insanın tam olması gerektiği zamanda olması gerektiği yerde olmasıdır. kişinin genellikle kasten yapmadığı durumlar için kullanılır.
misal, doğru zamanda mutfağa* giden kişi akşam yemeğini çinli sevimli kardeşlerinin nezaketen sorduğu "do you wanna try??" sorusunu olumlu şekilde yanıtlayarak milletin bilmem kaç para verip aldığı ördeği silip süpürerek yapabilir. ya da kendisi ortamı yaratıp "oo afiyet olsun, yahu bizim memlekette de buna benzer bir yemek var, annem de pek güzel yapardı, bühüüü" diye acındırarak masanın üstündeki bütün yemekleri mideye indirebilir. yeter ki mutfakta biri yemek yerken orada bitivermeyi becersin.
öğrencilikteki en temiz karın doyurma şüphesiz ki budur; yemek pişiren birini görüp pusuya yatmak. ya da basitçe şanslı olmak.
Doğru zamanda doğru yerde olmakmış da bilmem neymiş. Delikanlıysan, yanlış zamanda doğru yerde ol hadi, doğru zamanda yanlış yerde ol da görelim. Konforlu minnoşlar.
tanrının aklını okumayı gerektiren durum. üzerinde deli gibi çalışsam da henüz bunu başaramadım. ben hangi değişkenlerle oynayacağımı düşünürken var olan her şey giderek kaotikleşiyor. belki de tanrının aklını okuyorumdur ancak tanrı onun aklını okuduğumu anladığı için önüme daha önce hiç karşılaşmadığım engeller koymaya başladı.