pandemiler, salgınlar da doğaya zarar verildiği için olabilir.
neden böyle düşündüm?
hani o pandemi sebebiyle, evlere kapandık fabrikalar çalışmadı, dumanlar salınmadı.
o an yakın çevremdeki doğada ve gezdiğim yerlerdeki değişimlere cidden hayret etmiştşim.
kaldırım taşları ve o taşlarla döşenmiş yolların ortasından bile otlar fışkırmıştı. ağaçlar daha hızlı büyüdü, kuşlar çoğaldı.
kime yaradı doğaya. hani derler ya bi iş kime yarıyorsa fail odur diye. o hesap.
ister kabul edin ister etmeyin bütün canlılar doğanın çocuklarıyız.
doğa hakkaten bir ana gibi bir sürü yaramazlığımıza göz yumar, çocuk işte falan der dokunmaz ama sonuçta o da bir canlı. verdiğimiz zarar doğanın boyutlarına yaklaşırsa o da kızar.
mekanizma bu.
elbet bu konuda fikrim vardı ama bugün tv lerde bazı sel görüntüleri izledim. yahu sular çoşmuş doğaya zarar veren ne kadar araba varsa katmış önüne resmen yerden yere vuruyor.
dedim gerçekten hayret. sen nasıl tespit ettin gerçek suçlulardan birinin arabalar olduğubu. biraz daha kızarsa o koca koca apartmanları da katacak önüne, sürükleyecek.
ayık olalım.
şimdi diyeceksiniz ki e pilot hep respit yapmışın. çözüm ne?
çözüm çok kolay aslında ama kimse yapmıyor.
çözüm şu. büyük yerleşime sahip şehirler inşa edilirken doğaya da hak tanıyacaksın.
doğaya hak tanımak şöyle oluyor. mesela her semtin en az 3 te biri doğanın olacak. öyle ağaç dikeyim, park yapayım falan değil, doğal haliyle bırakacaksın. vahşi haliyle. doğada her yer ağaç ve yeşil değildir. o yörenin doğası neyse öyle kalacak. haa eskiden ağaçlar varsa kesildiyse dik gene ama doğal hali olsun.
diyeseksin ki bunu yapmak için o kadar istimlak parası nerden bulunacak evet bu büyük sorun ama yeni yapılan yerlerde de buna dikkat edilmiyor. adım başı site. doğaya hiç yer yok.
aslında işin aslı büfus yoğunluğunu sınırlamaya dayanıyor. km kareye kaç insan düşüyorsa o kadar eve izin vereceksin.
ülke büyük bırak bir sürü yeni şehir kurulsun ama doğaya da yaşayacak yer bırak.
her yere beton veya beton taş döşeme.
şu anda bile herkesin yapabileceği bir iş de var. sokağınıza, ufak bahçenize, balkonunuza ağaç dikin. bir ağaç en az 15 kişinin oksijen ihtiyacını karşılıyor.
her yere ağaç dikin.
kaldırımdan bi parke kaldırın fidanı sokun oraya o alta doğru büyür oradan beslenir.