konvoy ne demek, ktm ne demek, güvenli günler ne demek onu gördüm. 1 hafta boyunca elazığ toplama merkezinde, 3 gün boyuncada van toplama merkezinde, türk askerine verilen değer neymiş onu gördüm. kabul toplama merkezlerinde verilen ekmeğin, duvara çiviyi çakma sertliğinde olduğunu bilirim. aynı yerde hem yemeğimizi, hem tuvalet ihtiyacımızı, hemde uyuduğumuzu bilirim. van'dan kalkan konvoyun hakkari'ye ulaşana kadar her yerleşim biriminde çocuklar tarafından taşlanmasını bilirim. derme çatma olan karakolun, yağan kardan sonra çöken çatısının, üzerimize yıkılıp çadır hayatı yaşadığımızı ve telefon hatlarımızın kesilmesinden ötürü aylarca sevdiklerimize ulaşamadığımızı, dışarıyla bağlantımızın haftada bir gelen helikopter erzağı sayesinde mektup yazarak sağladığımızı bilirim. sırt çantasına fazla yük olmasın diye aç kalacağımı bile bile konserve yerine bisküvi, gofret koyduğumu bilirim. -20 derecede 2 saatlik mevzi nöbetinin 15 dakikaya düşmesine üzüldüğümü bilirim. çünkü; 15 dakikalık nöbetin gecede 5 sefer gelecek oluşuna üzülürüm.. bir daha gelir misin deseler. asla.!! gel desinler koşa koşa.. 2001/2002
hani siz faşist t.c nin faşist askeriniz ya... siz dağa giderken köylerin içerisinden geçersiniz, oradaki köylülere selamın aleyküm dersiniz... doğum yapanı hastaneye yetiştirirsiniz, yardım isteyene yardım edersiniz, çocuklarla oynarsınız, hal-hatır sorar onlara kötü davranmazsınız! ama onlar siz oradan geçerken bu türküyü ezberletirler. hemde akşam sizin üstünüze mermi kusan orospu çocuklarının övüldüğü türküyü ezberlersiniz. 10 yıl olacak askerliğim biteli benim unutamadığım bir sürü şey var... biride budur... işte.. rojbaş gerilla rojbaş!
bu devletin askeri-polisi-jandarması faşist olsaydı sizin o 80 yaşındaki kekeleriniz arkamızdan kürtçe küfür ettiğinde önümüzde yürüyen binbaşı dönüp "ah be amca niye küfür edersin bize biz sizin için buradayız" demezdi. kurma kolunu çeker eniğinizi de dedenizi de indirirdi!
az önce duyduklarım karşısında uykumun kaçmasına neden olan olaydır.
askerliğini urfa suriye sınırında gezici olarak askerliğini yapan arkadaşım aradı.
nasılsın diye sorduğumda "yaşamaya çalışıyoruz" cevabını aldım.
nasıl yani anlamadım ?
şöyle düşün.
bize 5 10 el taciz ateşi açıyorlar , göt korkusuna tüm birlik 200 300 el ateş ederek cevap veriyoruz.
burada birliğe saldırı durumunda yardıma yetişebilecek başka birlik yok, havan topları 20 30 metre ötemize düşüyor, 3 4km ilerimizden çatışma sesleri geliyor, arkadaşlara sorduğumuzda ise artık gülerek tepki veriyorlar diyor.
-32 derece takımda adam olmadığından gece kule nöbetlerini 3 saat tuttuğum günleri getirir akla. Çarşıya çıkamamak, çıksan bile 'te ce asgeri giremez buraa' diye bakkala bile girememek gelir akla. Van depreminde mont ayakkabı yolladığınız(ben yollamadım yollamam da asla) acıyıp bağış yaptığınız o çocukların koskoca kolorduya ses bombaları attığı gelir akla. Gündüzleri sırf taciz olsun diye pet şişelere gözünüzün önünde işeyip nöbet tutan askerlere attıkları gelir akla. Seçimlerden önce tüm şehir toplanıp kolorduya yürüdüğü gelir akla (2013 yerel seçimleri). Kartpostallarda göreceğiniz kuru kavruk devasa dağların manzarası gelir akla. Doğulu olanların da doğuda askerlik yaptığı gelir akla. Teroristlerin nasıl içimizde olduğu gelir akla. Nöbet beklerken Size zimmetlenmiş siktiriboktan 71 yapımı g3 e sarılı uyuduğunda soğuktan ellerine o silahın yapıştığı gelir akla. 19-20 yaşında belkide ilk defa anasından babasından bacısından ayrılmış gencecik adamların aktütüne, esendereye, dağlıcaya bir askeri helikopterle götürülüp atıldığı, ayda 1-2 erzak götürüldüğü ve lanet olsun ki basına yansımayan daha binlerce şehidimizin ne uğruna can verdiği olayların nasıl gizlendiği gelir gözümün önüne.En çok da ne gelir biliyor musun akla? Ordaki insanların suratındaki; sana yani yaşadıkları ülkeyi korumak için silah altına girmiş, peygamber ocağı denilen yerde gün sayan bizlere o meymenetsiz lanetlenmiş bakış gelir... Gerçekten mezapotamya denilen yer, dünyanın sonuna kadar lanetlenmiş dedirtir adama.
askerlik mi? Doğuda mi? Büyük konuşmayayım ama bırak askerliği nefes bile almam orada birdaha ASLA!!
O zamanlar tecil bozulurken bir kağıt veriliyordu altında "komando olmak ister misiniz" diye bir soru vardı ona evet demiştim.
Pişmanım.
Hayatımdan 15 ay çaldınız.
Ek: ha bu arada bizi ağustos sıcağında susuz bırakıp batman çayından su içmek zorunda bırakanlar hepatit b olduk sizde biliyorsunuz bunu zira 30 gün diyarbakır askeri hastanesinde yattım karaciğerim bozuldu belki bu yüzden de 3-4 yıl daha az yaşayacağım.
Turkiye nin diger yuzunu gormektir. Buranin turkiye ile bir alakasi yok ulan demektir. Hayatinda ilk defa gordugun insanlara hayatini emanet etmektir. Sehit olmaktir, gazi olmaktir. Yeri geldiginde kahraman olmaktir ! Hayatin degerini anlamaktir.
güzeldir, anlatılmaz yaşanır. gece nöbet tutmak, duyum alıp sabaha kadar buz gibi btr nin içinde beklemektir. tüfekle (g3 ya da kaleş) yatıp tüfekle kalkmaktır. günümüz koşullarında harbi askerlik yapmaktır.
banyo yapamamak, kıyafetleri yıkayamamak ve sonrasında elbisedeki kirlerin yağlandığı üzerinizde sürekli kaydığını hissedersiniz. pişik olursunuz, yürüyemem dersiniz ama garip bir güçle yürümeye devam edersiniz. çok değişik bir koku verirsiniz etrafa ama bu kimseye iğrenç gelmez, herkes öledir zaten.