doğan grubunun akp ile baş edememesi

entry7 galeri0
    ?.
  1. emin çölaşan, bekir coşkun gibi ordu sevdalısı, demokrasi düşmanı yazarlarını elinde tutamaması, ertuğrul özkök gibi bu gelen hükümete de istediğimi yaptırtırım düşüncesine sahip genel yayın yönetmeninin işine son vermesi ve son olarak da aydın doğan'ın emekli olması ve koltuğunu kızına bırakması. hepsi bize akp ile baş edememesini gösteriyor doğan grubunun. bu defa yanlış kayaya tosladıklarını, akp'nin ummadıkları kadar çetin ceviz çıktığının bir belirtisi.

    aslında her şey siyasi amaçlardan çok ticarete dayanıyor. aydın doğan'ın dışbank'ı satana kadar ki izlediği yol haritası ve sattıktan sonraki akp açılımı bunun net göstergesi. istanbul ve bilumum şehirlerde doğan grubunun ruhsat problemleri, vergi cezaları vs..

    çiller, erbakan, ecevit dönemlerindeki gibi hükümete istediğimizi yaptırtırız, ticaret ile gazeteciliği aynı anda yürütürüz, biz medya gücüyüz, istediğimizi getiririz, istediğimizi kapının önüne koyarız anlayışı tüm bunlara sebep oldu. akp sandıkları hükümetler gibi değildi, 28 şubat'a açıkca destek veren bir genel yayın yönetmeninin gazetesine de tahammül edemeyeceği, taviz veremeyeceği tahmin edilemedi. bir şekilde kunduna getirip akp'yi de elde ederiz düşüncesi beyinlerinde patladı.

    sipariş üzerine gazetecilik dönemi bitti artık. dünyanın hiçbir saygın medya grubu, hem petrol, hem banka, hem bilişim ve daha bir çok alanla aynı anda gazetecilik işini kotaramazken , tenezzül etmezken, bunun böyle olmayacağını bilirken, türkiye'de gazete çıkaran herkes, kanal sahibi herkes aynı anda bir çok şey yapmaya çalıştı yıllar yılı. çıkar ilişkileriyle, hükümet beklentileri ve yapacakları haberler de bu yüzden hep birbirleriyle çatıştı. mümkün değildi çatışmaması, yürümemesi ve öyle de oldu zaten.

    aydın doğan kızına bıraktı tüm işlerini. önce genel yayın yönetmenini kovdu sonra da kendisini. aynı gün nil karaibrahimgil'in oynadığı hürriyet'te değişim temalı reklamları dönmeye başladı kanallarda.

    ülkenin en büyük gazetesi ilan edilen bir kurumun birdenbire değişme arzusuna masumca inanmamız büyük saflık olur. ne oldu da değişmeye mahkum oldu hürriyet ve doğan grubu ?

    anladılar mı dersiniz artık akp'ye yenildiklerini?

    bence evet. bu işi böyle yapamayacaklarını anladılar ve enis berberoğlu gibi saha mütevazi, daha ılımlı birini getirdiler. aydın doğan'da sahneden çekilerek, bir kadına bıraktı sahneyi. belki artık ilişkilerin yumuşamasını istiyorlardır.
    4 ...
  2. ?.
  3. ?.
  4. paranın her şeye çare olamayacağının kanıtıdır.
    1 ...
  5. ?.
  6. 1.
  7. kısır çekişmelerin, iktidar savaşının, çıkarların çatışmasının sana bana bir faydası olmayan yanı. evet bir yandan kavga ediyorlar ama gel bak rize'de sahil cami'nin yanında adam daha yeni po istasyonu açtı, şehir içi, caminin yanı diyorum dikkatini çekerim. saatli bomba. bir patlama olsa orada cami yok olur. karşılıklı bir birbirini kaşıma olayı. güçleri dengeleyip yollarına devam ederler merak edilecek bir şey yok. ertuğrul'dan başka kelleler de gidebilir ama aydın doğan'sız tayyip bir hiçtir.
    0 ...
  8. 2.
  9. demokrasi açısından üzücü durumdur. görüşü ve duruşu ne olursa olsun, bir şirketin bir hükümet tarafından alaşağı edilmesi sevinilecek bir durum olmamalıdır. medya-ticaret-siyaset üçgeni diğer medya gurupları için de geçerlidir. ticari şirkerlerin çıkışı da inişi de müşteriler ve hisse sahipleri tarafından yapılmalıdır.
    2 ...
  10. 3.
  11. doğan bu ülkede sermayeyi temsil ediyordu ve bunun yanında medyayı. medya ise türkiye içerisinde sahibine siyasete etki etme ve hatta bazen el altından yönlendirme gücünü veriyordu. mesut yılmaz, demirel, ecevit gibi adamlar medya patronlarının bir tarafını yalamayı iyi bilirlerdi ve buna mecburdular. uzanların batış sürecini hatırlayın: bir medya patronu olan uzan'ın evlerindeki kasalardan neredeyse her siyasetçiyle ilgili fotoğraflar, kasetler, belgeler çıkmıştı. uzan bu kahpe yöntemi çok iyi kullanıyor, çok sağlam işlere imzasını koyabiliyordu, çünkü koalisyonlar yolsuzluklara boğazına kadar batmış, neredeyse her bakan, her millet vekili bir dolap çeviriyordu. sonra ne oldu: akp geldi. akp'den de uzan gibiler bir şeyler koparmak için kolları sıvadı. çünkü bu daha önce de böyleydi şimdi de böyle olacaktı. ama yanıldılar. ak parti gerçekten siyasete bir doğruluk katma amacına sahipti. savaş başladı, uzan elinden geleni yaptı ama kaybetti. bilmiyorum neden ama bu savaşı kazanan hükümetin müthiş başarısı hemen unutuldu.

    ak parti- doğan ilişkisi başlarda olması gerektiği gibiydi sanki ama doğan önceki hükümetler zamanında aldıklarını şimdi alamıyordu. bu büyük problemdi. çünkü hükümet deviren, hükümet kurduran bu adam simdi bu kadar güce sahip değildi. istediği gibi at koşturamıyordu artık. yeni savaş başladı. ak partinin şeriat devleti kurma çabaları, memleketin her köşesinden kotarılan gericilik haberleri ile destekleniyor, liselerde namaz kılan çocuklar tehlike çanları oluyordu. yılın kuvvacısı uğur dündar cumaya giden lise öğrencilerini haber yapıp çıldırırcasına tehlikeyi anlatıyordu. ama bu sefer ancak e-muhtira oluyordu elde edebildikleri. sevindiler ' hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, akp bundan sonra ayağını denk alacak' diyordu oktay ekşi, demokrasinin canını yakmaktan çekinmiyordu. ama olmadı. iş bu güne kadar geldi te ülke yeni bir yola girdi aslında: her kurumun yavaş yavaş bu ülke için aklı selimi seçmesi. demokrasi adına büyük adım attı türkiye böylece, eski zavallı günler geride kaldı.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük