Ceza Muhakemesi Kanunu 201. maddesinde düzenlenmiştir. Amerikan filmlerinde gördüğünüz sorgulama sistemidir. Türk hukukuna girişi ise 01/06/2005 tarihinde 5271 sayılı ceza muhakemesi kanunu ile gerçekleşmiştir.
"MADDE 201 - (1) Cumhuriyet savcısı, müdafi veya vekil sıfatıyla duruşmaya katılan avukat; sanığa, katılana, tanıklara, bilirkişilere ve duruşmaya çağrılmış diğer kişilere, duruşma disiplinine uygun olarak doğrudan soru yöneltebilirler. Sanık ve katılan da mahkeme başkanı veya hâkim aracılığı ile soru yöneltebilir. Yöneltilen soruya itiraz edildiğinde sorunun yöneltilmesinin gerekip gerekmediğine, mahkeme başkanı karar verir. Gerektiğinde ilgililer yeniden soru sorabilir.
(2) Heyet halinde görev yapan mahkemelerde, heyeti oluşturan hâkimler, birinci fıkrada belirtilen kişilere soru sorabilir."
Ancak kanunda bu şekilde öngörmüşse de bazı yargıçlar bu maddeyi uygulamamaktadır. Bugün girdiğim bir duruşmadan örnek vermek istiyorum.
Tanık yalan beyanlarda bulunur. Soru sormak gerekmiştir.
MOS : Hakim bey bazı sorularımız var.
Hakim: Buyrun sorun avukat bey.
Bunun üzerine MOS tanığa doğrudan soru sorar ama hakim müdahale eder.
Hakim: Önce bana soracaksınız ben ben uygun görürsem soruyu ben sorarım.
MOS: Hakim bey CMK m.201 öyle demiyor ama.
Hakim: CMK'ya göre duruşmayı hakim yönetir avukat bey bilmiyor musunuz?
MOS: Hakim bey, CMK duruşmayı hakim yönetir diyor ancak kafasına göre yönetir demiyor, CMK'ya göre yönetir diyor.
Bunun üzerine hakim deyim yerindeyse g.t olur ve doğrudan sorulmasına izin vemek zorunda kalır.
Şimdi soruyorum, bu adamı kim hakim yaptı ulan? Bu devletin adaleti kimlerin elinde?
