Millet meclisinin gündemine hukuksuz ve ani bir şekilde getirilen başkanlık sistemine yani milletin, halkım egemenliğini başkana veren sistemin geri çekilmesini, bu sistemin komisyon halinde bile vekilleri birbirine düşürdüğünü terör ile mücadele edilirken ve askerlerimiz el bab'da vatanını savunurken arkasında güçlü meclis görmek ister bu sistem askerimizin moralini bozar, belirsizliğe sürer. Bu sistem meclisi, komisyonu birbirine düşürürken halkı karşı karşlya getirecek ve bölünmemize yol açacaktır. Demokrasiyi bitiren bu sistemin derhal geri çekilmesi ve 2. istiklal savaşımızı bozacak olan bu sistemi gündemden kaldırılması gerektiğini anlatan hükümet ve meclis vekillerine gönderilmiş mektuptur.
her gün aydınlık alan okuyan bir olarak henüz okuyamadım. özet iyi olmuş. üsteki yorumdaki chp ve mhp ile ilgili kısımları henüz metni okumadığım için anlamadım. aslında binlerce sayfalık metin okumaya binlerce saaatlik görüntü seyretmeye gerek yok.
işim özetini ve dahi ana fikrini ana temasını ana duygusunu tek cümle ile özetleyelim.
tek adam rejimine evet mi hayır mı? hatta daha kısa bir özet geçelim. diktaya evet mi hayır mı?
bunu anlatmak için hedef türk halkıdır. olası referandumda sandıkta halkın dediği olacak.
halka bunu çok iyi anlatmak lazım. ama bunu mevcut chp lideri ile mevcut chp yönetimi ile yapmak zor.
bu konuda en büyük kurtuluş çarelerinden biri hdp'nin başkanlığıu desteklediğini açıklaması.
akp'nin milliyetciliğie oynayan politikası çatırdar.
mhp iyot gibi kalır. bahçeli'nin olmayan saçları dikleşir. dişleri dökülür. kimyası biyolojisi agd.
çözüm sürecinde köprüleri atmadan önce zaren pazarlığını da yapıyorlardı.
burda çok ironik bir durum ama kurtuluş hdp'de, başkanlığa desteklerini açıklamalarında. hadi hdp görelim sizleri.
Özellikle akp, mhp ve CHP'ye getirdiği eleştirileri okuyunca istemsizce defalarca kez kafa salladım. Ben siyasetten anlamam ama bu mektupta dikkatimi çeken ve önemli gördüğüm paragrafları paylaşayım. Bu paragraflar gerek sözlükte gerekse dışarıda birçok kişi tarafından açık veya zımni olarak ifade edildi fakat umursanmadığı gibi eleştirildi de. Haklı bulamadığım birkaç nokta var ve bunlardan ziyade Perinçek'in bu mektubu bana göre iki yönden önemli: (i) "kızım sana söylüyorum doğrudan kızım sen anla" demekti. (ii) öte yandan şahsi fikrimce bolca ima barındırıyor.
O paragraflar:
"FETÖ, 15 Temmuz 2016 gecesi, Türk Ordusu ve Türk Milletinin elbirliğiyle ezildi ama getirmek istediği Başkanlık Sistemi Meclis gündemindedir!"
" Bakanlar milletvekillerinden olamayacak. Meclis ile hükümet arasındaki bağ bu açıdan da koparılıyor. Meclis salonunda Bakanlar Kuruluna ayrılan yer boş kalmaktadır. Meclis salonunda olmayan hükümet, Türkiye’de nasıl olacak? Hükümet fiilen kaldırılmaktadır."
"Meclis, artık güven oyu ve güvensizlik oyu mekanizmalarıyla Hükümetin kuruluşunda ve düşürülmesinde karar sahibi olmayacaktır. Sözlü soru, gensoru ve meclis soruşturması yoluyla hükümeti denetleme yetkileri, Meclisin elinden alınmaktadır. TBMM, yaptırım gücü olan denetleme olanaklarını kaybetmektedir. Milletin Meclisine yalnızca konuşma ve öğrenme olanağı bırakılmaktadır. Meclis, böylece millî iradenin organı olma özelliğini kaybetmekte, gevezelik salonuna dönüştürülmektedir."
"Olağanüstü yönetimlerde TSK’ya yetki veren sıkıyönetim ortadan kaldırılmakta, bütün yetki OHAL çerçevesinde Cumhurbaşkanına terkedilmektedir."
"Cumhurbaşkanlığı sisteminin tartışılmasıyla ortaya çıkan manzara tam da ABD emperyalizminin, PKK’nın ve FETÖ’nün arzuladığı bölünme manzarasıdır."
"Meclise çağrıda bunuyoruz: Size Milletin emanet ettiği hükümeti denetleme yetkisini terk ederek Meclisi işsiz duruma düşürmeyiniz!"
