yeni bir yaşa girmenin heycanıyla sabah uyanmıştımki bugünün diğer günlerden çok farklı olacağını sezmiştim. Uyandım işe gittim. Günün saha yeri inegöldü biraz yolculuk biraz satış birazda yağmur derken gün bitti. Kız arkadaşımla o gün için cem adrian konseri arapşükrüde yemek gibi planlar yaparken cepte beş kuruş olmadan doğum günümü geçirmeye başladık. Kız arkadaşımın nazlanmaları gereksiz triplerinden birşeylerin ters gittiğini anlamaya başladım. Setbaşında bir kafede oturduktan beş dakika sonra ufak bir atışma oldu ve o an orada son kez ayrılma zamanı geldiğini anladım.Uyanırken hissetiklerimin doğrulanmasının verdiği şaşkınlıkla eve gidip uykuma daldım...
Günlüğümde anlattığım gibi komik ama dumur kalınan bir durumdur.
o değil de doğum gününe özel planlar hatırlandıkça keşke panları yapmadan ayılsaydık denecek kadar acı verir o planların kafadaki hayali.. denizliden vişne şarabı, tavuğu bizzat kendi eliye kesecek olan ex sevgilinin yapacağı şnitzel.. ve meşhur hiç tatmadığım mum ışıklı masa..
zaten ayrılmak isteyen sevgili demek ki doğumgününde sahte bir neşe veremeyecek kadar bitip tükenmiştir. aslında geç kalmıştır ama daha da geç kalmamak için bunu yapar . düşüncesizliktir. üzücüdür de. unutmak gerekir ve etrafa insanları toplayıp doğumgünü kalabalığıyla olayın şokunu atlatmak.
senin için pasta-kutlama falan ayarlamak isteyen arkadaşlarının eski sevgiliden siktiri yediği durumdur. en kötüsü onlar içindir. sen iki gün sonra barışırsın, ama o siktir kalır.