Posta gazetesinde yayınlanabilecek türden, "istemediğim adama sonradan nasıl aşık olup evlendim" vıcıklığı tandansında yazılmış bir hikaye. Genelde insanları manipüle etmek isteyen gazete editörleri falan yazar bu tür hikayeleri.
Bu kadar ağlayanlar gitsinler Sivas'ın, Çorum'un, Yozgat'ın, Çankırı'nın köylerinde yaşayanlara da bir baksınlar. Bir çift ayakkabı alıp tekini biri tekini diğeri giyen kardeşler var orada. Ama varsa yoksa acındırılan, ağlanan insanlar Güneydoğu Anadolu'da yaşıyor nedense.
aslında tamam öğretmenlerin de suçu var, kendi doğrularını değil başkalarının emirlerini yerine getirdikleri için.
ancak 80 darbesi sonrası kenan evren in eğitim camiasına verdiği emir şöleydi: "darbe öncesi döneme dönmemek için, şimdiki çocukları-gençleri çok sıkı disipline etmeliyiz, düşünmesinler, farklı şey yapmasınlar, sadece bizim istediğimiz yönde eğitilsinler, öğretmenlerimizin bu doğrultuda eğitim vereceklerine inanıyorum"
eh tabi yök ü kurdu başına ihsan doğramacı yı getirtti, milli eğitim bakanlığınının yönetimini askerle doldurttu, öğretmenleri emir eri yaptı, olan biz 80-90 arası okuyan bizlere oldu, tabi güneydoğu ve doğu da bu politika daha sert uygulandı, ama batıda da yani ülkenin her tarafında uygulandı, hala da bunun etkileri devam ediyor maalesef, zaten memleketin bugün kü hali de ortada, o zaman yapılan bu disipline eğitim yönteminin sonucu bugün bombok birşey çıkmıştır...
inanın çocuklar kadar saf ve masum bir canlı yoktur yeryüzünde. kürt, laz, çerkez, arap olsun sadece çocuklar çünkü.
hala itirafta ki küçük nüanslara takılan arkadaşlar var. su yokmuş, elektrik yokmuş, yol yokmuş falan deyip bizim köyde de yok bunlar diyorlar. siz itirafın görmek istediğiniz yanını görüyorsunuz. çocuklar sadece kürtçe konuşuyor diye zulüm görmüş bunun farkında mısınız, nasıl vicdana sahipsiniz acaba çok merak ediyorum.
adana'nın varoş mahallelerinden birindeki okulda geçen hafta görevim bitti. barış sürecinden önce haftada iki kere eylem olan bir mahalle bu. bazen okula atılan taş ve maytaplar yüzünden çocukları erken bıraktığımız bir okul. 6. ve 7. sınıfa gidip hala okuma yazma bilmeyen çocuklar vardı okulda bu onların suçu mu bir düşünün bakalım !
hiç lazca konuştuğu için dayak yiyen birine şahit oldunuz mu siz? onlarda en az sizin kadar vatanlarını seviyor inanın. bundan birkaç ay önce valiliğin düzenlediği organizasyon ile çocukları Çanakkale 1915 filmine götürdük. vurulan her düşman gemisinde alkışlarını ve sevinç çığlıklarını gözlerim dolu dolu izledim. bizi bu hale ne getirdi diye derin düşüncelere daldım aslında cevabı da belliydi.
onların abilerini ablalarını bu hale biz getirdik(!) ve bizim düzeltmemiz gerekiyor. artık daha geniş bir çerçevede düşünün ve azda olsun empati yapın. olmuyorsa yormayın kafanızı faşistlik kanınıza işlemiş. saygılar.
PKK sempatizanı dergiyi almadığım için başıma gelmeyenin kalmadığı bir yöreyle ilgili, mazlum ve mağdur edebiyatı doğrultusunda ajitasyondan başka bir şey değildir.
(bkz: yersen)
ajitasyonun daniskası dediğim hikayedir ve böyle bir döneme denk gelmesi ayrıca manidardır. yok efendim soğuk banyolar varmış , böcekli yemekler varmış, öğretmenler sebepsiz dövüyormuş. lan şuursuz sen hiç bursa nın dağ yöresinin köylerine geldin mi? yollarını, imkanlarını gördün mü ? eksikleri hakkında bilgin var mı? emin ol onlardan daha yoksun, onlardan daha yoksul olanları var, yatılı okullar onlardan daha kötü durumda ama senin bunlardan haberin olmaz çünkü onlar hiçbir zaman isyan etmezler, vatanlarina her zaman bağlıdır. kurtuluş savaşında cebindeki son paraları toplayıp devletlerine uçak alırlar. ama isyan etmezler belki de yaptıkları en büyük hata da budur. bu yüzden de seslerini duymazsınız.
bizim görev yerindede(urfalıların yoğun olduğu biyerdi) öğretmenler okula korkarak giderlerdi hatta bi keresinde okula baskın haberi aldık jandarma eşliğinde gittik eczaneden ilaç bile alamazdık.
ülkücüleri karalamak adına yapılmış yalan itiraftır. ya da ülkücülüğün idealizim olduğunu ırkçılık değilde bir ahlak disiplini olduğunu anlayamamış öğretmenin saçmalamasıdır. ülkenin insanını sevmek için vatanından bayrağından vazgeçmeye gerek yok.
bir karadenizli olarak sükutu hayale uğradığım olaydır; "giresunluyum ve lazım." bu neyin kafası allah aşkına. giresunlular laz değil; çepni boyundan türklerdir. lazlarsa güney kafkasyalı, gürcülerle ve svanlarla akraba bir millettir. bütün doğu karadenizlilere laz demek büyük bir yanılgıdan başka bir şey değildir.GiRESUN'DA LAZ BULMAK; ŞIRNAK'IN SINIR KÖYLERiNDE YERLEŞiK ARNAVUT BULMAYA BENZER.
benzeri pek çok şeyi ortaokulu yatılı olarak okuduğum nevşehir'de bir türk olarak yaşadım. soğuk sular, kötü yemekler, yanmayan kaloriferler, öğretmenlerin nedensiz dayakları; öğretmenleri geçtim HATTA HADEMELER BiLE ÖĞRENCiLERi GÖNÜL RAHATLIĞIYLA DÖVEBiLiYORLARDI... bıktık, usandık artık, yok diyarbakır ceazevi, yok dışkı yedirme, yok kürtçe konuştu diye dayak hep aynı şeyler, hep aynı şeyler. sanki kürt olmayanlar 12 eylül döneminde işkence görmediler, sanki bu ülkede bir tek kürtler ezildi, sanki bir tek kürtler yoksul. kimse böyle hikayelerden ekmek yiyeceğini sanmasın.
haa küçüçük çocuklara sırf kürtler diye dayak atan sadist alçaklar varsa, milliyeti ne olursa olsun tANRI ONUN BiN TÜRLÜ BELASINI VERSiN.
batının göbeğinde ve merkezde görev yapan bir ogretmen olarak okurken sasirdigim mektup. bu olaylar sadece doğuya ozgu değil. hosgoruden, iyi niyetten yoksun pekçok insanın, yani sadece öğretmenin değil, ayrıca sadece kürtlere degil, kendi düşüncesinden olmayan pekçok bireye yaptigi eylemdir bu. solcu öğretmen solcu olmayan öğretmene, öğrenciye baska bakar bu memlekette. faşist olan da diğerlerine oyle bakar. yobaz komşu etrafindaki komşuları dinsiz görür. fakir öğrenci dislanir bu memlekette. bunu dogu ve kürt olmakla sınırlamak yanlış. bizim insanimiz pekcok noktada yanlış. hoşgörü ve iyi niyet degilse hareket noktaniz vicdan azabı peşinizi birakmayacaktir illa ki.
vatansever milliyetçi bir türk olarak yazıyorum bunları.
ben burada klavye başındaki delikanlılar ya da başkaları her kim olursa olsun birçoğundan dahada türküm halis muhlis türküm bunu da belirteyim öncelikle ve şunları söyliyeyim;
şunu kabul ediyorum ki kürtler tarihde geçmişden beri ayaklanmaları ile bilinirler. ve bize hep böyle öğretilir. oysa bunların arkasını gerçekleri kimse araştırmadan kuzu gibi inanır buna. şeyh sait isyanı bize ne diye anlatıldı kürtlerin başkaldırısı diye anlatıldı oysa müslümanlığa vurulan baltanın engellenmesi içindi ne oldu engellendi de o zamanlar. partiyi kapattılar. yıllarca israil eliyle bu memlekette tsk içine sızan üst yiönetimdeki şerefsizler doğuda halka zulm etti ve zulm ettirdi. tüm yatırımlar engellendi. sosyal hayat sıfıra indirildi. bunlar kasıtlı olarak ileriye dönük planlardı. ve en önemlisi eğitime engel olundu ki bu insanlar düşünemesin beynine ne yerleştirilirse onunla yaşasın diye. pkk diye bir ermeni topluluğu kuruldu. ve çalışmalar hızla devam etti. herşey yolunda idi. çünkü zulüm görmüş kürt halkı haliyle yıkanan beyni ile beraber dağa çıkmaya başladı. en önemlisi şu ki; bu istekle dağa çıkan sayısı yine azdı. pkk it sürüsü, kürt insanlarını tehditle zulümle zorla kaçırdı sürüsüne dahil etti. gidin ve kürt halkının büyüklerinden dinleyin bunları ne zorluklarla pkk ile başettiklerini eğer oğlun dağa gelmezse aileni yakarız yıkarız tehditlerini bi dinleyin. ilk entryde belirtildiği gibi bu insanlar aslında suçsuzdu. biz türk halkı olarak araştırmadan soruşturmadan ne öğretildiyse kuzu gibi inandık ve kin besledik. şu an öyle bir noktaya geldiki iki halk da birbiri ile kanlı bıçaklı. arkadaş ilk entryde ne güzel belirtmiş önce insan!
dedik ki bunlara yatırım yapmayacaksın haketmiyorlar okul yapsak yakıyorlar öğretmen göndersek taşlıyorlar hastane yapsak yıkıyorlar dedik oysa olay öyle değildi o sadece provokasyondu. her şey israilin istediği gibi onun parmağıyla yürüyordu. peki israilin neden bu işde parmağı vardı. sebebi gayet açık aslında güneydoğu toprakları israil inancında kutsal topraklar olarak geçiyor. olay sadece petrol de değil ve israil burayı istiyor. önce kürdistan devletini kuracak sonra kürt katliamı yaparak onların da elinden alacak.
bir not daha: neden tsk kanalı ile bunu yapıyor; tekrar söylüyorum lütfen biraz okuyun araştırın öğrenin sorgulayın;
israilin dünyada tek amacı vardır o da yahudi olmayan herkesi öldürmek adamların kendi kutsal kitaplarında bu yazıyor.kendilerine güya böyle emrediliyor. bu yüzdendir ki israil mossadı kurdu ve tüm dünya da söz sahibi oldu her ülkenin içine yerleşti. dikkat edin bakın en basit örneği italyada ki suikastler türkiyedeki suikastler hemen hemen bire birdir çok benzer. ve bir ülkeyi en iyi ele geçirme sistemi askeriyesine sızmaktır. çünkü belirli sayıda paşa vardır eğer bunları ele geçirirse o ülkeyi ele geçirmiş demektir. yıllarca askeriye yönetti bu ülkeyi 61 82 anayasaları darbe ile kurulmadı mı? bu memleketi askeriye yönetmedi mi? evet. zamanla askeriyeye namaz kılanları almamaya başladılar neden çünkü şerefsizler ele geçirdi ve şerefsizler zamanla arttı. bu da tsk kanalı ile bu işin yapıldığının göstergesi.
aslında anlatılacak çok şey var ama burda yazmakla bitmez.
burdaki yazıyı bir kenara bırakın ve neden böyle ne olmuş ne bitmiş bunu ciddi anlamda bir araştırın sorgulayın her kesimden insanların anlattıklarını birbiri ile süzgeçten geçirin ve kendiniz karar verin. ve lütfen benim söylediklerimi de biraz olsun düşünün.
Selam olsun seni sevene türkiye! ve mezar olsun seni sevmeyene toprağın!
şimdi benim aktaracaklarımdır. doğuda tam 8 yıl öğretmenlik yaptım. ki aslen ben de de milliyetçilik ağır basar. ancak ne kürtçe konuştuğu için bir öğrencime kızdım ne de onları ezmek! gibi bir çabanın içine düştüm. aksine süreki kampanyalar düzenleyip yardım topladım çocuklarım için. ankara'dan bir okulu kardeş okul yaparak destek sağlattım. ve hala o çocuklarım aklıma geldikçe içim kanar. ha eğer yıkarıdakiler gerçekse bu, ki inanamıyorum ya da inanamıyorum bu öğretmen derhal istifa etmeli. madem günah çıkarıyor adını ifşa edebilmeli 'ben bu mesleğin hakkını veremedim.' diyebilmeli. aksi halde bu yazı çok da inandırıcı değil. çamur atmak da bu kadar kolay olmamalı.
türkiye de kaç tane ana dil var ? ilk buna bakalım. kürtlerin mi sadece ana dilleri var ve zorluk çekiyorlar efenim. valla bu yalana da inanmıyorum kimse kusura bakmasın o pkk bile telsizlerinde, yazışmalarında türkçe kullanıyor hep ! kendi aralarında bile kürtçe konuşmuyorlar !
bakın bu ülkede şuan kürtçe sözlük kurulabilir mi ? evet. peki neden yok ! ? (bkz: kürtlerin sözlük kurması sonrası olacaklar).
ya bunlar liderlerinin yazdığı kürtçe mektubunu okuyan "millet vekilleri" nasıl bir kürtçe ile okudu ? ! kimse bir şey anlamadı. ki zaten kürtçe de böyle bir dil.
bir dil yaratmaya çalışılıyor ama olmuyor. böyle acıtasyonlara karnımız tok, yaşadığın ülkenin resmi dilini öğrenirsin ! net.
gidin edirne de, gidin karadeniz de, gidin ege de, iç anadolu da ne köyler var türkçe konuşulmuyor !
doğru olduğuna inanmıyorum bu hikayenin. Kendim doğulu olduğum için, doğuda hatta en doğuda türk olarak yaşamanın ne olduğunu, orada asıl türk olduğunuz için size neler yapıldığını bildiğim için, kürt bir öğrenciye tokat atıldığında tabancalı akrabalarının o hocayı vuracağını, pkk nın dağa çıkaracağını bildiğim için. Bu hikayenin; kaleminin iyi olduğunu düşünen gözlüklü, saç baş dağınık haftada 1 gün banyo yapan 'bize çok eziyet ettiler abi ya ' tadında takılan, birilerinin gözüne girmek için 'bakın ne yazdım bunu her yerde yayılayalım sazanlar atlasın' diye düşünen biri tarafından yazılmış olduğuna eminim. Hep gündemde olan şeyler doğuda ki kürt hikayeleri, ya türklerin hikayeleri, orada doktorlar jandarma korumasında işe gidip geliyorlar, ilgilendikleri hastalar onlara küfür ediyor tehdit ediyorlar, öğretmenler askerler aylarca kaçırılıyor aileleri perişan oluyor. Kalkmış iki tokattan bahseden bu aptal hikayeleri koyuyorlar buralara, inanmayın kardeşim bunlara. Gözünüz açık olsun biraz. Vatanını insan sevince türk kürt laz farketmiyor, ayrım yapmayın yaptırtmayın da.
maksatlı mağdur edebiyatı yazısıdır. -onları asimile etmeye çalışıyorken- yazısından sonrasını okumadım. çünkü hiçbir öğretmen bu maksatla eğitim yapmaz. bu yazının kafası gayet nettir açıklama gereği yok. millette saf gibi inanmasın.