doğum günü hediyesi olarak çorap almak

entry1 galeri0
    1.
  1. kenar mahalle ne ilginç yer be hacu? çok üzülüyorum kenar mahalleliğime. asosyalsem bundan, eziksem bundan. her şey bundan bro. hani modernsel mahallerlerde ve istanbul ve izmir'in her yerinde oturan insanlar anlamayabilir ama biz burda dışarı çıkınca gidecek bir yer bulamıyoruz. hani siz kafelere falan gidiyosunuz ya biz sokak başında oturuyoruz. canımız sıkılıyor laf atıyoruz. olmadı birbirimize dalıyoruz. zaman çok salak geçiyo böyle. yalnız herkes böyle değil lan. ben gibi insanlar da var bunu zorunluluktan yapan. lost izleyen, how ı met your mother videolarının altına " barney süper lan" yazan, sözlük mözlük takılan. böyleleri de var ama mecburen mecburen mecburiyetten geçen kıza mal varlığını sorguluyoruz. köşe başı maliyecisi gibiyiz hafız. her lost watcher gibi ben de her gece "ne işim olur lan osman'la, mahmut'la. ben charles bukowski'yi bilen adamım. uykusuz okuyorum lan ben ilk sayıdan beri, entelselim aliminyum" diyordum.

    ama canım sıkıldığından "selamın aleyki" diye gidiyordum yine osman'ımın yanına. konuşuyorduk yine vadi'den, bursaspor'umdan, askerlikten (kimsenin okumakla işi olmadığı için askerlik muhabbeti 13 yaşında başlar) ve en önemlisi abilerimizin anlattığı bizim de rüyalarımızı süsleyen karı kız muhabbetinden. vazgeçemiyorduk bunlardan. benim yaş 13-14. kafada hiçbir şey oturmamış. ne aşk olmuş, ne kız bilirim, ne ilk aşk muhabbeti olmuş. normalsal mahallerde oturan insanların işi çözmeye başladığı yaşlarda biz malız. hala adım sayıyoruz takımları belirlerken. millet sevgililerini sayıyormuş. batı kenarında bursa'nın.

    neyse efendim. ben liseye başladım. yatılıydı lise. 4 sene hayvan gibi yattım. hakkını verdim yatılı okulumun. insanlarla ilişkilerim normal değildi. içime sinmişti kenar mahalleliğim. kızlarla tanışmak zaten ütoyaydı. sevgililik falan hiç aklıma bile gelmemişti. ötesini bilmiyodum zaten. konuşmak bile hayaldi. yapacak bi şey yoktu. kurtaramıyordum mutasyona uğramıştı sanki genlerim. kalıtsal değişiklik olmuştu. her çirkinsel ergen erkek gibi okuldan bi kızla platonik ilişki başlattım. hayaller kurdum. hiç konuşmasak da kendi kendime ayrıldım, sonra geri döndüm. hiç alakası bile olmayan hareketlerini başka başka yordum. hem de hareketler bana bile değildi. şimdi düşünüyorum da gerçi her zaman düşünüyorum bunu ne zavallıymışım. ki hala zavallıyım. bu saatte uyumamak ve bunu yazmak bile gösterge bro.

    yıllar geçti lisede. biraz sosyalsal oluyorum derken lise bitti. anadolu'nunen sosyal mekanı afyon'da bir okuyacam üniversiteyi bi de. bir kenal mahalleden bir kenar şehre gidiyorum. hayat böyle bir şey. bazen düşünüyorum benden daha kötü halde bir genç var mıdır diye. lan diyorum osman var. hala vadi izliyodur öküz diyorum. facebook'ta paso ismail yk falan paylaşıyo zaten. bi de dalga geçmek için de değil. gerçek hisleri bu malın. gerçi ben de malım o ayrı. onun hayatta kız arkadaşı olmaz oğlum diye avuttum kendimi hep. mal lan o dedim. başkasının kötü durumuna sevindim piç gibi.

    4 sene geçti. ben geçen gün açıldım hele şükür. aceleciyimdir. "samet ne alaka" dedi, "la yörü git" demiş kadar oldu. "napalım" dedim. lise benim için boş bi lafmış. onun için de aşk.

    o günden sonraki gün yürüyorum. osman'ımı gördüm heykel'de. yanında sevgilisi olduğu her halinden belli olan bi kız vardı. osman'ım her kenar mahalle çakma tikisi gibi saçlarını yapmış ve pazardan alınabilecek en tiki şeyleri üstüne giymişti. "nasıl olabilir lan" dedim böyle bi şey. gizli çakalmıymış bu dedim. gece çıktım. yine köşe başında kıza laf atıyolardı. 4 senede sadece fiziksel değişim yaşamışlardı. mallık sonsuza kadardı. bu arada böyle çok eziyomuşum ve genelleme yapıyomuşum
    gibi oluyo ama alakası yok. osman gerçekte böyle bi insan. "nasıl kapızladın lan kızı" dedim. "o profösör, sen mi geldin" dedi. okuyana böyle denirdi genelde. ben okumuş adamdım ama ezilen bendim. nasıl iş anlamadım ama kızı böyle kaptığını anladım. girişkendi osman'ım. okulda görmüş, arkadaşlarıyla haber salmış, iş olmuş.

    lan 4 senem ne pis geçmiş diye düşündüm. oysa ben pablo neruda'dan alıntılar yaptıydım adam arkadaşlarından alıntı yapmış. hayat acımasız diye düşündüm. "vadi de süperdi lan bu sene, öldü mü lan polat" diye konuaçtım. baya bi lafladık. evlere dağıldık.

    başlık bulamadım. sonra evde çorap araken aklıma geldi. biz yıllar yılı doğum günlerimizde birbirimize çorap aldık. hatta bi kere aldık. yıllardır aynı çoraplar döngü yaptı. gazete kağıdına sardık getirdik. pasta yoktu. cips yedik. porno izledik. doğum günü partisi buydu bizim için. genel de babanın basmasıyla ve parti sahibi! çocuğu dövmesiyle parti biterdi. porno cdler hep kırılırdı. bulmak da zordu alimünyum. facebook'ta falan ya da resmini nerde görsem hep özenmiştim modernsel doğum gübü partilerine. kızların tek parça elbise giydiği makyajın dibine indiği hatta dans edilen o partilerle 9 abazan erkeğin 31 çektiği paritler arasında büyük farklar vardı. ama ikincisi daha iyiymiş yenianladım. özeniliyo falan ama dolu görünen boş insanlarla dolumuş börtdey partileri. en güzeli boş görünen boş insanlarmış. özenmeyin özeniyosunuz diyeceğim odur. bi bok olmuyo orlarda. burda zevk alıyosun sonuçta. ben çok özendim kişilik bunalımı yaşadım. okuyan olursa ben durumunda yaşamasın. en azından tarafınızı seçin. ben geriye dönsem osman olurdum ve şu an uyuyo olurdum. mutlu olurdum en azından.
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük