padişahlıkla yönetilen türkiye'de iktidarın altına imzasını atmaya çalıştığı yeni bir illüzyon daha. batıda yaşayan fakir, doğuda yaşayan fakir'in elektrik parasını ödeyecek, ne güzel.
peki ne uğruna bu, iktidar partisinin pkk'lı belediyeleri akpli yapması için. fena anlaşma değil aslında ama. akp'nin parti propahandasını neden ben finanse ediyorum ulan.
benim oğluma gemi alınmıyor, çocuğum sıvı yumurta işine de girmiyor, belediyeden ihale de almıyorum, 2b kapsamında arazim de yok. formula bir pisti civarında, formula 1 tesisi inşa edilmeden önce arsa da kapatmış değilim, özelleştirmelerden benim payıma bir bok düşmüyor, hiç bir milletvekili bakan beni özel kalemi ya da danışmanı yapıp da hayvani bir maaş bağlamıyor:
o halde ben batıda yaşayan bir fakir insan olarak neden doğuda yaşayan fakir insanların elektrik faturasını ödemek zorunda kalıyorum.
ey demokrat akp! trafoya çengel atıp, (kendi evlerini geçtim) ahırları bile 24 saat elektrikle ısıtan köylerdeki kaçak elektriğin önüne geçmeyi düşünmez misin hiç. he.
kaçak elektriği kesmek için o "taş devri insanlarının" evine giden tedaş görevlisinin öldürülmesini de engelle ama bu sefer. sen devletliğini yap ki onlar da vatandaşlığını yapsınlar.
sadaka politikası bu şekilde belki son bulur.
ne. he öyle demek. tebaanı sadakaya muhtaç bırakmadığın zaman, vatandaş olduğunu mu hatırlıyorlar bu insanlar??
e idare edeceksin artık, demokratik ülkelerin böyle kusurları!!! da var işte.
vatandaşlarımızın fakir oldukları ve gerçekten ihtiyaçlarının olduğunun tespit edilmesi durumunda kesinlikle destekleyeceğimiz durum.
ama burda esas korkulan sanırım bazı uyanıkların (!) fakir vatandaşlarımızın üzerinden para kazanmaya çalışma çabalarıdır. çünkü, bizim ülkemizde yapılmaya çalışılan iyi şeyler çoğunlukla istismar edilir, kötüye kullanılır malesef.
aksi sağlanabilirse, yani uygulama çeşitli ölçülerde başarı elde ederse, buna kimsenin itirazının olmayacağından da eminim ayrıca ben kendi adıma.
mühim olan fakirin sadece doguda yasayip yasamamasi degil, devletin bu yöreyi bilerek fakirlestirmesidir.ancak fazlasıyla iyimser bir öneridir,cünkü diger illerin "benim basım kel mi?","hani bana?" gibi sorular yöneltmesi gayet olasıdır.
karadenizin , egenin , anadolunun fakirinin ne günahı var o zaman ? ayrımcılık değil mi bu dedirten hadise. madem milletvekilimiz (ki benim değil) çok üzülüyor vatandaşlarına, parti olarak milletvekili maaşlarından versinler de diyarbakırlı 'madur' olmasın. burda tabi sözüm emeğiyle çalışıp faturasını odeyen diyarbakırlıya değil, elektrik sobasıyla ahırını ısıtan diyarbakırıyla! hayır ya bazı bünyelerin söylediği gibi'zırvalamayorum' sadece alın teriyle kazandığım parayı tüketmediğim bir elektirik faturası bedeline harcamak istemiyorum.
fakir aile nedir, bunu kim belirler?
yeşil kartı olan fakir midir?
fakir demek doğuda yaşayan mı demektir?
bu fakir aileleri belirleyecek olan kimdir?
ahmet efendi; tek geliri senede bir kere aldığı tütün parası olan, arada iş çıkarsa çobanlık yapan, kendi çocuklarına ve yaşlı anne babasına bakan, çocuğunun bir ihtiyacı olduğunda burun kıvırmadan son kuruşuna kadar harcayabilen, çocuklarının okulunun her işine koşabilen ve yaşadığı iğrenç ortama rağmen kız çocuğuna "kızım sen yeter ki oku ceketimi şu kötü evimi satar yine de okuturum seni." diyen yeşil kartı hakkıyla kullanan fakirdir.
mehmet efendi; istanbul'da ve kendi yaşadığı köyün şehrinde birer ev sahibi olan, bir sürü hayvana ve tarlaya sahip olan, çocuğu yırtık lastik ayakkabıyla karlar arasında okula giderken utanmadan yaşayabilen, kızının ortaokula devam etmesi konusunda "etse n'olcak, evlenip kocasına yedirecek ben mi besliyim bi de" diyebilen yeşil kartını g.tüne sokasıca fakir görünümlü iyi hallidir.
ama malesef burada bazı özellikleriyle övülen ahmet efendi de, yerilen mehmet efendi de aynı bokun insanıdır. ikisi de fütursuzca kaçak elektrik kullanır. onlar ve onlar gibiler yüzünden kimi zaman günlerce elektrik kesilir ya da fazla yüklenmeden dolayı günde on yirmi kere git-geller olur elektriklerde ve elektronik eşyaların da ağzına s.çılır.
buralarda özellikle köy belde gibi yerlerde elektrik faturası posta yoluyla geçmez insanın eline. elektrik idaresinden yine buralı olan çalışanlar kapıya kadar gelir ve ve elle yapılan bir hesapla (dijital saate geçilmemiştir bir çok yerde) keserler faturayı. ender de olsa sayaç okuyucu kullanırlar bazı değiştirilen yerlerde. köye bu kişiler geleceği zaman, arabayı görenler birbirine haber verir ve kaçak olan elektrik iptal edilip normale geçilir sadece saygıdan yoksa kimsenin korktuğu filan yok çünkü burada yasa yok.
şimdi şahit olduğum konuşmadan bir örnek, elektrik idaresi elemanı(eie),köylü vatandaş(kv):
kv- hoşgeldin bilmemkim gel çay iç
eie- yok çok işim var elektriğe bakmaya geldim
kv- ya daha geçen geldiniz(geçen 2 ay oluyor burada)
eie- neyse abla indirdin mi gerçek elektriktesin dimi
kv- hee değiştirdim normal şimdi
eie- 70 ytl tutmuş açık unutmuşun heralde bunu
kv- hayatta ödemem ben 70i bişeyler yap işte
eie- ehehe abla kızıyolar ama hadi 40 olsun sana
kv- ııh, olmaz o da çok
eie- peki abla ama son 30 kehkeheeehehehe
kv- tamam kes kabul, hadi allah razı olsun bilmemkime selam...
işte durum buyken ve yasa üstüne yasa değiştirip cezaları arttıran fakat bunu uygulamayan bir sistem varken, devletin başbakanı çıkıp ekrana "valla utanarak söylüyorum doğunun %60 ı kaçak elektrik kullanıyor" diyerek eli kolu bağlıymış gibi iş yapmayıp sadece konuşabiliyorken ne değişecek acaba bu uygulamayla merak ediyorum.
biraz ötemde mehmet efendi tek kuruş ödemeden ahırını ısıtmak için tavanını ampulle döşeyip içeri ısıtıcı koyarken; daha bugün gelen çok sevgili elektrik idaresi çalışanı 12 günlük faturamı şırank diye kesip 45 milyon olarak elime vermiş bulunmakta. evde termosifon, buzdolabı, küçük elektrikli ısıtıcı ve bilgisayar harici elektrikle çalışan hiçbir alet ya da eşya olmadığını düşünürsek elektrik bölgesel değil, kaçak elektrik parası sizin gibi kerizlerin faturasına eklenmiyor yalanlarını da anlamış oluyoruz.
bu uygulamayla değişecek hiçbir şey yok, bedava elektriğini bırakıp da indirimli kullanacak adam da yok piyasada. pilot bölge seçimi de ayrı bir muamma tabiki.
neyse canlar kazık her zamanki gibi bize girsin belki vatan sağolur. peeeh
uygulamada pilot il olmayı başarabilen diyarbakır, neden sadece diyarbakır?
neden bir trabzon olsun, bi ardahan olsun veya yine diyarbakır gibi çoook uzakta olan kars, artvin olsun vs... neden buralar değil de diyarbakır?
bu illerde işsizlik, boş gezenin boş kalfasıcılık yok mu? vaar, tıpkı diyarbakır'da olduğu gibi bu illerde de gençler kahvehanelerden çıkmıyor akşamlara kadar, yani aynı dertten muzdaripler.
yani neden bu ve aklıma gelmeyen iller diyarbakır gibi pilot il olmayı başaramıyorlar?
tamam sonra tüm türkiye çapında uygulanacakmış ama mahalli seçimlere kadar. bundan eminim. hatta senaryosu bile belli, elektriğe zam sonra olgelen zamların ardından oluşan tepkiyle beraber kademeli olarak bu uygulamanın sona ermesi.
anadolu nun herhangi bir köşesinin illaki terör belasıyla mı tanışması gerekiyor milyon dolardan söz edilecek yatırımların akması için? yoo hayır, bilakis hakeden bölgelere yatırımların aktarılması gerekir. yani işin özü ve mantıklı kalır yanı budur.
bölgeye dair, 'oraları istiyorum' açıklamasının ardından bu öneriyi akp diyarbakır milletvekili nin üstlenmesi de komik olmuş. basiret diye ortalarda dolaşırken temelde nelerin hedeflendiğinin gizlenmesi siyasi etikle ne kadar bağdaşıyor bunu az biraz düşünmek lazımdır.
ama zaten kimsenin etikle metikle ilgilendiği yok. günlük çıkarlar hatta günlük olsa yine iyi elalemin çıkarları uğruna vatanımızdan olacağız haberimiz yok.
"bizi bu hale getirip paranoya edenler utansın" şeklinde haykırmak istiyorum burdan.
aslında gizli kapaklı bir aftır. dağdaki teröriste nasıl, gel ananın yanına deyip af çıkartılıyorsa, şimdi de ikinci af olarak, elektriği bunca yıl kaçak kullandın; helal olsun, bide bedava yapıyorum, legalleştiriyorum diyerek resmen türk milletiyle alay geçilmektedir.
adamlar bk gibi zengin olsalar da istanbul un göbeğinde bile kaçak elektrik, su, doğalgaz kullanıyorlar bu bir gerçek. ceza üstüne ceza yeseler de buluyorlar bir yol yordamını. e artık geriye yapacak ne kaldı a dostlar, huylarından vazgeçirmeye çalışıyorlar. bir yere kadar bedava olursa adamlar buna gerek duymaz, en azından tasarruflu kullanır senin benim faturamdan çıkmaz, ya da ödemeye başlar az da olsa. çünkü bazı insanlarınki dediğim halde huy. eski komşumuz, adamın altında jip var, ama doğalgaz sayacına bilmem ne yapıp durduruyorlardı. kendi söylediydi gevrek gevrek gülerek. geriye ne kalır bu insanları düzeltmek için?
kaçak elektrik kullanıyorlar diye ceza almaları gereken yerde üstüne efendim biz elektriği size bedava sunalım diye sunulan savsata.milletvekilimiz diyarbakırlıymış zaten.. pilot il olarak diyarbakırı önermesine şaşmamalı.
akp nin yerel seçimlerde dtp karşısında planladığı oyunun adıdır. devletin imkanlarıyla seçimi kendi lehine çevirmek için yine bedavacı taktiğine başvurmak istiyor. halkta kaçak kullandığı elektirği devletten artık hibe olarak alacak. dtp ye oy verir mi, yoksa akp ye yönelir mi seçimlerde bu belli olacak. kesin olan şu ki, sefalet içindeki halkın akp yi seçeceği. etik olmayan ise, bu bedavacılığın bedelinin türk halkının cebinden ödenecek olması. artık türkiye de oy özgür irade ile değil, para karşılığı satılır olmuştur.
"hatta oldu olacak bir de batıdan seçilecek pilot bir ildeki vatandaşlar da domalsın şuraya" diye devam edecek kanun. kamu hazinesini yolmamak hukuken olmasa da, fiilen suçtur deklerasyonu.
sadaka toplumu yaratan akpnin ürünü. önce insanların satın alma gücünü düşür.(bunda tek suç akpnin değil, sağ iktidarların) ondan sonra da git kömür dağıt, ramazan çadırı aç, ramazan paketleri dağıt, bedava elektrik dağıt, üç kuruş dağıt. bunları yaptıkları zaman da millet diyor ki ne iyi insan bunlar. halkta bir arıza var.
yerel secimlerde oy toplamak amacıyla akp milletvekili kurt'un gündeme getirdiği saçma sapan öneri.Diyarbakırın pilot il olarak belirlenmesine, elektrik tüketiminin belli bir limite kadar ücretsiz olmasına ilişkin öneri de bu kapsamda tartışılıyormuş.
zaten doğudaki %70 kaçak elektrik kullanımı vatandaşa yapılan zamnlarla kat kat çıkarılıyor. birde buna yine çoğunluğunun yeşil kart sahibi 'fakir' kesim katılsın oh ne ala ödesin memleketimin alın teriyle kazanan işçisi , memuru..