her yıl 1 defa kutlanan, ve doğduğumuzu düşündüğümüz gündür.
-bugün doğum günüm, hep mutlu olcak
-doğum günün kutlu olsun kanka, 37 oldun dimi, off bayaa da yaşlanmışın ****
Akıl hastanesinden kaçmış iki delinin aşkı biri diğerine "biraz mantıklı ol"dediğinde biter.
Ben bu güne kadar mantıklı olunduğunda doğru sonuçlar veren bir aşk hikayesi görmedim. Kimse görmemiştir,mantıklı düşününce siz de bunun doğru olduğunu görürsünüz .
Geçmişte tanıdığım biri vardı. Hayatının aşkı olduğunu düşündüğü kişiyi tam 3 yıl boyunca sevmekten vazgeçmedi. Onun için içti, ağladı, aradı, hastanelik oldu, klinik deneylerde kullanılacak derecede acı çekti. Aşk zorlayıcıdır, aşk orangutandır , aşk borsadır, içinde olduğu her durumda sevmeye devam etti. Kalbi iktidarda olan her kadın gibi trajedisini sık sık değiştirdiği saç renkleri süsledi. Zurnanın keman sesi çıkardığı kritik es işaretinden sonra her şey olmasını istediği gibi gelişecekken izmir-istanbul arasında geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti.
Gördüm ki, akıl hastanesinden kaçmış iki delinin aşkı şarampole yuvarlanabilir.
Ben 7 yaşındayken dedem yaklaşan kurban bayramı için bir koyun almıştı. O zamanlar chopin kimdir bilmiyordum, henüz hiç masturbasyon yapmamıştım ve komşumuzun kızı memesine dokunduğum tek karşı cinsti. Masumdum.Koyun ben ve komşu kızı arasındaki arkadaşlık kendi sınırlarını aşmıştı. Buradaki sınır kelimesinin anlamının marjinal bir boyutu yok. Zaten o sıra marjinal diye bir kelimeyi bırakın, marjinal dediğimiz kesimin kendisi bile henüz yoktu. Bence tanrıların kendilerine inananlardan böyle sevimli hayvanları kurban etmelerini istemesi son derece saçmaydı.
O koyunu son gördüğümüzde gözyaşlarımızdan oluşmuş bir derede akıntıya kapılmıştı. Ne yöne doğru boğulduğunu görmemiştik ama suyun renginin bir süre sonra kırmızı olacağını ikimizde biliyorduk. koyunu alıp evimizin önünden geçen derenin kenarına inmiştik, suya girdik biraz serinledik, koyun da serinlesin istedik, Koyun akıntıya direnecek kadar iyi derecede yüzme bilmiyordu, ne kadar açılması gerektiğine yönelik hiç bir fikri de yoktu. Oradan uzaklaştık. Sonraki yıl babam istanbul'da iş buldu. Mercedes O 304 marka bir otobüsle istanbul'un yolunu tuttuk. Takip eden 22 sene hiç et yemedim, komşu kızını bir daha görmedim ve dedem koyuna ne olduğunu hiç bir zaman bilmedi.
Koyunun evimizin önünde akan derede geçen hazin yolculuğundan 20 yıl kadar sonraydı.
genelde saçma günlerdir o gün insana ekstra özellikler verilmez. ancak geçen yılları hatırlamanıza yardımcı olur çocukken kankanızın sizin için yaptığı müzik kaseti gelir aklınıza. sakince tebessüm edersiniz. yaşam sürüyor biz ise sadece dönüp geçmişe tebessüm edebiliyoruz...
Bugün benim doğum günüm olmasına rağmen iş yeri dışında sadece 2 kişinin kutladığı gündür.ulan sorun bende mi arkadaşlarda mı anlamadım.
kendimi seçimde 1 oy almış züğürt ağa gibi hissediyorum.
O hep çocukken geceden heyecanla beklediğim günlerdendi. Sabah kalkıp mahallede çamurdan pastalar yapıp kardeşimle birbirimize hediye eder üzerini kuru bir kaç ot çöp sıkıştırıp üflerdik. sonra ellerimizi tulumbadan çıkan soğuk suyla yıkar ve ip atlamaya giderdik, sanırım o günlerden kalma bir sevinç vardı hala üzerimde bu yılki doğum günüme kadar.
Hani ilk okula giderken edindiğiniz saf arkadaşlıklar olurdu ya ; hani o silgi istediğinde size gülümseyip kokulu silgisini uzattığında sempati beslediğimiz kişiler, işte öyle biri vardı yanımda . Doğum günlerimiz art ardaydı . Hep sınav haftasında olduğumuzdan pastalarla kutlayamazdık o günleri. Sonra gecenin bir körü gelen '' Hala sınava mı çalışıyorsun?'' mesajlarıyla telefona bakardım işte tam da o anlarda kutlardı doğum günlerimi sonra okul kapandığında ciddi bir kutlama yapardık. Bu yıl kimya çalışırken istemsizce o mesajı beklemişim, üzerinden neredeyse bir ay geçti yeni fark ettim. Bazı şeyler gerçekten insanı mutlu ediyormuş, hiç fark etmesek bile.
Bu yıl o pastasını bensiz kesti. ilk defa doğum günümü kısa da olsa bir mesajla kutlamadı. ilk defa aslında onu ne kadar özlediğimi fark ettim. Sanırım uzun zaman sonra ilk defa bu kadar birileri doğum günümü kutlasın istedim.
bi' yandan deprem olmuş, memlekette kimse kalmamış, akşamları her yer fin fin, dostlar gitmiş köye bahçeye dağa taşa, bir insan ancak bu kadar yalnız bir doğum günü geçirebilirdi.
ben doğum günlerinde insanlara hediye vermeyi çok severim, almayı sevmem ama, ben verici bir insanım.