doğru

entry61 galeri0
    35.
  1. zamana, duruma, şartlara göre değişse de o anda, o durumda o şartlarda sadece bir tanedir.
    1 ...
  2. 34.
  3. hayatımızda bir sürü birbirimize dayattığımız olgular var.
    bunlardan en babası doğrular.

    mesela asansörde öpüşen iki dayıyı neden ayıplıyoruz.
    onların yanlış yaptığı yargısına nereden varıyoruz.
    neye göre kime göre?
    ikisi de durumdan memnunsa bundan bize ne?

    bu doğrunun tanımını yapan kim?
    genel doğru diye bir şey olabilir mi?

    soruları sorduğuma göre kendi cevaplarımı da yazabilirim.
    bence her insanın kendine göre doğrusu olmalı ve kimse kimseyi yargılayamamalı.
    senin düşünce yapına uyuyorsa birlikte olursun uymuyorsa da yoluna devam edersin.
    bu düşünce yapısını benimseyebilsek ne sağcı solcu ne dinci ateist ne de diğer kavgalar olurdu.

    hayatta doğru diye bir şey yok tercihler var.
    ve insanların tercihlerine saygı duymak var.
    ilerici ya da gerici diye yaftalamak da çok yersiz.
    2 ...
  4. 33.
  5. ulaşmanın bir tek veya pek çok yolu olan olgu.

    (bkz: aklın yolu birdir)
    0 ...
  6. 32.
  7. 31.
  8. felsefik olarak ne olduğu belli değildir.
    2 ...
  9. 30.
  10. yanlış var olmasaydı asla var olmayacak olan kavram.
    1 ...
  11. 29.
  12. 28.
  13. 27.
  14. 26.
  15. kişiden kişiye değişen şey.
    1 ...
  16. 25.
  17. doğru diye birşey yoktur. eğer ki olsaydı herkes aynı şeyleri doğru kabul ederdi. kalemi gören herkesin "bu kalemdir", kitabı gören herkesin "bu kitaptır" demesi gibi.
    1 ...
  18. 24.
  19. herkesin kendine göre haklo olduğudur.
    1 ...
  20. 23.
  21. Nesnelerden algıladığımız görüntüleri yargılamak için doğruyu eğriden ayırt edecek bir aracımız olması gerek; bu aracı doğrulamak için bir ispatlama yapmamız gerek; ispatlamayı doğrulamak için bir araç; alın size bir kısır döngü.

    -Montaigne-
    1 ...
  22. 23.
  23. yoktur. kişisel ya da bölgesel doğrular vardır. ama nedense insanlar ve toplumlar kendi doğrularını bütün dünyanın benimsemesini ister. kendi içlerinde bu doğrulara inanmayan varsa öldürmek ister. bu doğruların dışında olanları yanlış görür.

    dünyada ne kadar insan varsa o kadar da doğru vardır. bu yüzden de doğru diye bir şey yoktur.
    1 ...
  24. 22.
  25. mutlak olmayandır. göreceli olan, kişiden kişiye değişen olgudur. herkesin inandığı, doğru bildiği "doğru" biraz cesaretle tersine çevrilebilir.
    3 ...
  26. 21.
  27. eğer bir diyalog sırasında kullanılırsa, noktayı koyabilecek bir sözcükdür.

    -eğer gerçekten hayatın anlamı olsaydı, ve ben anlamsızlığı seçmek zorunda olsaydım, bence de en seçilesi anlamsızlık bu olurdu.
    +niye ki?
    -bilmem.
    +ama bilmemek değil öğrenmemek ayıptır, boşver.
    -doğru...
    +doğru doğru...
    1 ...
  28. 20.
  29. 19.
  30. klasik anlamda kişiden kişiyen değişen bir olgudur.
    1 ...
  31. 18.
  32. tek olmasıyla bilinir. hak, hakikat. Allahın sıfatlarından biridir.
    1 ...
  33. 17.
  34. sosyal baskılar, ahlaki değerler bazen de din, hatta vicdanımız kendimizce doğru olanı yapmaya iter bizi canımız acıya acıya, içimiz kanaya kanaya doğru olanı yaparız. bizim için tehlikeli olan derin yaralar açarız. hep doğru olanı yapmamalı insan, yaparsa elinde kalan koca bir hiç olur. Temiz bir vicdan, temiz bir defter, teorik deneyimler...
    --spoiler--
    battlestar galactica
    s4e4
    laura roslin: bazen doğru olanı yapmak lükstür ve son derece tehlikeli sonuçlara yol açabilir, keşke doğru olmasaydım dedirtebilir.
    --spoiler--
    1 ...
  35. 16.
  36. doğruyu söylemek her zaman doğru olmayabilir!
    1 ...
  37. 15.
  38. gerçekle karıştırılan kavram. gerçek, var olanın kendisiyken; doğru, gerçeğe ait özelliklerin uygun biçimde söylenmesidir. gerçek nesnelerle, doğru önermeler*le ilişkilidir. örnekle açıklamak gerekirse, kitap gerçek, kitabın kalın oluşu doğrudur. bu bakımdan, yabancı filmlerdeki mahkeme sahnelerinin çevirisindeki doğru ifade şudur: "doğruyu, yalnızca doğruyu söyleyeceğime..."
    1 ...
  39. 14.
  40. "doğruyu söyle ve kaç"
    yugoslav atasözü...
    1 ...
  41. 13.
  42. doğruların çoğu yanlışlar yapıldıktan sonra yanlış olduğunun farkedilmesi ile oluşur, ve doğrular yanlışların yanlış olduğunun doğrulanması sonucu ortaya çıkar.

    mesela yere tükürmek yanlış bir davranıştır ama daha önce yere kimse tükürmeseydi bunun yanlış bir davranış olduğu doğrulanamamış olacaktı, sadece mantık yürüterek doğru veya yanlış olduğuna yaklaşabilirdik.. yere tükürmenin yanlış bir davranış olduğunu yerdeki o iğrenç görüntüsünü gördükten sonra karar verebildik. yani sonuç olarak yanlış yapılmadan doğruya ulaşamayız. (tükürme eylemi sadece bir örnektir, takılı kalınmaması rica olunur, yere tükürme eylemi yerine her hangi bir X örneği de koyulabilir)

    birde yanlışlar yapıldıktan sonra yanlış olduğunun farkedilmesi ile oluşan doğrular değil de; direk yanlışlardan oluşan doğrular vardır. ama aslında bu doğrular gerçek doğru değildir. bir çok örneğini görebiliriz;

    bir çok insanın direk yanlışlardan oluşan doğruları vardır.
    mesela; bir çok insan arkadaşının ya da tanıdığı birinin güzel bir şeyler yapabileceğine ve güzel bir şeyler yapabilecek yetenekte olduğuna inanmaz.

    örnek;
    kendi yazdığım kısa bir hikayeyi bir arkadaşıma kendi yazdığımı söyleyerek okuttum, ehh işte idare eder diyerek burun kıvırdı.
    4 yıl sonra aynı kısa hikayeyi aynı arkadaşıma franz kafka'nın bir hikayesi diyerek tekrar okuttum. 'ooo harika franz kafka süper bir yazar zaten, ondan beklenilir bir hikaye bu' dedi.
    (franz kafka'da takılı kalınmaması rica olunur. yerine her hangi Z adlı bir yazar da koyulabilir)

    bu örnekten çıkan sonuç; bu arkadaşımın kafasında kendine göre direk yanlışlardan oluşmuş bir doğrusu var.
    yanlışı: benim tanıdığım biri asla güzel bir hikaye yazamaz.
    doğrusu: tanımadığım Z adlı bir yazar güzel bir hikaye yazabilir.
    doğrusunun yanlış olduğunun ispatı: o kısa hikaye bana aittir.

    (kısa hikaye olayı yaşadığım bir olaydır, ama burda sadece örnek olarak kullanılmıştır, takılı kalınmaması rica olunur. yerine her hangi bir Y örneği koyulabilir)

    (bkz: #3164446)
    1 ...
  43. 12.
  44. -a doğru şeklinde kullanılır.
    -semt ve yön bildirir. *
    -sıra ve derece bildirmede yaklaşık olma ifade eder. *
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük