nükleer deneme merkezi olarak kullanılan, yaklaşık olarak 160 milyar ton petrol, 600 milyar ton kömür ve 12 trilyon uranyum rezervi ile çin'in ve diğer tüm atmaca devletlerin başını döndüren bölgedir.
ülkeyi rus ve çin desteğiyle amerika ve avrupa boyunduruğundan kurtarmak isteyen aydınlarımızın görmek istemediği iç acıtan bölge. bu aydınlar ki biz oraları gördük gayet mutlular, biraz abartıyorlar. çocuk yapamıyoruz diyorlar ama çok rahatlar diyebiliyorlar. sorosçulara kızıp kızdıkları adamlar kadar basitleşebiliyorlar.
buranın 50 sene öncesine kadar bağımsız olduğunu bilmeyen andavalların, buradaki haksızlıklara başkaldırmak isteyenleri; faşist, başka ülkelerin haklarına saygısız ve bölücü ilan ettikleri çin işgali altındaki özerk bölge.
çin devletinin sergilediği tutuma bakılırsa türkiye resmi politikası için kürdistan ne ise odur. yani onu destekleyenler kürdistan'ı da desteklemelidir terbiyesiz değilse eğer.
devlet bahçeli'nin iki kez ihanet ettiği yalnız ve güzel ülke. devlet bahçeli'nin ihanetlerinden ilki; 2000 yılında, çin devlet başkanına madalya verilen hükümetin bir parçası olmak, ikincisi ise, iki gün önce yaptığı;"çin devleti, bu sorunu toprak bütünlüğü içerisinde halletmek zorundadır" açıklamasıdır. bu ne türden bir turancılıktır... çin'in toprak bütünlüğünü önemseyen bir turancı olabilir mi?
Coğrafi Konumu Sincan Uygur Özerk Bölgesi yani Doğu Türkistan , Çin Halk Cumhuriyeti içerisinde ve ülkenin batı bölgesinde yer almaktadır.
Doğu Türkistan'ın uzun bir tarihi vardır. iç ve Orta Asya'da kurulmuş olan Türk devletlerinin ve hanlıklarının merkezi olmuştur. Tarihte daima önemli olan ve dikkatleri üzerine çeken Doğu Türkistan, 8. ve 18. asırlar arasındaki bin yıllık dönemde, Çin imparatorluğu ile önemli derecede kültürel ve siyasî işbirliğinin gerçekleştirildiği bir barış dönemi olmuştur. Ancak bu barış dönemi, 1759 yılında Çin Mançu imparatorluğu'nun Doğu Türkistan'ı işgali ile son bulmuştur. 1863'te bağımsızlığına kavuşan Doğu Türkistan'da Yakup Han başkanlığında Doğu Türkistan islâm Devleti kurulmuş ve bu devlet; Osmanlılar, ingiltere ve Rusya tarafından resmen tanınmıştır. Ancak bu bağımsız Türk devletinin ömrü kısa sürmüş ve 1876 yılında Çin-Mançu devletince yeniden işgal edilerek, 1884'te Sincan "Yeni Toprak" adıyla Çin imparatorluğuna bağlanmıştır. 20. asrın başlarında Ortaasya'da oluşan milliyetçilik akımı neticesinde 1933 yılında Kaşgar'da Doğu Türkistan islâm Cumhuriyeti kurulur. Bu Cumhuriyetin ömrü 1937'de sona erer. 1944'de Gulca şehri Çinlilerden temizlenir. "Üç Vilayet inkılâbı" olarak bilinen bu ayaklanmalar neticesinde Doğu Türkistan Türkleri, Ali Han Töre başkanlığında Doğu Türkistan Cumhuriyeti'ni kurarlar. Komünist Çin Kuvvetleri, 1949'da Stalin'in de onayı ile Doğu Türkistan'a girerek bu tarihi Türk ülkesini resmen işgal eder.
Özerk bölge içinde etnik grupların dağılımına göre 8 Ağustos 1952'de 10 ayrı muhtar bölge tesis edilmiştir. Uygur Özerk Bölgesi bunlardan biri olsa da, yönetim hakları, Pekin yönetimince çiğnenmektedir. Tüm idarede bütün yetkiler Çinlilerdedir. Özerk yönetim organlarında görevlendirilen etnik unsurların siyasî, ekonomik ve askerî karar verme, denetleme yetkileri Çin Komünist Partisi kontrolü altındadır.
Çin Komünist Partisi bölgeyi görevlendirdiği, Çin Komünist Partisi üyesi olması şart koşulan valilerce yönetmektedir.
Son 5 yılda 300 bin genç kızın Çin'in iç bölgelerine işçi-köle olarak götürülerek yurtlarından ailelerinden uzaklaştırıldıkları, Aynı 5 yıllık proje kapsamında yine ilköğretim çağındaki çocukların ailelerinin yanından zorla alınarak, Çin'in iç bölgelerine gönderildiği, Tamamen islami düşünceden ve Türk kültüründen uzaklaştırıldıkları, 1984 yılından beri uygulanan tek çocuk politikası çerçevesinde 25 yılda 15 milyon Türk evladının doğmasına dahi izin verilmediği de doğu türkistanla ilgili acı anektodlar arasındadır.
kardeş ülke! öyle diyorlar. ama ya benim anladığım kardeşlik kavramında ya da doğu türkistanla olan kardeşlik bağımızda bir terslik var. benim kardeşime eziyet edilecek ve ben sadece seyredeceğim öyle mi? kardeşime zulm edeni en iyi ihtimalle öldürürüm. bu olay doğu türkistan'da yeni patlak vermiş bir olay değil ki. yıllardır süre gelen bir zalimlik var orada. çince eğitim, çocuk yapmaya sınır koymak v.s. yıllardır eziyet görüyor orada uygurlar. tabi insan merak ediyor yıllardır sessiz kalıyorlardı da ne oldu onları çıldırtan?bir de bunu düşünmek lazım. gidilsin savaşılsın denmiyor ki. bir nota da mı gönderemiyoruz?
insanların duyarlılık, akrabalarının öldürülmelerine karşı çığlıklarını; "şimdi mi aklınıza geldi", "kürdistan a öyle böyle diyordunuz", "siyasi malzeme yapmayın" diye susturmaya çalışan kahpeleri, bu memleket ve milletin düşmanlarını gözler önüne seren memlekettir.
kan ağlayan, kadın çocuk çoluk demeden öldürülen "türk" milletinin yaşadığı memlekettir.
çinlilerden kaçmak için ağaca çıkan küçücük çocuğun, aşağıdakilerin taş ve sopa atmasıyla indirilmeye çalıştığı görüntülerin etrafta dolaştığı memlekettir.
ve buna rağmen hala daha sefil köpekler tarafından tepki verenlerin susturulmaya çalışıldığı memlekettir.
evet ulan şimdi aklıma geldi! evet şimdi ağlıyorum! evet yemişim kürdistanını! evet siyasi malzeme yapıyorum! ama şunu unutma; en büyük mal da malzeme de sensin!
benim canım yanıyor, orda türkler; sivil türkler, eline hayatında silah almamış türkler, kadın çocuk çoluk öldürülüyor!
ha sen!; "siyasi malzeme yapmayın" diyerek siyasi malzeme yapacak kadar köpekleşen sen, elinde keleşle it gibi vurulmuş teröristlerle benim uygurumu bir tutan sen; "şimdi mi aklınıza geldi" diyen sen; tanrı türk'ü korusun, sana da türk'ün tırnağı kadar şeref haysiyet versin.
türkiye cumhuriyeti ve içerisinde yaşayanlar bir çok olaydan sonra kimin ne olduğunu, kimin ne mal olduğunu defalarca görmüştür. şu olaydan sonra ise yazılanlar; bir takım demokrasi, insan hakları, hümanist, barışçıl söylemlere sahip olanların esasında bütün bunları maske olarak kullandığını ortaya koymuştur.
kardeşlik diye inleyenlerin, kendi götlerini kurtarmak; türk'ün gazabına uğramamak için yüze gülüp arkadan pislik çevirdiklerini gözler önüne sermiştir.
Çin işgali altındaki ülke. Ne yazık ki tıpkı tibet ve diğer çin zulmü altında inleyen ülkeler gibi sesini duyurmaya çalışmaktadır. Türkiye'nin kanımca bu bölge insanlarına siyasi sığınma hakkı tanıması gerekmektedir.
En kısa zamanda, bizzat türkiye cumhuriyeti'nin türk okulu açması gerektiği bölgedir. asimile çalışmaları hız kesmeden devam ederken, böyle bir proje emin olun direnişin mihenk taşlarından olacaktır.
Bayrağını bizzat Ulu Önder Atatürk'ün dizayn ettiği bize albayrak kanımızı akıttık hürriyetimizi kazandık size de hürriyetiniz için gök bayrak diyerek takdim ettiği turkuaz renkli bayraga sahip Atayurt
güneydoğu anadolu gibi, çeçenistan gibi, abd'nin demokrasi adına kışkırttığı bölgelerden biri. ama aynı abd bağımsız kktc'yi, ya da ıraklı türkmenleri bırakalım, lozan anlaşmasını bile tanımaz. çin'in bölünmesini savunan türkiye'nin bölünmesini de savunuyor demektir.
1949'a kadar bağımsız bir devlet olan bu ülke ile hem osmanlı devleti hem de atatürk türkiye'si döneminde ilişkiler sürdürülmüştür. atatürk ay yıldızlı kırmızıyla, ay yıldızlı gök mavinin her zaman dost ve akraba olduğunu belirtmiştir. 1949'dan günümüze kadar 200 bin uygur türkü çinlilerce katledilmiştir. geçen 60 yıllık süreçte çeşitli soykırım ve asimilasyona uğrayan, hapishanelerde çürütülen, doğum yapmasına ve eğitim almasına izin verilmeyen uygur türklerinin yurduna çinli yerleşimciler gönderilmiştir... özerk görülen bölge, çin hükümetinin kuklalarınca yönetilmektedir. malesef türklerin en büyük ve en güçlü devleti olan türkiye, on yıllardır sürdürülen zulüme karşın, 2000 yılında çin devlet başkanına devlet nişanı dahi vererek, uygurlu kardeşlerimizle ne kadar alakasız olduğunu gözler önüne sermiştir... bu durum türkiye'nin uluslararası imajını zedelemektedir. bm insan hakları sözleşmesine uymayan çin, 5 daimi güvenlik konseyi üyesi olmasını sonuna kadar kullanarak, tibet, tayvan ve doğu türkistan gibi devletleri boyunduruk altında tutmaya çalışmaktadır. abd ise çin'i büyük bir pazar olarak gördüğünden, çıkarları gereği ses çıkartmamaktadır. tayvan ile ilişkileri gayet iyi giden ve tayvan'ı iyi bir silah pazarı belleyen abd'nin bu iki yüzlülüğü de gözler önündedir. uluslararası hukukun politik çıkarlar çerçevesinde nasıl manipüle edildiği ortadadır... boşuna dememişler, türkün türkten başka dostu yoktur diye...
yaşasın doğu türkistan ,yaşasın mashadov !!!!! gibi sloganlarda ve duvar yazılarında geçen bölge.....
edit: mashadovun bunla alakası olmadıgını biliyorum ama slogan öyle.......
(bkz: aslan mashadov)
asimile edilmeye çalışılan kandaşlarımızın yaşadığı anavatan. uçmağa varmaktan korkmayan yiğitlerin ülkesi. kutlu savaşımızda bize verdikleri destek için minnettarım bu ülkenin evlatlarına. umarım görmek nasip olur. ne garip lan, aynı topraklar üzerinde yaşadığın adamlar isyan çıkarsın, bu adamlar, ''kardeşlerimiz savaşırken biz kabeye gidemeyiz'' desinler ve uçmağa varsınlar koşa koşa...