doğuya mı, kürde mi söylemin? doğuda yaşayan herkes kürt değildir. ama senin zihninde doğudan gelen kafkas kökenli bir bireyin, ya da batıya alışması bir çelişki gibi belirmiyor. oysa ikisi de doğudan , bildiğin doğudan işte. çünkü artık düşünmüyorsun. sadece sana her gün vaaz edilen ve kafanın içini şekillendiren cebri kavramlar birbiri ardına tetikleniyor. yani dediğim gibi düşünmüyorsun. bu ve buna benzer başlıkları açarken aslında düşünmüyorsun.
daha açık anlatalım: laiklik denince "kahrolsun türban" diyorsun, yobaz denilince "islam ve müslüman", terörist denilince " sosyalist - komunist" geliyor aklına. yani demem o ki; öyle robot teknolojisi falan insandan çok farklı değil. o asimo falan işin kandırmacası. robot olan, robotlaşan sensin.
batıdan doğuya yolculuk edip, doğuya bir türlü alışamayan, " ben burada asla yaşayamam " diyen insan gibidir. şehir hayatına alışmış bir insanın, köy hayatına alışamaması kadar normaldir.
yalandır, dolandır. doğudan gelip büyük şehirlerde illegal işlere giren çok kürt olduğu gibi dershane gibi yavşak sektörlerde bile at koşturabilenleri mevcuttur. hep ezik gibi gösterilir ama ilgisi yoktur, kürtler de türkler kadar piyasanın içindedir.
yanlış bir tespittir. çünkü batıdan gelen kürtler de şehir hayatına alışamamaktadır. bizim bir arkadaşın tanıdığı kürt vardı. edirne'de doğmuş ve istanbul'a gelmişti. hatırlarım o da alışamamıştır hiç istanbul'a.
demekki neymiş?
kürtler kötüymüş, yunanlılar ülkemizi işgal etmiş ve de ne mutlu türküm diyene, saygılar.
konunun doğudan gelen kürtler olarak nitelendirilmesi bence her ne kadar faşizanca bir yaklaşım olsa da önerme doğruluk payı içermektedir.
durum aslında "kırsal kesimden kente göç" sorunu olarak ele alınabilseydi eğer, mantıklı açıklamaların yapılabileceği bir platform sağlanabilecekken bu başlık maksadın farklılığını ortaya koyar nitelikte olmuş.
konu esasında ne doğuyla ilgilidir, ne de göç edenlerin kürt oluşlarıyla. mesele tarım toplumundan gelen insanların sanayileşmeyi tam olarak gerçekleştirememiş, bu yüzden zaten bozulmaya müsait bir şehir hayatı ortamına bir türlü gerçekleştiremediği eklemlenme üzerinedir. bu durum da türkiye'de maalesef bugün yaşadığımız birçok sorunun (suç, terör, etnik kavgalar...gibi.) temelinde yer alan başlıca etkenlerdendir.
Doğru söze ne denir, gerçekten böyle arkadaşım bir çoğu büyükşehirlere gelince hala eski tas eski hamam hiç bir değişiklik yok ve bunların bir çoğu artık yeni gelişmekte olan yerlere taşınıyorlar cillop gibi apartman dairelerini gelin görün de ne hallere sokuyorlar görenlerin içi acıyo o evleri o şekilde görünce.
Müteahhide küfredenini bile tanıyorum "ulan nerden yaptın bu binayı da geldiler oturdular" tarzında
ya da " ulan ne kadar paragöz adam şu x abi gitti cillop gibi daire'yi sattı adamlara, adamlar evi ne hale soktular" vs.
sehir hayatinin kendisine has ozelliklerinin bir sonucu olarak ortaya cikan hadisedir. tabiki doguda da sehirler vardir ama batidaki buyuk sehirlerde, ozellikle ankara, istanbul, izmir gibi, yasamak eski birtakim aliskanliklari birakmayi gerektirir. bu tespit, sadece etnik kokeni kurt olanlar icin degil, koyden sehre gelmis herkes icin dogru olabilir ama kurtler icin daha dogrudur. nedeni ise, kurtlerin komun hayatindan dolayi, hep birlikte takilmalaridir. genellikle disari kapali bir topluluk olarak bilinirler, geldikleri sehirde, komsulari, calistiklari yerlerde is arkadaslari ayni etnik kokene sahiptir. bu yuzden ortama alismakta zorlanabilirler.
