en mutlu günlerinden birinde ona mesaj atmayalı, arayıp sormayalı geçen zaman dilimi. kızgındım, kırgındım içimden gelmedi. bi yandan da akşama kadar düşündüm. atayım atmayım diye. bu kararı vermek o kadar kolay olmadı. ama günler geçti hala unutmadım. her gün bekledim. şu kırgınlığım, kızgınlığım geçsin de kutlayayım diye. geçmek bilmedi. çoğu zaman geçmemişti zaten ama direnirdim yine. yok sayardım kırgınlıklarımı. artık katlanamıyorum yok sayılmaya, sevilmemeye, birinin bana hiç utanmadan emeği olmayan duygularım üzerinden yüklenmesine dayanacak sabrım kalmadı. ama üzerinden 60 gün geçti. ne ekmeksiz ne de susuz kaldım. fakat bir yanım hep eksik kaldı. aklımda, kalbimde yerini bilmediğim bir yokluk, boşluk, bir tamamlanmamışlık ki anlatılmaz. böyle küs kırgın hayatıma devam ediyorum. tam 60 gün oldu. bi sonbahar geldi geçti. yine kutlamadım. her gün biraz daha kutlamamak geçti içimden. her gün biraz daha yok saydım o günü! o güne dair aklımda kalan tek şey, farkında olmadan avucumda 1 saat boyunca sıktığım peçete. sonra bir baktım, dalgınlık ve sinir arasında avucumda sanki bir kalp ezmişim.
vasiyetinizi hazırlayın durumudur. hala size 19 luk sarışın bir hatun vajinasını doğum günü gecenizde sunmadıysa zaten yaşamayı pek hak etmiyorsunuzdur.