Facebook duvarında sürekli maganda sözler ve silah resimleri paylasan Karadenizli bir stajyere siz sinirli insanlarsınız, elinizin altında da silah var.
Bir anlık gafletle birbirinizi vuruyorsunuz dedim.
Stajyer bu sözüme karşılık ne dese beğenirsiniz:
Abi, bizde pişmanlık olmaz!
Saçma sapan tutkudur. Kaçak silahlarla düğünlerde havaya ateş açmaya yarar bu tutku. Aptalcadır. Gazeteye çıktıydı evvelden insanlar vuruldu o düğün silahından diye. Karadeniz, güneydoğu fark etmez silah tutkusu affetmez. Can alır. (bkz: hanım koş tüfeği getir)
Toplumların farklılaşmasında, farklılığı oluşturan etkenlerin oluşumunun temelinde coğrafyanın etkisi söz konusu.
Beslenme ihtiyacını karşılayan insanın ikinci ihtiyaç olarak güvenlik ihtiyacı çıkar.
Bunu da barınma ile barındığı ve yaşadığı yerleri güvene alma, doğaya ve vahşi hayvanlara karşı koruma önlemleri alarak yapar.
Hepimizin malumu ki Doğu Karadeniz'in coğrafi şartları vahşi hayvanların insanların yaşam alanlarında dolaşmalarına son derece müsait. Evinizin bahçesinde dolaşırken, fındık toplarken, çay toplarken karşılaşabilirsiniz vahşi hayvanlarla.
Benim başımdan da geçti böyle bir olay çeşme başından su doldurmaya giderken iki kurt yolumu kesti. O dakikadan sonra anladım ki Karadeniz insanı için özellikle kırsalda belinde bir silah taşımak kendini güvene almak demek.
Tabi günümüzde şehirleşmenin yoğunlaştığı şehir merkezlerinde bu ihtiyaç artık yerini kültürel aktarıma bırakmış olsa da kırsalda isteseniz de istemeseniz de bir ihtiyaç.
olabilecek bir iç savaşta doğu karadenizlilerin kendisini savunabilmesini sağlayacak olandır. diğer bölgelerimizdekilere ise üzülüyorum zira doğu'da ki eşekçilerin keleş mermileri ile ölmeleri gayet muhtemel.