yanlış kişiye denk gelmiştir, kiminin yanlışı kiminin doğrusunu götürür sonuçta. hayatta 1 yanlış bir doğruyu götürüyor. ne kadar da felsefik cümleler kurdum öyle, çok duygusalım bu gece.
iki seneye yakın arar, nihayet izini bulur, elini tutmanın, dudaklarından öpmenin hayaliyle yanıp tutuşursunuz ama sizin hissettiklerinizin yanından geçmez hissettikleri. kalp acır, yollar ayrılır, güzel başka gönüllere gider. sonra da ne tesadüftür ki onun yıllarca ders aldığı sınıflarda ders almaya başlarsınız.
insanı acıtan deneyimdir.
doğru kişinin çöp kutusunda olma ya da doğru bulduğu kişiyi çöp kutusuna atma olasılığı olmadığı için, kendi içinde çelişen acıdır. doğru kişi; aldatmadan, ayrılmadan, aldatma ya da ayrılmaya teşvik etmeden, ben ölmeden ya da en azından 90'ıma gelmeden ölmeyen kişidir. diğerleri doğru kişi taslağıdır.
insanı yaşatan umuttur denir. umudun olduğu yerde çıkış yolu vardır. yani hayatın boyunca çaresiz kaldın mı gerçekten diye sorgulamalı şu durumda kendini? en kötü ihtimalle umudu zamana yüklemedin mi?
beklemediğin bir anda yardım eli sayesinde kendini kötümsediğinden çok daha iyi bir yerde bulmadın mı?
yaşamanın en büyük keyfi bence yaşadığımızı paylaşmaktır. paylaşmak kadar güzel şey yoktur dünyada. bu müzik olur bu düşündüklerimiz olur, sevgimiz olur... bazen çayımız bazen de tenimizin sıcaklığı... ve insanoğlu işte paylaşmanın tadına varınca vazgeçmeyecektir.
gelelim doğru insan olayına. karşımızdaki insanla ne kadar çok şey paylaşırsanız o ölçüde özeliniz olur. özeliniz arttıkça size o doğru olur. çünkü hayatınızın bir parçasıdır. her şeyinizi paylaşırsınız ve o eksik olduğunda da size anlamsızlaşır yediğiniz ekmek dahi.
şimdi de eksik olduğunu düşünelim. üstelik hata etmişsin. onu kendinden uzaklaştırmışsın. aslında söylemek istemediğin sözler söylemişsin belki. ya da bazı elinde olmayan sebeplerden ötürü olaylar zinciri ondan ayrı düşürmüş seni. ne farkeder? sonuçta eksiksin ondan.
bir de bunun farkındaysa, çok acı çeken insandır. hatalarının, pişmanlıklarının farkına sonradan varmıştır.
bu insan, olgundur artık, güçlüdür hayata karşı. öyle ki, basit ayrılıklar, acılar üzmez artık onu kolay. adı üstünde dile kolay, doğru insanı kaybetmiştir o, koymaz hiçbir şey ona daha fazla.
bu insan; gözyaşlarının tadını en iyi bilenlerdendir. alışkındır mutsuzluğa, hüzünlere, aniden oluşan boşluklara... o boşlukları hissettiğinde dolduramayacağını da bilir bu kişi, bu yüzden daha bir dikkatlidir artık hayatta. daha fazla hata yapmaktan, doğruları bulamamaktan, elindekileri de kaybedebilmenin verdiği tereddütlerle yaşar.
kendi hataların yüzünden kaybediyorsan evlat acısı gibi koyar insana. sabahları gözünün içine giren güneş ışıklarıyla mutlu uyanmak yerine neden uyanıyorum ben, uyanmamalıyım, sadece uyumalıyım düşüncesini dolaştırır beyninde. kişi, kör kuyularda çaresiz kalmış gibidir. yemek yemek sadece yaşamak içindir artık. eskiden birlikte yediğiniz o güzel soslu tavuklar, mısırlı salatalar hiç iştah açıcı gelmez. bebek maması bile koysalar önünüze yaşamak için yersiniz. onun yanında tek tük içtiğiniz sigaralar yerini arka cebinizde taşıdığınız bir paket sigaraya bırakır. ondan kalan bir çakmağı kullanmak istersiniz, eliniz titrer, parmağınızı yakarsınız belki de. arkadaşlarınızla gülüp eğlenirken bir anda durgunlaşırsınız, ne yapıyorum ben, o artık yok, hayatımın anlamını kaybettim sanırım diye düşünürsünüz. en olmadık zamanlarda, en olmadık yerlerde dalar gidersiniz, ineceğiniz durağı kaçırırsınız bazen.
özet geçsem ya, katlanılamaz değildir ama insanı hayattan soğutur, anlamsız gelir çoğu şey. sizi hayata tekrar bağlayan kişiyse bir de bu, normal yaşantınıza dönmeniz uzun zaman alabilir.
gerçekten müthiş bir acıdır..herkese doğru kişiyi bulduğunu anlatırsın her şeyi onunla yaparsın onsuz bir saniye bile geçirmessin ama bigün bi bakarsın ki o yok..bunun bünyeye verdiği acı sanırım anlatılmaz yaşanır tabiki yaşamamasını dilerim kimsenin.
doğru kişinin dünya'da tek olduğuna inanma saçmalığından bu kadar büyüyen acıdır. halbuki insan çok karmaşıktır. pek çok yönden doğrular ve yanlışlar vardır. tamamen doğru kişi olmadığı gibi tamamen yanlış kişi de yoktur. o halde bu kadar üzülmeye gerek yoktur.
belki de doğru sanılan kişinin doğru olmadığı için olan olaydır. eğer doğru kişiyse bile başka bir doğru kişiyi bularak sonlanacak olan acıdır. çok üzülmeyin, dünyada çok insan var. deneye, yanıla, üzüle, yıprana bulunacaktır elbet.
bir de bu acı uzunca bir süre alkol, sigara ve uykusuzluk üçgenine hapsolur o ayrı bir konu.