük pörçük yaşamayın gelin bakın ilçe merkezine toplu konut yaptık burda insan gibi yaşayın, su var, yol var, elektrik var, hem pkk'dan da korunacaksınız demesine rağmen, dağlarda hayvanlar gibi yaşamayı tercih edip, bir de üstüne üstlük devlet çok reröre diye öten insanların asıl niyetini iyi tahlil etmiş vatansever insandır.
edit: hevaller görüyorum ki eksilemek mevzu bahis olunca iyi çalışıyorsunuz. bu azminizi çalışmak konusunda da gösterseniz. devlet bize bahmiyir diye zırlamaktan kurtulursunuz belki.
bir vatanı sevmek için karış karış tüm toprağını gezme zorunluluğu yoktur, gurbet'te olup doğup büyüdüğü topraklardan uzaklarda da vatansever olunabilinir.
vatansever olması için adım atmasına gerek yoktur, ama ! şayet, klavye başından atıp tutmuyorsa, bilip bilmeden kürtlere laf sokmuyorsa, oradaki hayat hakkında bir fikri varsa.
iki sene önce işi gereği bir günlüğüne diyabakır'a giden dayımın arabası 23 plaka diye ofis semtinde gecenin bir vakti camları kırılmıştı misafirperverliği görüyor musunuz ?
doğuya adım atmamış birinin, doğu hakkında birşey söylemesi gerçekten zor. yav biz gittik iki sene kaldık. görmesek inanmazdık, bu kadar tembel, asalak, sapık insanımsının yaşadığını.
tarihi götünün üstünde oturanlar yazdığına ve götü oturak görmeyenler yaptığına göre, yazanların ne kadar objektif olabileceklerini tahayyül etmek pek de zor olmayacaktır.. bir de, hangi tarihten bahsediyoruz? resmi tarih mi? durun bir koşu gülüp geleyim. anırasım geldi. kimin yazdığı tarih peki? günümüzde, gözümüzün önünde olan olayların bile yansıtılışı milyon çeşit farklı görüşte iken ve biz hangisine güveneceğimizi bilemezken; görmediğimiz, bilmediğimiz bir zamanda ve yerde yaşanmış bir olayı bize anlatan bir insanın nesine güvenebiliriz? tarih sadece birilerinin duymak istedikleridir ve her zaman da kazananlar tarafından yazılmıştır.
hangi tarihten bahsediyoruz? mustafa kemal paşa inönü'de sakarya'da dumlupınar'da ölseydi ve milli mücadele oracıkta bitseydi tarih ona ne diyecekti? kahraman mı hain mi? bak görüyor musun tarih'i, koskoca mustafa kemal'i ne kadar çabuk sattı. hitler'e büyük bir bağlılıkla führer demiyorsak bugün, stalingrad'da sıçmasına borçluyuz. yoksa kaypak tarih onu da kahraman yapacaktı.
en kaypak bilimdir tarih. yerim ben o bilimini senin.
ayrıca, aslan denen hayvanı araştırmak isteyen bi zoolog aslanı afrika'da değil de brezilya'da arasaydı, moğolistan'da incelemeye kalksaydı ne olurdu? aç kalırdı. bu yüzden "doğal ortam" denen bir terim vardır. hayvanı da doğal ortamda inceleyeceksin, insanı da. türkler hakkında bir yargı edinmek isteyen insan kalkıp da amerika'da yaşayan türkleri inceliyorsa, oradaki türklerin davranışlarına göre bir yargı ediniyorsa, en hafif tabiriyle, salaktır..
son olarak;
doğuyu anlamak istiyorsanız, açın feodalite neymiş onu okuyun. başka bir şeye bakmanıza gerek yok.
